SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

EBVABU TAKSİRİ’S-SALAT

<< 571 >>

EK SAYFA-2 571-3

باب: صلاة القاعد.

17.OTURARAK NAMAZ KILMAK

 

حدثنا قتيبة بن سعيد، عن مالك، عن هشام بن عروة، عن أبيه، عن عائشة رضي الله عنها أنها قالت: صلى رسول الله صلى الله عليه وسلم في بيته وهو شاك، فصلى جالسا، وصلى وراءه قوم قياما، فأشار إليهم أن اجلسوا، فلما انصرف قال: (إنما جعل الإمام ليؤتم به، فإذا ركع فاركعوا، وإذا رفع فارفعوا).

 

[-1113-] Aişe (r.anha)'nın şöyle dediği nakledilmiştir; "Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem hasta İken evinde oturarak namaz kılmış ve ashab-ı kiram da ayakta durarak O'na uymuştu. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem onlara oturun anlamında eliyle işaret etti. Namaz bittikten sonra da şöyle buyurdu: "İmam kendisine uyulması için vardır. O rüku ettiğinde siz de rüku edin, o doğrulduğunda siz de doğrulun!"

 

 

حدثنا أبو نعيم قال: حدثنا ابن عيينة، عن الزهري، عن أنس رضي الله عنه قال: سقط رسول الله صلى الله عليه وسلم من فرسه، فخدش، أو فجحش سقه الأيمن، فدخلنا عليه نعوده، فحضرت الصلاة، فصلى قاعدا فصلينا قعودا، وقال: (إنما جعل الإمام ليؤتم به، فإذا كبر فكبروا، وإذا ركع فاركعوا، وإذا رفع فارفعوا، وإذا قال: سمع الله لمن حمده، فقولوا ربنا ولك الحمد).

 

[-1114-] Enes İbn Malik (r.a.)'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir defasında bindiği attan düşüp sağ tarafını incitmişti. Biz de onu ziyarete gittik. Bu sırada namaz vakti girdi. Bu yüzden namazlardan birisini oturarak kıldırmıştı. Biz de O'nun arkasında namazlarımızı oturarak kılmıştık. Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz namaz bitince şöyle buyurmuştu: "İmam kendisine uyulması için vardır; o tekbir getirdiğinde siz de tekbir ge­tirin, o rükuya vardığında siz de rüku edin, o doğrulduğunda siz de doğrulun, (Semi'allahu limen hamideh) dediği zaman siz (Rabbena ve lekel hamd) deyin."

 

 

حدثنا إسحق بن منصور قال: أخبرنا روح بن عبادة: أخبرنا حسين، عن عبد الله بريدة، عن عمران بن حصين رضي الله عنه: أنه سأل نبي الله صلى الله عليه وسلم.أخبرنا إسحق قال: أخبرنا عبد الصمد قال: سمعت أبي قال: حدثنا الحسين، عن أبي بريدة قال: حدثني عمران بن حصين، وكان مبسورا، قال: سألت رسول الله صلى الله عليه وسلم عن صلاة الرجل قاعدا، فقال: (إن صلى قائما فهو أفضل، ومن صلى قاعدا فله نصف أجر القائم، ومن صلى نائما فله نصف أجر القاعد).

 

[-1115-] Basur (hemeroid) hastası olan Imran İbn Husayn Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e oturarak namaz kılmanın hükmünü sordu ve Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ayakta kılmak daha faziletlidir. Oturarak kılan ayakta kılan kimsenin sevabının yarısı kadar sevap alır. Yatarak kılan ise oturarak kılan kimsenin sevabının yarısı kadar sevap alır."

 

 

AÇIKLAMA:     İbn Reşîd İmam Buharî'nin kullandığı bu konu başlığı ile ilgili olarak şu açıklamalarda bulunmuştur: "İmam Buharî bu konu başlığını herhangi bir kayda tabî tutmaksızm mutlak olarak zikretmiştir. Bu yüzden söz konusu başlık, bir kimsenin herhangi bir mazereti dolayısıyla imam, cemaat veya münferid olarak oturduğu yerde namaz kılması konularını kapsamına alabilir. Başlığın altında zikredilen hadislerin, oturarak namaz kılma hükmünü mazeretin bulunması durumu ile kayıtlaması da bu ihtimali desteklemektedir. Bununla birlikte kullanılan başlık, oturarak namaz kılma hükmünün herhangi bir kayıt olmaksızın mazereti olan veya olmayan herkes için geçerli olduğu yorumuna da açıktır. Fakat sağlıklı bir kimsenin farz namazları oturarak kılmasının yasak olduğuna dair icma bulundu­ğu için, bu son ihtimal farz namazlar için geçerli değildir."

 

Îbnü't-Tîn başta olmak üzere bazı alimlerin naklettiğine göre Ebu Ubeyd, İbnü'l-Macişun, Kadî İsmaîl, İbn Şa'ban, İsmaîlî ve Davudî gibi alimler Imran İbn Husayn hadisinin nafile namazla ilgili olduğunu söylemişlerdir. Tirmizî'nin naklettiğine göre Süfyan-ı Sevrî de bu görüştedir. Onun ifadeleri şöyledir: "Herhangi bir kimse mazereti dolayısıyla oturarak namaz kılarsa ayakta kılan kimse gibi sevap alır. İmam Buharî'nin Kitabü'l-cihad'ta Ebu Musa'dan naklettiği merfu bir rivayete göre: "Bir kul hastalanır veya yolculuğa çıkarsa daha önce sağlıklı ve mukîm iken işlediği amellerin sevabını hiç eksilmeden alır."

 

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Imran hadisindeki mutlak ifadenin dışın­da kalır. Çünkü O'nun oturarak kıldığı namaz ile ayakta kıldığı namaz arasında ve aynı durumda erkek ve kadının kıldıkları namaz arasında da bir se­vap/mükafat bakımından hiçbir fark yoktur, Nitekim İmam Müslim, Ebu Davud ve Nesaî'nin Abdullah İbn Amr'dan naklettikleri şu rivayet bu görüşü destekle­mektedir: "Bana Resulullah'ın s.a.v. Bir kimse oturarak namaz kılar­sa ayakta namaz kılanın aldığı sevabın yarısını alır’ dediği nakledilmişti. Ben de bir defasında Nebi (s.a.v.)'in oturarak namaz kıldığını gör­düğüm için şaşırmış ve elimi başıma vurmuştum. Bunun üzerine Resuî-i Ekrem (s.a.v.) bana: "Neyin var senin ey Abdullah?" diye sordu. Ben de du­rumu anlattım. Resulullah (s.a.v.) benim verdiğim cevap üzerine şöyle buyurdu: "Doğru, fakat ben sizden birisi gibi değilim!"

 

Bu rivayetlerde kişinin ne şekilde oturacağı konusu açıklanmamıştır. Dolayı­sıyla kişi ne şekilde oturursa otursun namazı geçerli olacaktır. Fakat hangi otur­ma şeklinin daha faziletli olduğu konusunda görüş ayrılıkları bulunmaktadır. İmam Şafiî dışındaki üç büyük mezhep imamına göre bağdaş kurarak oturmak faziletli iken, İmam Şafiî'nin görüşüne uygun olarak yayılarak oturmanın da caiz olduğu söylenmiştir.