5. Allah'ın Haram Kıldığı Şeylere Dikkat Edilmediğinde Cenab-I
Hakk İnsanları Kıtlık Belasına Düşürür
(İmam Buharî'nin kullandığı bu konu başlığı
Hamevî'nin Buharî rivayetinde herhangi bir hadis ve rivayet bulunmaksızın
nakledilmiştir.)
باب:
الاستسقاء في
المسجد
الجامع.
6. Merkezî Büyük Bir Mescid (Cami)'de Yağmur Duası Etmek
حدثنا
محمد قال:
أخبرنا أبو
ضمرة أنس بن
غياض قال:حدثنا
شريك بن عبد
الله بن أبي
نمر: أنه سمع
أنس بن مالك
يذكر: أن
رجلا دخل يوم
الجمعة من باب
كان وجاه
المنبر،
ورسول الله
صلى الله عليه
وسلم قائم
يخطب،
فاستقبل رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
قائما، فقال:
يا رسول الله،
هلكت
المواشي،
وانقطعت
السبل، فادع
الله يغيثنا.
قال: فرفع
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يديه
فقال: (اللهم
اسقينا،
اللهم اسقنا،
اللهم اسقنا).
قال أنس: لا
والله، ما نرى
في السماء من
سحاب، ولا
قزعة، ولا
شيئا، وما
بيننا وبين
سلع من بيت
ولا دار. قال:
فطلعت من ورائه
سحابة مثل
الترس، فلما
توسطت السماء
انتشرت ثم
أمطرت. قال:
والله ما
رأينا الشمس
ستا. ثم دخل
رجل من ذلك
الباب في الجمعة
المقبلة،
ورسول الله
صلى الله عليه
وسلم قائم
يخطب،
فاستقبله
قائما، فقال:
يا رسول الله،
هلكت
الأموال،
وانقطعت
السبل، فادع
الله يمسكها.
قال: فرفع
رسول الله
يديه، ثم قال:
(اللهم حولينا
ولا علينا،
اللهم على
الآكام والجبال،
والآجام
والظراب،
والأودية
ومنابت الشجر).
قال: فانقطعت،
وخرجنا نمشي
في الشمس.قال
شريك: فسألت
أنسا: أهو
الرجل الأول؟
قال: لا أدري.
[-1013-] Enes İbn Malik (r.a.)
şöyle demiştir: "Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir Cuma günü
minber üzerinde ayakta hutbe okurken bir bedevî minberin karşısındaki kapıdan
mescide girdi ve sonra Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e doğru yönelip ayakta
durarak şöyle seslendi: "Ey Allah'ın Resulü, hayvanlar helak oldu,
yollarımız kesildi perişan bir haldeyiz... Allah'a dua et de yağmur yağdırıp
bizi bu sıkıntılardan kurtarsın." Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem ellerini kaldırdı ve üç defa: (Allah'ım bize yağmur gönder)" dedi.
Allah'a yemin ederim ki, o sırada gökyüzünde tek bir bulut bile görünmüyordu,
bulut namına hiçbir şey yoktu. Hatta Sel' dağı ile aramızda bulutları görmemize
engel olacak ne bir ev ne de bir yapı vardı. Bir süre sonra Sel' dağının
ardından daire şeklinde bir bulut yükseldi. Bu bulut gökyüzünün tam ortasına
gelince dağıldı ve sonra her taraf'a yayıldı. Sonra da yağmur yağmaya başladı.
Vallahi bir hafta boyunca güneş yüzü görmedik. Bir sonraki Cuma yine Resul-i
Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem ayakta hutbe okurken aynı kapıdan birisi
girip Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in karşısında durdu ve şöyle dedi:
"Ey Allah'ın Resulü, mallarımız helak oldu, yollarımız kesildi. Allah'a
dua et de yağmurlar kesilsin!" Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem ellerini kaldırıp şöyle dua etti: "Allah'ım, çevremize yağdır,
üzerimize değil! Allah'ım, çevremizdeki dağlara, tepelere, vadilere ve
bitkilerin - ağaçların yetiştiği yerlere yağdır!"
Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem bu şekilde dua edince yağmur kesildi ve biz mescid'den çıkıp
güneşin altında yürüdük."
