باب: هل يخرج
المعتكف
لحوائجه إلى
باب المسجد.
8- İtikafta Olan Kimse İhtiyaçları İçin
Mescidin Kapısına Çıkabilir Mi?
حدثنا
أبو اليمان:
أخبرنا شعيب،
عن الزهري قال:
أخبرني علي بن
الحسين رضي
الله عنهما:
أن صفية زوج
النبي صلى
الله عليه
وسلم أخبرته:
أنها
جاءت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
تزوره في
اعتكافه في
المسجد، في
العشر
الأواخر من رمضان،
فتحدثت عنده
ساعة، ثم قامت
تنقلب، فقام
النبي صلى
الله عليه
وسلم معها
يقلبها، حتى
إذا بلغت باب
المسجد عند
باب أم سلمة،
مر رجلان من
الأنصار،
فسلما على رسول
الله صلى الله
عليه وسلم،
فقال لهما
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (على
رسلكما، إنما
هي صفية بنت
حيي). فقالا:
سبحان الله يا
رسول الله،
وكبر عليهما،
فقال النبي
صلى الله عليه
وسلم: (إن الشيطان
يبلغ من
الإنسان مبلغ
الدم، وإني
خشيت أن يقذف
في قلوبكما
شيئا).
[-2035-] Ali bin Huseyin r.a.,
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in
hanımı Safiyye'nin şunu anlattığını söyledi: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ramazanın son on günü mescid'de
itikafta iken onu ziyarete gittim. Onunla bir süre konuştum. Daha sonra dönmek
için kalktım. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de beni uğurlamak için kalktı. Safiye, Ümmü Seleme'nin kapısı önündeki
mescidin kapısına geldiğinde ensardan iki adam Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in
yanından geçerek ona selam verdiler.
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onlara "Bir dakika bakar mısınız. Bu yanımdan ayrılan
hanım Safiyye bint-i Huyey'dir' dedi.
O iki kişi: "Sübhanallah! Ey
Allah'ın Resulü (biz senin hakkında nasıl kötü düşünürüz)?" dediler. Bu, onlara
çok zor geldi.
Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Şeytan, Ademoğlunun
vücudunda kan'ın dolaştığı gibi dolaşır. Ben sizin kalbinize bir şey (vesvese)
atmasından korktum".
Tekrar: 2038, 2039, 3101, 3281, 6219, 7171
AÇIKLAMA: Hz. Nebi'İn " Bir dakika bakar mısınız" sözü
"bekleyin, hemen hızlıca gitmeyin. Burada sizin hoş görmeyeceğiniz bir şey
yok" anlamındadır.
Burada "ademoğlu" ifadesi bir
cins olarak insan anlamında olup kadınları da erkekleri de kapsar.
Müslim, Ebu Davud
ve Ahmed İbn Hanbel'in Ma'mer aracılığıyla
rivayet ettiği hadiste "kalbinize bir şer atmasından korktum"
şeklinde yer almıştır.
Bu rivayetlerden özetle şu çıkar: Hz. Nebi, o iki kişinin
kendisi hakkında kötü bir şey zannettiklerini söylememiştir, çünkü o ikisinin
imanlarında sadık olduğunu biliyordu. Yalnızca şeytanın onlara vesvese
vermesinden korkmuştur. Çünkü onlar korunmuş (masum) değillerdir. Şeytanın
vereceği vesvese onları helake götürebilirdi. İşte bunun için derhal vesvese ihtimalini
yok edecek şekilde onlara durumu bildirmiş ve Şafiî'nin (r.a.) dediği gibi
onların dışındakilerden böyle bir duruma düşenlerin ne yapması gerektiğini de
öğretmiştir.
Hakim'in naklettiğine göre Şafiî, Süfyan İbn Uyeyne'nin meclisinde oturuyordu.
Süfyan ona bu hadis hakkında sorunca Şafii şöyle
dedi: " Nebi (s.a.v.) iki kişiye bu sözü söyledi, çünkü o ikisinin Hz.
Nebi hakkında töhmete düşürücü bir şey düşünmeleri hakkında küfre
düşeceklerinden korktu. Onları düşündüğünden, şeytan onların kalbine
kendilerini helake götürecek bir şey atmadan önce derhal gerçeği onlara
bildirdi".
Hadisten Çıkan Sonuçlar
İtikafta olan kişi, ziyaretçisini yolcu etmek, onunla birlikte ayakta
durmak ve konuşmak gibi mubah olan şeylerle meşgul olabilir.
