SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’S SALAT

<< - - - >>

GİRİŞ:

 

Bu şerhin mukaddimesinde, Siracuddîn el-Bulkînî'nin görüşlerini özetleyerek, sıralanış bakımından Sahih-i Buhârî'nin bölümleri arasındaki ilişkiyi anlatmıştık. İlk olarak taharetle ilgili bölümlerden sonra namaz bölümünün ele alınmasını, şart koşulandan önce şartın, hedeften önce aracın gelmesi gibi bir ilkeye dayalı olduğunu belirtmiştik. Sonra Namaz Bölümünü inceledim. Yirmiden fazla alt başlıktan oluştuğunu gördüm. Bu münasebetle, şerhe başlamadan önce bu başlıkların tertibindekİ uyumdan bahsetmeyi gerekli görüyorum.

 

Buhârî kitabında ilk önce namazın dışındaki farzlara temas etti. Bu vesileyle taharet, setr-i avret, kıbleye yönelmek ve vaktin girmesi konularına yer verdi. Bunlar arasında çeşitli bölümlere ayrıldığı için taharet konusunu, müstakil baş­lıklarla ele aldı.

 

Namaz Bölümünü ise, İslâm'ın diğer şartlarının aksine ne zaman farz kılın­dığını belirterek başladı. Setr-i avret, sadece namaza özgü bir farz değildir. Bun­dan dolayı genel olarak örtünmeden bahsetti. Sonra farz ve nafile namazlarda gerekli olan kıbleye yönelmekten bahsetti. Korku halinde ve yolculuk esnasında binek üzerinde kılınan nafile namazlarda kıbleye yönelmenin şart olmadığına işaret etti. Kıbleye yönelmek bir mekanı çağrıştırır. Bu nedenle camilerden mescidlerden bahsetti. Daha sonra kıbleye yönelmekle ilgili konulardan olan sütre meselesine geçti.

 

Kıbleye yönelmeden sonra, başka bir farz olan vaktin girmesini ele aldı. Va­kit şartı, sadece farz namazlarda aranır. Vaktin girdiği ancak yapılacak ilan ile anlaşılır. Bu yüzden ezan bahsine yer verdi. Böylece ezanın vakitle ilgili oldu­ğuna işaret etti. Ezan, namaz için toplanmaya davet ilanı demektir. Bu yüzden cemaat konusunu ele aldı. Cemaatin en azı bir imam, bir de me'ınum’dan olu­şur. Bu vesileyle imamlık konusunu zikretti.

 

Namazın farzları ve bunlarla ilgili konular sona erince, vasıflarıyla ilgi ilgili meselelere geçti. Farz namazların belli bir şekilde cemaatle kılındığından yola çıkarak Cuma ve korku namazını kaydetti. Sıkça kılındığı için Cuma namazını korku namazından önce anlattı. Daha sonra cemaatle kılınan nafile namazlara yer verdi. Bu çerçevede bayram ve vitir ile yağmur duası ve ay tutulmasıyla ilgili namazlardan bahsetti. Ay tutulması ile ilgili namazı en sona bıraktı. Çünkü di­ğerlerinden biraz farklı kılınır. Zira bu namazda rükû sayısı fazladır. Daha sonra İse, secde sayısı fazla olan tilavet secdesinden bahsetti. Çünkü tilavet secdesi bazen namazda İken gerekir, bu da secde sayısını artırır.

 

Bunlardan sonra, adet bakımından eksik olanlara geçti. Bu çerçevede na­mazların kısaltılmasından bahsetti. Cemaatle kılınması gereken namazları bitir­dikten sonra, cemaatle namaz kılmanın müstehap olmadığı bilinen diğer nafile namazlara geçti. Ardından namaza başladıktan sonra şart olan şu üç hususa yöneldi. Bunlar, iftitah tekbirinden sonra konuşmamak, namaza ait olmayan davranışlardan sakınmak, yemeden uzak durmaktır. Daha sonra kasıtlı olarak yapılan fiillerle namazı bozan durumları ele aldı. Burada, yanılmalara değinmesi gerekti. Bundan dolayı sehiv secdesinin hükümlerinden bahsetti. Buraya kadar anlattıkları, rüku ve secdenin bulunduğu namazlara ilişkin hükümlerdi. Bundan sonra ise rükû ve secdenin bulunmadığı cenaze namazına geçti.

 

Buhârî'nin "el-Câmi'u's-Sahîh"inde yer alan "Namaz Bölümü"nün konuları arasındaki münasebetler bundan ibarettir. Diğer sarihler bu konuya hiç yer ver­memişlerdir. İlham ettiği ve öğrettiği bilgilerden dolayı Allah'a hamd olsun.