Hadisin ravilerinden
Şerîk Enes İbn Malik'e "Yağmurun kesilmesi için Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'den dua isteyen ile yağması için dua isteyen aynı kişi
miydi?" diye sormuş ve Enes ona: "Bilmiyorum" diye cevap
vermiştir.
AÇIKLAMA: İmam
Buhari bu başlığı kullanarak yağmur duası için musallaya çıkmanın şart olmadığına
işaret etmiştir. Çünkü musallaya çıkılırken arzulanan şey daha fazla insanın
toplanmasını sağlamaktır. İşte büyük bir camide aynı şekilde birçok İnsan
toplamak mümkün olacaktır. Özellikle de Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem
döneminde bu maksadı gerçekleştirmek daha kolaydır. Çünkü o dönemde büyük
camilerin sayısı fazla değildir.
Bu rivayette mescide
giren kişinin "Hayvanlar helak oldu" dediği kaydedilmiştir. Kerîme
ve Ebu Zer'in Küşmîhenî'den rivayeti böyledir. Fakat başka rivayetlerde bu ifade
"Mallar helak oldu" şeklinde geçmektedir. Ancak mallardan kasıt da
yine hayvanlardır. Hayvanların helak olması ise yağmur yağmadığı için
yaşamalarını sağlayacak yem ve otlardan yoksun kaldıklarını ifade eder.
Yağmur yağması için
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den dua isteyen Şahsın kullandığı "yollar
kesildi" ifadesi şu anlamlara gelebilir:
1. Develer açlıktan
bitkin ve zayıf düştü artık yola çıkamıyor.
2. Yol boyunca
otlayacağı bitkiler artık bitmiyor ki yiyip karnını doyursun ve gücünü
toplasın.
3. İnsanların ellerinde
yiyip karınlarını doyuracakları hiçbir gıda kalmadı.
4. Ellerindeki gıda
maddeleri o kadar azaldı ki ancak kendilerine yetiyor ve bu yüzden o gıdaları
pazarlara getirmiyorlar."
(Sel' Medine'deki bir
dağın ismidir.)
Yağmurun kesilmesi
için Resulullah'tan (s.a.v.) dua İsteyen kişinin "yollar kesildi"
ifadesi şu anlamlara gelir:
1. Yağmur yüzünden
otlaklara gidemiyoruz ve hayvanları otlatamadığımız İçin helak oluyorlar.
2. Hayvanları yağmurdan
koruyabileceğimiz sığınaklar bulunmadığı için helak oluyorlar. Nesai’nin Saîd
İbn Şerik yoluyla naklettiği rivayette geçen "Yağmur sularının çokluğundan..."
ifadesi de bu açıklamayı desteklemektedir. Buna göre yolların kesilmesi yağmur
suları sel olup aktığı İçin yollardan geçilememesini anlatır.
Hadisten Çıkan Sonuçlar
1. ihtiyaç durumunda
hutbe okuyan imamla konuşulabilir.
2. Hutbe sırasında
ayakta durulur ve birisiyle konuşmak ve yağmur yağması dolayısıyla hutbe
kesilmez.
3. Bir kişi kalkıp
herkesin ihtiyacını ve durumunu dile getirebilir. Sahabenin önde gelenlerinin
böyle bir taleple Resul-i Ekrem'e (s.a.v.) gitmemelerinin sebebi teslimiyet
yolunu tercih etmeleridir. Nitekim Enes İbn Malik'in: "Bir bedevînin gelip
Resulullah'tan (s.a.v.) dua istemesini o kadar arzuluyorduk ki..."
şeklindeki ifadesi de onların edeplerinden dolayı Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'den böyle bir dua isteyeme dikler ini gösterir.
4. Hayırlı ve fazilet
sahibi insanlardan ve dualarının kabul edileceğine inanılan kimselerden dua
istenebilir. Bu kimselerin de böyle talepleri geri çevirmeyip dua etmeleri
uygundur.
5. Dua sırasında kulun
kendisinin ve dua isteyenlerin halini anlatması duanın edepleri arasındadır.
