SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-İSTİSKA

<< 538 >>

5. Allah'ın Haram Kıldığı Şeylere Dikkat Edilmediğinde Cenab-I Hakk İnsanları Kıtlık Belasına Düşürür

 

(İmam Buharî'nin kullandığı bu konu başlığı Hamevî'nin Buharî rivayetinde herhangi bir hadis ve rivayet bulunmaksızın nakledilmiştir.)

 

باب: الاستسقاء في المسجد الجامع.

6. Merkezî Büyük Bir Mescid (Cami)'de Yağmur Duası Etmek

 

حدثنا محمد قال: أخبرنا أبو ضمرة أنس بن غياض قال:حدثنا شريك بن عبد الله بن أبي نمر: أنه سمع أنس بن مالك يذكر: أن رجلا دخل يوم الجمعة من باب كان وجاه المنبر، ورسول الله صلى الله عليه وسلم قائم يخطب، فاستقبل رسول الله صلى الله عليه وسلم قائما، فقال: يا رسول الله، هلكت المواشي، وانقطعت السبل، فادع الله يغيثنا. قال: فرفع رسول الله صلى الله عليه وسلم يديه فقال: (اللهم اسقينا، اللهم اسقنا، اللهم اسقنا). قال أنس: لا والله، ما نرى في السماء من سحاب، ولا قزعة، ولا شيئا، وما بيننا وبين سلع من بيت ولا دار. قال: فطلعت من ورائه سحابة مثل الترس، فلما توسطت السماء انتشرت ثم أمطرت. قال: والله ما رأينا الشمس ستا. ثم دخل رجل من ذلك الباب في الجمعة المقبلة، ورسول الله صلى الله عليه وسلم قائم يخطب، فاستقبله قائما، فقال: يا رسول الله، هلكت الأموال، وانقطعت السبل، فادع الله يمسكها. قال: فرفع رسول الله يديه، ثم قال: (اللهم حولينا ولا علينا، اللهم على الآكام والجبال، والآجام والظراب، والأودية ومنابت الشجر). قال: فانقطعت، وخرجنا نمشي في الشمس.قال شريك: فسألت أنسا: أهو الرجل الأول؟ قال: لا أدري.

 

[-1013-] Enes İbn Malik (r.a.) şöyle demiştir: "Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir Cuma günü minber üzerinde ayakta hutbe okurken bir bedevî minberin karşısındaki kapıdan mescide girdi ve sonra Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e doğru yönelip ayakta durarak şöyle seslendi: "Ey Allah'ın Resulü, hayvanlar helak oldu, yollarımız kesildi perişan bir haldeyiz... Allah'a dua et de yağmur yağdırıp bizi bu sıkıntılardan kurtarsın." Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ellerini kaldırdı ve üç defa: (Allah'ım bize yağmur gönder)" dedi. Allah'a yemin ederim ki, o sırada gökyüzünde tek bir bulut bile görünmüyordu, bulut namına hiçbir şey yoktu. Hatta Sel' dağı ile aramızda bulutları görmemize engel olacak ne bir ev ne de bir yapı vardı. Bir süre sonra Sel' dağının ardından daire şeklinde bir bulut yükseldi. Bu bulut gökyüzünün tam ortasına gelince dağıldı ve sonra her taraf'a yayıldı. Sonra da yağmur yağmaya başladı. Vallahi bir hafta boyunca güneş yüzü görmedik. Bir sonraki Cuma yine Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem ayakta hutbe okurken aynı kapıdan birisi girip Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in karşısında durdu ve şöyle dedi: "Ey Allah'ın Resulü, mallarımız helak oldu, yollarımız kesildi. Allah'a dua et de yağmurlar kesilsin!" Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ellerini kaldırıp şöyle dua etti: "Allah'ım, çevremize yağdır, üzerimize değil! Allah'ım, çevremizdeki dağlara, tepelere, vadilere ve bitkilerin - ağaçların yetiştiği yerlere yağdır!"

 

Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu şekilde dua edince yağmur kesildi ve biz mescid'den çıkıp güneşin altında yürüdük."

