باب: المشي
والركوب إلى
العيد
والصلاة قبل
الخطبة بغير
أذان ولا
إقامة.
7. Bayram Namazına Yürüyerek Ve Binek Sırtında Gitmek Ezan ve
Kamet Olmaksızın Hutbeden Önce Namazı Kılmak
حدثنا
إبراهيم بن المنذر
قال: حدثنا
أني، عن عبيد
الله، عن
نافع، عن عبد
الله بن عمر: أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم كان يصلي
في الأضحى
والفطر، ثم
يخطب بعد
الصلاة.
[-957-] Abdullah İbn Ömer (r.a.)'in şöyle dediği nakledilmiştir:
"Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Kurban ve Ramazan bayramı
namazlarını kıldırır ve namazdan sonra cemaate hitap ederdi.
Tekrar: 963
حدثنا
إبراهيم بن
موسى قال:
أخبرنا هشام:
أن ابن جريج
أخبرهم قال:
أخبرني عطاء،
عن جابر بن عبد
الله قال:
سمعته يقول: إن
النبي صلى
الله عليه
وسلم خرج يوم
الفطر، فبدأ
بالصلاة قبل
الخطبة.
[-958-] Ata'dan nakledilmiştir: "Cabir İbn Abdullah (r.a.)'ın şöyle
dediğini duydum: Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ramazan bayramı
namazı için musallaya gitti ve hutbeyi okumadan önce namazı kıldırdı.
Tekrar: 961, 978
قال:
وأخبرني عطاء: أن
عباس أرسل إلى
ابن الزبير،
في أول ما
بويع له: إنه
لم يكن يؤذن
بالصلاة يوم
الفطر، إنما الخطبة
بعد الصلاة.
[-959-] Ata'dan nakledilmiştir: "Abdullah İbn Abbâs, ilk defa
Abdullah İbnü'z-Zübeyr'e bey'at edildiğinde bir elçi vasıtasıyla şu bilgiyi
göndermişti: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem zamanında Ramazan
bayramı namazı için ezan okunmazdı ve hutbe de namaz'dan sonra okunurdu."
وأخبرني
عطاء، عن ابن
عباس، وعن
جابر بن عبد الله
قالا: لم
يكن يؤذن يوم
الفطر ولا يوم
الأضحى.
[-960-] Abdullah İbn Abbâs ile Câbir İbn Abdullah (r.a.)'ın şöyle
dedikleri nakledilmiştir: "Ne Ramazan bayramı namazı ne de Kurban bayramı
namazı için ezan okunurdu."
وعن
جابر بن عبد
الله قال:
سمعته يقول: إن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قام فبدأ
بالصلاة، ثم
خطب الناس
بعد، فلما فرغ
نبي الله صلى
الله عليه
وسلم نزل، فأتى
النساء
فذكرهن، وهو
يتوكأ على يد
بلال، وبلال
باسط ثوبه،
يلقي فيه
النساء صدقة.
قلت لعطاء:
أترى حقا على
الإمام الآن
أن يأتي
النساء فيذكرهن
حين يفرغ؟
قال: إن ذلك
لحق عليهم،
وما لهم أن لا
تفعلوا.
[-961-] Ata'dan nakledilmiştir: "Cabir İbn Abdullah (r.a.)'ın şöyle
dediğini duydum: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem kalktı ve önce namazı
kıldırıp ardından cemaate hitap etti. Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem
hutbeyi bitirip indi ve kadınlara yönelerek öğütlerde bulundu. Bu sırada
Bilal'ın elinden tutuyordu. Bilâl ise elbisesinin eteğini açmış kadınların
attığı sadakaları topluyordu."
Bu hadis'in ravilerinden İbn Cüreyc: "Ben Atâ'ya, şu andaki
imamların / görevlilerin hutbe bittikten sonra kadınlara yönelip öğütler verme
ve onları uyarma görevi var mıdır, diye sordum. Şöyle cevap verdi: Tabiî ki
vardır... Fakat maalesef bunu yapmıyorlar, gerçekten niye yapmıyorlar
bilmiyorum!"