Böylece Allah Teala'ya tam anlamıyla yönelmek mümkün olacak ve Cenab-ı Hakk'ın
şefkati kazanılacaktır. Bunun sonucu ise duanın kabul olunacağına dair
umutların artmasıdır.
6. Duanın üç defa
tekrar edilmesi güzel bir davranıştır.
7. Cuma hutbesi
sırasında yağmur duası etmek mümkündür, hutbeye yağmur duası sonradan
sikıştırılabilir. Bu duanın kıbleye dönmeden ve elbiseyi çevirmeden minber
üzerinde yapılması mümkündür.
8.Yağmur duası namazı
yerine Cuma namazını kılmakla yetinmek mümkündür. Zaten rivayetin bağlamına
baktığımızda Resul-i Ekrem'in (s.a.v.) Cuma namazıyla birlikte yağmur duası
namazına da niyet ettiğini gösteren bir açıklama bulamayız.
9. Allah Teala'nın
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in dualarını kabul etmesi O'nun s.a.v.
Nebiliğinin delillerinden biridir. Nitekim Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem
başlangıçta yağmurun yağması için ve daha sonra da yağmurun kesilip gökyüzünün
açılması için dua etmiş ve duaları kabul olunmuştur. Hatta sırf gökyüzüne
eliyle işaret etmesi bulutların açılmasını sağlamıştır; bulutlar bile onun
emrine boyun eğmiştir.
10. Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem bize bu dualarıyla bir
edep daha öğretmiştir. Bu edep de şudur: Söz konusu şahıs yağmurun kesilmesi
için Resulullah'tan (s.a.v.) dua isteyince hemen yağmurun kesilmesi için dua
etmemiş, aksine başka yerlerin de ihtiyacı olduğunu düşünerek yağmurun oralara
yağmasını istemiştir. Böylece hem bazı yerlerin şiddetli yağmur dolayısıyla
zarar görmesini engellemiş, hem de başka bölgelere yağmurun yararının ulaşmasını
sağlamıştır.
11. Cenab-ı Hakk
kullarına bir nimet verdiğinde bu nimet dolayısıyla bazı külfetler ve
sıkıntılar ortaya çıkabilir. Böyle durumlarda asla öfkeye ve isyana
kalkışılmamalıdır. Aksine bu sıkıntıların ortadan kalkması, fakat nimetin
sürekli olması için Allah'a yalvarıp yakarmaya devam etmelidir.
12. Kulun kendisine
ilişen zararların ortadan kalkması için dua etmesi tevekkül anlayışına ters
bir davranış değildir. Bununla birlikte her türlü sonucu Allah'a ısmarlamak ve
O'nun takdirine boyun eğmek (tefvîz) daha üstün ve faziletli bir makamdır. Zira
Resul-i Ekrem (s.a.v.) insanların kuraklıktan dolayı büyük bir sıkıntı içinde
olduklarını biliyordu. Buna rağmen her türlü sonucu Allah'a ısmarlayarak
duasını ertelemişti. Ancak halk kendisinden dua isteyince tefvîz yerine dua
etmenin de caiz olduğunu ve bu özel ibadetteki sünneti/uygulamayı göstermek
İçin onların arzusunu kabul etti ve Cenab-ı Hakk'a yalvardı. Bu açıklama İbn
Ebu Cemre'ye - Allah Teala ondan istifade etmeyi llütfetsin aittir.
13. İmam minberde
hutbe okurken insanların şaşılacak hallerini görünce tebessüm edebilir.
14. İhtiyaç durumunda
mescitte yüksek sesle konuşmak ve söylenen sözü pekiştirmek maksadıyla yemin
etmek caizdir.
15. Yağmur duası için
özel olarak belirlenmiş iki rekatlık namazı kılmadan yağmur duası yapmak
caizdir.
16. Bütün dualarda
eller kaldırılmalıdır.
17. Kuraklık durumunda
yağmur yağması için dua etmek caiz olduğu gibi, şiddetli yağışlarda yağmurun
kesilip gökyüzünün açılması için dua etmek de caizdir.
باب:
الاستسقاء في
خطبة الجمعة
غير مستقبل القبلة.