 

Hadisin ravilerinden Şerîk Enes İbn Malik'e "Yağmurun kesilmesi için Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den dua isteyen ile yağması için dua isteyen aynı kişi miydi?" diye sormuş ve Enes ona: "Bilmiyorum" diye cevap vermiştir.

 

 

AÇIKLAMA:     İmam Buhari bu başlığı kullanarak yağmur duası için musallaya çıkmanın şart olmadığına işaret etmiştir. Çünkü musallaya çıkılırken arzulanan şey daha fazla insanın toplanmasını sağlamaktır. İşte büyük bir camide aynı şekilde birçok İnsan toplamak mümkün olacaktır. Özellikle de Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem döneminde bu maksadı gerçekleştirmek daha kolaydır. Çünkü o dönemde bü­yük camilerin sayısı fazla değildir.

 

Bu rivayette mescide giren kişinin "Hayvanlar helak oldu" dediği kay­dedilmiştir. Kerîme ve Ebu Zer'in Küşmîhenî'den rivayeti böyledir. Fakat başka rivayetlerde bu ifade "Mallar helak oldu" şeklinde geçmektedir. Ancak mallardan kasıt da yine hayvanlardır. Hayvanların helak olması ise yağmur yağmadığı için yaşamalarını sağlayacak yem ve otlardan yoksun kaldıklarını ifade eder.

 

Yağmur yağması için Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den dua isteyen Şahsın kullandığı "yollar kesildi" ifadesi şu anlamlara gelebilir:

 

1. Develer açlık­tan bitkin ve zayıf düştü artık yola çıkamıyor.

2. Yol boyunca otlayacağı bitkiler artık bitmiyor ki yiyip karnını doyursun ve gücünü toplasın.

3. İnsanların ellerin­de yiyip karınlarını doyuracakları hiçbir gıda kalmadı.

4. Ellerindeki gıda madde­leri o kadar azaldı ki ancak kendilerine yetiyor ve bu yüzden o gıdaları pazarlara getirmiyorlar."

 

(Sel' Medine'deki bir dağın ismidir.)

 

Yağmurun kesilmesi için Resulullah'tan (s.a.v.) dua İsteyen kişinin "yollar kesildi" ifadesi şu anlamlara gelir:

 

1. Yağmur yüzünden otlaklara gidemi­yoruz ve hayvanları otlatamadığımız İçin helak oluyorlar.

2. Hayvanları yağ­murdan koruyabileceğimiz sığınaklar bulunmadığı için helak oluyorlar. Nesai’nin Saîd İbn Şerik yoluyla naklettiği rivayette geçen "Yağmur sularının çokluğun­dan..." ifadesi de bu açıklamayı desteklemektedir. Buna göre yolların kesilmesi yağmur suları sel olup aktığı İçin yollardan geçilememesini anlatır.

 

Hadisten Çıkan Sonuçlar

 

1. ihtiyaç durumunda hutbe okuyan imamla konuşulabilir.

2. Hutbe sırasında ayakta durulur ve birisiyle konuşmak ve yağmur yağması dolayısıyla hutbe kesilmez.

3. Bir kişi kalkıp herkesin ihtiyacını ve durumunu dile getirebilir. Sahabenin önde gelenlerinin böyle bir taleple Resul-i Ekrem'e (s.a.v.) gitmemele­rinin sebebi teslimiyet yolunu tercih etmeleridir. Nitekim Enes İbn Malik'in: "Bir bedevînin gelip Resulullah'tan (s.a.v.) dua istemesini o kadar arzuluyorduk ki..." şeklindeki ifadesi de onların edeplerinden dolayı Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den böyle bir dua isteyeme dikler ini gösterir.

 

4. Hayırlı ve fazilet sahibi insanlardan ve dualarının kabul edileceğine inanı­lan kimselerden dua istenebilir. Bu kimselerin de böyle talepleri geri çevirmeyip dua etmeleri uygundur.