İtikafta olan kişi, hanımı ile yalnız kalabilir. Kadın, itikafta olan kişiyi ziyaret edebilir.
Hz. Nebi'in ümmetine olan şefkati ve
onlardan günahı giderecek yollara onlan
yönlendirmesi.
Su-i zanna maruz kalmaktan korunmak, şeytanın hilesinden ve
bahane ileri sürmekten korunmak.
ibn Dakîku'l-İyd
şöyle demiştir: Bu, alimler ve toplumda önder konumunda
olan kimseler için daha da önemlidir. Onların, kendileri için bir çıkış yolu
olsa bile, haklarında kötü düşünülmesine (su-i zanna) sebep olacak şeyler
yapmaları caiz değildir. Çünkü bu, onların ilminden yararlanılmasını iptale
sebep olur. Bu yüzden bazı alimler şöyle demiştir:
"Hakim, verdiği hükümde kapalı kalması muhtemel bir yön varsa töhmeti
gidermek için aleyhine hükmettiği kişiye hükmün gerekçesini
açıklamalıdır".
Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in eşlerinin evleri onlara izafe edilmektedir
Kadının geceleyin evinden çıkması caizdir. Şaşırma durumunda
"sübhanallah" denilir.
"Sübhanallah" ifadesi;
durumun önemini belirtme, durumu korkunç gösterme ve Ümmü
Süleym hadisinde olduğu gibi utanma durumunda
kullanılabilir.
باب: الاعتكاف،
وخروج النبي
صلى الله عليه
وسلم صبيحة
عشرين.
9- İtikaf Ve Hz. Nebi'in
Ramazanın Yirminci Gününün Sabahında Çıkması
حدثني
عبد الله بن
منير: سمع
هارون بن
إسماعيل:
حدثنا علي بن
المبارك قال:
حدثني يحيى بن
أبي كثير قال:
سمعت أبا سلمة
بن عبد الرحمن
قال: سألت أبا
سعيد الخدري
رضي الله عنه،
قلت:
هل
سمعت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يذكر ليلة
القدر؟ قال:
نعم، اعتكفنا
مع رسول الله
صلى الله عليه
وسلم العشر
الأوسط من
رمضان، قال: فخرجنا
صبيحة عشرين،
قال: فخطبنا
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم صبيحة
عشرين فقال:
(إني أريت
ليلة القدر،
وإني نسيتها،
فالتمسوها في
العشر
الأواخر في
وتر، فإني
رأيت أني أسجد
في ماء وطين،
ومن كان اعتكف
مع رسول الله
صلى الله عليه
وسلم فليرجع).
فرجع الناس
إلى المسجد،
وما نرى في
السماء قزعة،
قال: فجاءت
سحابة فمطرت،
وأقيمت
الصلاة، فسجد
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم في الطين
والماء، حتى
رأيت الطين في
أرنبته
وجبهته.
[-2036-] Ebu Seleme İbn Abdurrahman şöyle demiştir: Ebu Said el-Hudrî'ye şöyle sordum: Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in
kadir gecesinden bahsettiğini duydun mu?
Ebu Said şöyle dedi: Evet. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte Ramazanın ortasındaki on günde itikaf'a girdik. Yirminci günün sabahı itikaf'tan
çıktık. Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem yirminci günün sabahı bize bir hutbe
okuyarak şöyle dedi: "Bana kadir gecesi gösterildi, sonra unutturuldu.
Kadir gecesini son on gün'ün tekli gecelerinde arayınız. Ben (kadir gecesinde)
su ve çamur üzerinde secde yaptığımı gördüm. Resülullah
ile birlikte itikafa girmiş olanlar geri
dönsünler".
Bunun üzerine insanlar mescid'e geri
döndü. Gökyüzünde hiçbir bulut görnüyorduk. Derken
bir anda hava bulutlandı, yağmur yağdı. Bu arada namaz için kamet getirildi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem çamur ve su içinde secde yaptı. öyle
ki ben onun burnunun yan tarafında ve alnında çamur bulunduğunu gördüm.
AÇIKLAMA: el-Kaffal şöyle
demiştir: Hz. Nebi'in sözü şu anlama gelir: O,
rüyasın-a "kadir gecesi şu gecedir, Özellikleri de şudur" diyen bir
kimseyi gördü. Nebi (s.a.v.)'in sözü, onun bizzat kadir gecesini gördüğü halde
onu unuttuğu anlamına gelmez. Çünkü böyle şeyler unutulmaz.