7. Cuma Hutbesi
Sırasında Kıbleye Yönelmeden Yağmur Duası Etmek
حدثنا
قتيبة بن سعد
قال: حدثنا
إسماعيل بن
جعفر، عن
شريك، عن أنس
بن مالك:
أن
رجلا دخل
المسجد يوم
الجمعة، من
باب كان نحو
دار القضاء،
ورسول الله
صلى الله عليه
وسلم قائم
يخطب،
فاستقبل رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
قائما، ثم
قال: يا رسول
الله، هلكت
الأموال
وانقطعت
السبل، فادع
الله يغثنا.
فرفع رسول
الله صلى الله
عليه وسلم يديه،
ثم قال: (اللهم
أغثنا، اللهم
أغثنا، اللهم أغثنا).
قال أنس: ولا
والله، ما نرى
في السماء من
سحاب، ولا
قزعة، وما
بيننا وبين
سلع من بيت
ولا دار. قال:
فطلعت من
ورائه سحابة
مثل الترس،
فلما توسطت
السماء
انتشرت ثم
أمطرت. قال:
والله ما
رأينا الشمس
ستا. ثم دخل
رجل من ذلك الباب
في الجمعة -
يعني الثانية
- ورسول الله صلى
الله عليه
وسلم قائم
يخطب،
فاستقبله
قائما، فقال:
يا رسول الله،
هلكت الأموال،
وانقطعت
السبل، فادع
الله يمسكها
عنا. قال: فرفع
رسول الله
يديه، ثم قال:
(اللهم حولينا
ولا علينا،
اللهم على
الآكام
والظراب، وبطون
الأودية
ومنابت
الشجر). قال:
فأقلعت، وخرجنا
نمشي في الشمس.
قال
شريك: فسألت
أنسا: أهو
الرجل الأول؟
فقال: لا أدري.
[-1014-] Enes İbn Malik (radiyallahu anh) şöyle demiştir: "Resul-i
Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir Cuma günü ayakta hutbe okurken bir bedevi
genelde muhakemeleşmek ve sorunları çözmek için ashabın Nebi Sallallahu Aleyhi
ve Sellem'e gelirken girdikleri Kada' kapısı adı verilen kapı'dan mescid'e
girdi ve sonra Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e doğru yönelip ayakta durarak
şöyle seslendi: "Ey Allah'ın Resulü, mallar helak oldu, yollarımız kesildi
perişan bir haldeyiz... Allah'a dua et de yağmur yağdırıp bizi bu sıkıntılardan
kurtarsın!" Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ellerini kaldırdı ve üç defa: (Allah'ım bize
yağmur gönder, Allah'ım bize yağmur gönder, Allah'ım bize yağmur gönder)"
dedi. Allah'a yemin ederim ki, o sırada gökyüzünde tek bir bulut bile
görünmüyordu, bulut namına hiçbir şey yoktu. Hatta Sel' dağı ile aramızda
bulutları görmemize engel olacak ne bir ev ne de bir yapı vardı. Bir süre sonra
Sel' dağının ardından daire şeklinde bir bulut yükseldi. Bu bulut gökyüzünün
tam ortasına gelince dağıldı ve her tarafa yayıldı. Sonra da yağmur yağmaya
başladı. Vallahi bir hafta boyunca güneş yüzü görmedik. Bir sonraki Cuma yine
Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem ayakta hutbe okurken aynı kapıdan
birisi girip Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in karşısında ayakta durdu ve
şöyle dedi: "Ey Allah'ın Resulü, mallarımız helak oldu, yollarımız
kesildi. Allah'a dua et de yağmurlar kesilsin!" Bunun üzerine Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem ellerini kaldırıp şöyle dua etti: "Allah'ım, çevremize
yağdır, üzerimize değil! Allah'ım, çevremizdeki dağlara, tepelere, vadi
içlerine ve bitkilerin - ağaçların yetiştiği yerlere yağdır!"
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu şekilde dua edince
yağmur kesildi ve biz mescitten çıkıp güneşin altında yürüdük."
Hadisin ravilerinden Şerîk, Enes İbn Malik'e, yağmurun kesilmesi
için Resu-lullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den dua isteyen ile yağması için
dua isteyen aynı kişimiydi, diye sormuş ve Enes ona: "Bilmiyorum"
diye cevap vermiştir.