 

5. Dua sırasında kulun kendisinin ve dua isteyenlerin halini anlatması dua­nın edepleri arasındadır. Böylece Allah Teala'ya tam anlamıyla yönelmek müm­kün olacak ve Cenab-ı Hakk'ın şefkati kazanılacaktır. Bunun sonucu ise duanın kabul olunacağına dair umutların artmasıdır.

 

6. Duanın üç defa tekrar edilmesi güzel bir davranıştır.

7. Cuma hutbesi sırasında yağmur duası etmek mümkündür, hutbeye yağ­mur duası sonradan sikıştırılabilir. Bu duanın kıbleye dönmeden ve elbiseyi çe­virmeden minber üzerinde yapılması mümkündür.

 

8.Yağmur duası namazı yerine Cuma namazını kılmakla yetinmek müm­kündür. Zaten rivayetin bağlamına baktığımızda Resul-i Ekrem'in (s.a.v.) Cuma namazıyla birlikte yağmur duası namazına da niyet ettiğini gösteren bir açıklama bulamayız.

 

9. Allah Teala'nın Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in dualarını kabul etme­si O'nun s.a.v. Nebiliğinin delillerinden biridir. Nitekim Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem başlangıçta yağmurun yağması için ve daha sonra da yağmurun kesilip gökyüzünün açılması için dua etmiş ve duaları kabul olun­muştur. Hatta sırf gökyüzüne eliyle işaret etmesi bulutların açılmasını sağlamıştır; bulutlar bile onun emrine boyun eğmiştir.

 

10. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem  bize bu dualarıyla bir edep daha öğ­retmiştir. Bu edep de şudur: Söz konusu şahıs yağmurun kesilmesi için Resu­lullah'tan (s.a.v.) dua isteyince hemen yağmurun kesilmesi için dua etmemiş, aksine başka yerlerin de ihtiyacı olduğunu düşünerek yağmurun orala­ra yağmasını istemiştir. Böylece hem bazı yerlerin şiddetli yağmur dolayısıyla zarar görmesini engellemiş, hem de başka bölgelere yağmurun yararının ulaş­masını sağlamıştır.

 

11. Cenab-ı Hakk kullarına bir nimet verdiğinde bu nimet dolayısıyla bazı külfetler ve sıkıntılar ortaya çıkabilir. Böyle durumlarda asla öfkeye ve isyana kalkışılmamalıdır. Aksine bu sıkıntıların ortadan kalkması, fakat nimetin sürekli olması için Allah'a yalvarıp yakarmaya devam etmelidir.

 

12. Kulun kendisine ilişen zararların ortadan kalkması için dua etmesi te­vekkül anlayışına ters bir davranış değildir. Bununla birlikte her türlü sonucu Allah'a ısmarlamak ve O'nun takdirine boyun eğmek (tefvîz) daha üstün ve fazi­letli bir makamdır. Zira Resul-i Ekrem (s.a.v.) insanların kuraklıktan dolayı büyük bir sıkıntı içinde olduklarını biliyordu. Buna rağmen her türlü so­nucu Allah'a ısmarlayarak duasını ertelemişti. Ancak halk kendisinden dua isteyince tefvîz yerine dua etmenin de caiz olduğunu ve bu özel ibadetteki sün­neti/uygulamayı göstermek İçin onların arzusunu kabul etti ve Cenab-ı Hakk'a yalvardı. Bu açıklama İbn Ebu Cemre'ye - Allah Teala ondan istifade etmeyi llütfetsin  aittir.

 

13. İmam minberde hutbe okurken insanların şaşılacak hallerini görünce tebessüm edebilir.

14. İhtiyaç durumunda mescitte yüksek sesle konuşmak ve söylenen sözü pekiştirmek maksadıyla yemin etmek caizdir.

15. Yağmur duası için özel olarak belirlenmiş iki rekatlık namazı kılmadan yağmur duası yapmak caizdir.

16. Bütün dualarda eller kaldırılmalıdır.

17. Kuraklık durumunda yağmur yağması için dua etmek caiz olduğu gibi, şiddetli yağışlarda yağmurun kesilip gökyüzünün açılması için dua etmek de caizdir.

 

 

باب: الاستسقاء في خطبة الجمعة غير مستقبل القبلة.