AÇIKLAMA: İmam Buharî'nin kullandığı bu konu başlığı üç
hüküm İçermektedir:
1. Bayram namazı için musallaya nasıl gidileceği,
2. Hutbenin namazdan sonra okunması,
3. Bayram namazları için ezan okunmaması.
Birinci hükümle ilgili olarak İbnü't-Tîn'in şöyle bir itirazı
vardır: "İmam Buhârî'nin zikrettiği rivayetler içinde musallaya ne
yürüyerek ne de binek üzerinde gitmek konusunu anlatan bir İfade
bulunmaktadır."
Onun bu itirazına Zeyn İbnü'l-Müneyyir şu cevabı vermiştir:
"Yürüyerek ve binek üzerinde gitmekle ilgili olarak hiçbir açıklamanın
bulunmaması bunların her ikisinin de caiz olduğunu ve birinin diğerine göre
herhangi bir üstünlüğünün bulunmadığını gösterir."
İkinci hüküm ise bu başlık altında zikredilen rivayetlerde açık
bir şekilde görünmektedir. Bu uygulamayı (namazın hutbeden önce kılınması) ilk
olarak kimin değiştirdiği konusunda görüş ayrılıkları bulunmaktadır. İmam
Müslim'in Tarık İbn Şihâb yoluyla Ebu Saîd'ten naklettiği rivayette açıkça
ifade edildiği gibi bu yönetici kişi Mervân İbnü'l-Hakem'dir. Bununla birlikte
bu uygulamayı daha önce Hz. Osman'ın değiştirdiği de söylenmiştir.
İbnü'I-Münzir sahih bir senedle Hasan-ı Basrî'nin şöyle dediğini nakletmiştir;
"Namazdan önce hutbe okuma uygulamasını ilk başlatan Hz. Osman'dır. O
başlangıçta önce namaz kıldırıp daha sonra hutbe okurdu. Fakat daha sonra
halkın namaza yetişemediğini görünce önce hutbe okuyup sonra namaz kıldırmaya
başladı." Görüldüğü gibi Hz. Osman'ın bu sırayı değiştirmekteki gerekçesi
ile Mervân'ın gerekçesi birbirinden farklıdır. Çünkü Hz. Osman halkın namaza
yetişebilmeleri için böyle davranmış ve namazı kılabilmeleri noktasında onların
maslahatını gözetmiştir. Halbuki Mervân'ın gerekçesi halkın hutbeyi
dinlemelerini sağlamaktır ve dolayısıyla hutbeyi dinleyebilmeleri noktasında
cemaatin maslahatını göz önünde bulundurmuştur.
Ezanın okunmaması hakkındaki üçüncü hükümle ilgili tek bilgi
Abdullah İbn Abbâs'tan'nakledilen rivayette bulunmaktadır. Ebu Davud'un, Tâvus
yoluyla İbn Abbâs'tan sahih bir senedle naklettiği bir rivayet şöyledir:
"Resulullah (s.a.v.) bayram namazını ezansız ve kâmetsiz olarak
kıldırdı." Aynı hükme delalet eden başka rivayetler de vardır: Müslim'in
Câbir İbn Semure'den, Bezzâr'ın Sa'd İbn Ebu Vakkâs'tan ve Taberânî'nin
el-Evsat'ta Berâ bin Azib'ten naklettiği rivayetler böyledir. İmam Mâlik
Muvatta’da şunlar söylemektedir: "Ben pek çok âlimimizin şöyle dediğini
duydum; Resulullah (s.a.v.) zamanından günümüze kadar Kurban ve Ramazan bayramı
namazlarında ne ezan okunmuştur ne de kamet getirilmiştir. Zaten bizim
şehrimizde hakkında hiçbir görüş ayrılığı bulunmayan sünnet de budur."
Tüm bu açıklamalar ışığında konu başlığı ile bu başlık altında
nakledilen rivayetler arasında uyum bulunduğu da ortaya çıkmış olur.
Câbir'den nakledilen bir rivayette geçen "Ne kamet
getirilirdi ne de başka bir şey..." ifadesinden yola çıkan bazı âlimler
bayram namazlarından önce konuşulmaması gerektiği hükmünü de çıkarmışlardır.
İbnü'z-Zübeyr'e halife olarak bey'at edilmesi Yezîd İbn
Muâviye'nin ölümünden sonra hicrî 64. yıla rastlar.