SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’Z-ZEKAT

<< 728 >>

DEVAM: 48.Kadının Kocasına Ve Kişinin Himayesi Altındaki Yetime Zekat Vermesi

 

حدثنا عثمان بن أبي شيبة: حدثنا عبدة، عن هشام، عن أبيه، عن زينب، ابنة أم سلمة، عن أم سلمة قالت:

 قلت: يا رسول الله، ألي أجر أن أنفق على بني أبي سلمة، إنما هم بني؟ فقال: (أنفقي عليهم، فلك أجر ما أنفقت عليهم).

 

[-1467-] Ümmü Seleme şöyle anlatır: Resuiullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e, "Ey Allah'ın Resulü! Ebu Seleme'nin çocuklarına yaptığım infaktan dolayı bana sevap var mı? Onlar benim de çocuklarım" diye sordum. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "İnfak et Onlara harcadığın şeylerin sevabını alacaksın" buyurdu.

 

Tekrar: 5369

 

 

AÇIKLAMA:     İki sevaptan biri, akrabalık bağlarını güçlü tuttuğu için, diğeri de sadaka verdiği içindir. Bu hadis, kadının, kocasına zekat verebileceğine dair bir delil olarak getirilmiştir. Bu görüş, Şafiî, Sevrî ve İmam Muhammed, Ebu Yusuf, bir rivayete göre İmam Malik ve Ahmed'e aittir.

 

İbnü'l-Müneyyir Şöyle der: Kadının kocasına zekat veremeyeceğini savunan­lar, verdiği zekatın, kendisine nafaka olarak döneceğini dolayısıyla sanki hiç vermemiş gibi olacağını ileri sürerek karşı çıkarlar.

 

Buna şöyle cevap verilebilir: Sadakanın, verene dönme ihtimali nafile olan sadakada da geçerlidir. Diğer yandan hadiste bu konuda detay verilmemesi de (hem farz olan hem de nafile olan sadakayı kapsayacak şekilde) genel bir anlam taşıdığını gösterir ki bu da ilk görüşü destekler niteliktedir. Hadiste sadaka'dan bahsedilip, farz ya da nafile olmasından bahsedilmeyince sanki, "farz ya da nafi­le ikisi de geçerlidir" denilmiş olur.

 

Hadiste, çocuğuna verip vermediğine dair bir kayıt bulunmamaktadır. Belki de hadisteki ifade, "kadın kocasına zekat verince kocası da onu çocuklara harca­yacaktır. Dolayısıyla zekata, üçüncü şahıslardan daha fazla hak sahibi olmakta­dırlar" anlamındadır. Çünkü kocaya zekat verilince zekat yükümlülüğü yerine gelmiş, olmaktadır. Çocuğa ulaşması ise bundan daha sonradır.

 

Bana göre burada iki mesele bulunmaktadır: Birincisi, ziynet eşyaları ile kocasına ve çocuğuna sadaka verme konusunu sormasında; ikincisi ise, nafaka ile ilgili sorudadır. Allah (c.c) en iyisini bilir.

 

Hadis, akrabaya sadaka vermeyi teşvik etmektedir. Bu durum, "nafakasını zorunda olmayan kimselere" yorulmuştur. Zekatın, nafakası karşılanmak zorunda olunan kimselere verilememesinin illeti şu şekillerde açıklanmıştır:

 

Bu kimselere zekat verilince ihtiyaçları karşılanmış olduğu için, zekat verenden nafaka borcu düşmektedir.

 

Kişi onlara zekat verince zengin olur. Zekat zengine verilmez.

 

Hasan ve Tavus'un, akrabalarına zekat vermediği nakledilmiştir. Bir rivayete göre İmam Malik de böyle yapmıştır.

 

Ibnü'l-Münzir şöyle der:"Kişinin, hanımına zekat veremeyeceği konusunda icma bulunmaktadır. Çünkü, koca, karısının nafakasını karşılamakla yükümlü­dür. Bu nedenle kadının zekata ihtiyacı yoktur. Kadının kocasına zekat vermesi ise-daha önce geçtiği üzere- ihtilaflı bir konudur.

 

 

Hadisten Çıkarılan Diğer Hükümler

 

1- Akrabalık bağlarını gözetmeye teşvik etmektedir.

2- Kadının, kocasının iznini almadan teberruda bulunması caizdir.

3- Kadınlar, büyük ve değerli varlıklardır.

4- Devlet başkanının, erkekleri ve kadınları hayırlı İşlerde bulunmaya teşvik etmesi gerekir.

5- Fitneden emin olunması halinde kadınlar kendilerine yabancı olan (dinen nikah düşen) erkeklerle konuşabilir.

6- Zekat vermeme sebebiyle alınacak günah ve bunun sonunda karşılaşıla­cak azaptan korkutulmaktadır.

7- Bir alim, kendisinden daha bilgili başka bir alim bulunsa'bile fetva verebi­lir.

8- Daha çok ilim sahibi olma talep edilmelidir. Kurtubî şöyle der:

 

Bilal'ın, soruyu sordurtan iki kadının ismini vermesi sırrı gizlememek ve emanete riayetsizlik olarak değerlendirilemez. Çünkü kadınlar Bilal'e böyle bir zorunluluk getirmemiştir. Dolayısıyla o, bunun, mutlaka gizlenmesi gereken bir husus olduğu sonucunu çıkarmamıştır.

 

Diğer yandan soruyu soranın kim olduğunu Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem sormuştur. Resulullah'a itaat, kadınların, kendilerini gizleme isteğinden da­ha fazla uyulması gerekli olan bir husustur. Bu söylediklerimiz, Bilal'in, söyle­memeye söz vermesi halinde geçerli olurdu. Belki de kadınlar böyle bir talepte bulundu, fakat Bilal onlara söz vermedi..Her isteyenin isteğini karşılamak mutla­ka gereklidir diye bir kural yoktur.