7. Cuma Hutbesi Sırasında Kıbleye Yönelmeden Yağmur Duası Etmek

 

حدثنا قتيبة بن سعد قال: حدثنا إسماعيل بن جعفر، عن شريك، عن أنس بن مالك:

 أن رجلا دخل المسجد يوم الجمعة، من باب كان نحو دار القضاء، ورسول الله صلى الله عليه وسلم قائم يخطب، فاستقبل رسول الله صلى الله عليه وسلم قائما، ثم قال: يا رسول الله، هلكت الأموال وانقطعت السبل، فادع الله يغثنا. فرفع رسول الله صلى الله عليه وسلم يديه، ثم قال: (اللهم أغثنا، اللهم أغثنا، اللهم أغثنا). قال أنس: ولا والله، ما نرى في السماء من سحاب، ولا قزعة، وما بيننا وبين سلع من بيت ولا دار. قال: فطلعت من ورائه سحابة مثل الترس، فلما توسطت السماء انتشرت ثم أمطرت. قال: والله ما رأينا الشمس ستا. ثم دخل رجل من ذلك الباب في الجمعة - يعني الثانية - ورسول الله صلى الله عليه وسلم قائم يخطب، فاستقبله قائما، فقال: يا رسول الله، هلكت الأموال، وانقطعت السبل، فادع الله يمسكها عنا. قال: فرفع رسول الله يديه، ثم قال: (اللهم حولينا ولا علينا، اللهم على الآكام والظراب، وبطون الأودية ومنابت الشجر). قال: فأقلعت، وخرجنا نمشي في الشمس.

قال شريك: فسألت أنسا: أهو الرجل الأول؟ فقال: لا أدري.

 

[-1014-] Enes İbn Malik (radiyallahu anh) şöyle demiştir: "Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir Cuma günü ayakta hutbe okurken bir bedevi genelde muhakemeleşmek ve sorunları çözmek için ashabın Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelirken girdikleri Kada' kapısı adı verilen kapı'dan mescid'e girdi ve sonra Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e doğru yönelip ayakta durarak şöyle seslendi: "Ey Allah'ın Resulü, mallar helak oldu, yollarımız kesildi perişan bir haldeyiz... Allah'a dua et de yağmur yağdırıp bizi bu sıkıntılardan kurtarsın!" Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem  ellerini kaldırdı ve üç defa: (Allah'ım bize yağmur gönder, Allah'ım bize yağmur gönder, Allah'ım bize yağmur gönder)" dedi. Allah'a yemin ederim ki, o sırada gökyüzünde tek bir bulut bile görünmüyordu, bulut namına hiçbir şey yoktu. Hatta Sel' dağı ile aramızda bulutları görmemize engel olacak ne bir ev ne de bir yapı vardı. Bir süre sonra Sel' dağının ardından daire şeklinde bir bulut yükseldi. Bu bulut gökyüzünün tam ortasına gelince dağıldı ve her tarafa yayıldı. Sonra da yağmur yağmaya başladı. Vallahi bir hafta boyunca güneş yüzü görmedik. Bir sonraki Cuma yine Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem ayakta hutbe okurken aynı kapıdan birisi girip Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in karşısında ayakta durdu ve şöyle dedi: "Ey Allah'ın Resulü, mallarımız helak oldu, yollarımız kesildi. Allah'a dua et de yağmurlar kesilsin!" Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ellerini kaldırıp şöyle dua etti: "Allah'ım, çevremize yağdır, üzerimize değil! Allah'ım, çevremizdeki dağlara, tepelere, vadi içlerine ve bitkilerin - ağaçların yetiştiği yerlere yağdır!"

 

Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu şekilde dua edince yağmur kesildi ve biz mescitten çıkıp güneşin altında yürüdük."

 

Hadisin ravilerinden Şerîk, Enes İbn Malik'e, yağmurun kesilmesi için Resu-lullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den dua isteyen ile yağması için dua isteyen aynı kişimiydi, diye sormuş ve Enes ona: "Bilmiyorum" diye cevap vermiştir.