باب: بيع
النخل قبل أن
يبدو صلاحها.
86. HURMALARIN HASTALIKTAN EMİN OLMADAN ONCE SATIMI
حدثني
علي بن
الهيثم: حدثنا
معلى: حدثنا
هشيم: أخبرنا
حميد: حدثنا
أنس بن مالك
رضي الله عنه، عن النبي
صلى الله عليه
وسلم: أنه نهى
عن بيع الثمرة
حتى يبدو
صلاحها، وعن
النخل حتى يزهو.
قيل: وما
يزهو؟. قال:
يحمار أو
يصفار.
[-2197-] Enes İbn Malik r.a. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den
şöyle nakletmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, kızarıp
tatlanmaya başlamadan önce meyvelerin satışını yasaklamıştır. Kızarmadan ya da
sararmadan önce hurmanın satımını yasaklamıştır."
باب: إذا
باع الثمار
قبل أن يبدو
صلاحها ثم أصابته
عاهة فهو من
البائع.
87.BİR KİMSE HASTALIKTAN EMİN OLMADAN ÖNCE MEYVEYİ SATAR DA BİR
AFET GELİP MEYVEYİ YOK EDERSE SATICIDAN GİDER
حدثنا
عبد الله بن
يوسف: أخبرنا
مالك، عن حميد،
عن أنس بن
مالك رضي الله
عنه: أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم نهى عن
بيع الثمار
حتى تزهي.
فقيل له: وما
تزهي؟. قال:
حتى تحمر.
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم:
(أرأيت إذا
منع الله
الثمرة، بم
يأخذ أحدكم
مال أخيه).
[-2198-] Enes İbn Malik r.a. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den
şöyle nakletmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, kızarıp
tatlanmaya başlamadan önce meyvelerin satışını yasaklamıştır. Kızarmadan önce
de hurmanın satımını yasaklamıştır. " Daha sonra Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem şöyle buyurmuştur: "Eğer Allah (o sattığın) meyveleri vermeyecek
olsa, kardeşinden aldığın malı (parayı) neyin karşılığında almış
olacaksın?l"
قال
الليث: حدثني
يونس، عن ابن
شهاب قال: لو
أن رجلا ابتاع
ثمرا قبل أن يبدو
صلاحه، ثم
أصابته عاهة،
كان ما أصابه
على ربه،
أخبرني سالم
بن عبد الله،
عن ابن عمر
رضي الله
عنهما: أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال: (لا
تتبايعوا
الثمر حتى
يبدو صلاحها،
ولا تبيعوا
الثمر بالتمر).
[-2199-] İbn Şihab şöyle der: Bir kimse, kızarıp tatlanmaya başlamadan önce
meyve satın alsa, daha sonra meyve afete maruz kalsa, zarar, satıcıya aittir.
İbn Ömer r.a.'in naklettiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem şöyle buyurmuştur: "Kızarıp tatlanmaya başlamadan önce meyvelerin
alım satımını yapmayın. Kuru hurma karşılığında da meyve satmayın."
AÇIKLAMA: Buharinin, kullandığı konu başlığına
bakılırsa, kızarıp tatlanmaya başlamadan önce satılmış olsa bile bu akdin
geçerli olduğu görüşüne meyletmiştir. Fakat o, bu dönemden önce meyveye gelen
zararların satıcıdan gideceği görüşündedir. Bu da, satım akdinin sahih olmasını
gerektirir. Bu hadis, hastalıktan emin olunduktan sonra satın alınıp da daha
sonra afete maruz kalan meyveler için de delil olarak kabul edilir.
İmam Malik, satıcının, alacağından, üçte bir oranında kesinti
yapması gerektiği görüşündedir. Ahmed İbn Hanbel ve Ebu Ubeyd'e göre tamamından
vazgeçmelidir.
İmam Şafii, Leys ve Kufelilere göre, müşteri satıcıya hiçbir
miktar için rücu edemez. Söz konusu alimler şöyle demiştir: "Afete maruz
kalan meyvenin müşterinin elinde kalması (ondan dolayı bedel alamaması),
kızarıp tatlanmaya başlamadan önce ve toplama şart koşulmadan satılması halinde
geçerlidir. Dolayısıyla Cabir'in mutlak olarak rivayet ettiği hadisi, Enes'in
rivayet ettiği hadisteki kayıtlarla sınırlı olduğu şeklinde yorumlamak gerekir.
Allah Celle Celaluhu en iyisini bilir.
باب:
شراء الطعام
إلى أجل.
88. YİYECEK MADDELERİNİN VADELİ OLARAK SATILMASI
حدثنا
عمر بن حفص بن
غياث: حدثنا
أبي: حدثنا
الأعمش قال: ذكرنا
إبراهيم
الرهن في
السلف، فقال:
لابأس به. ثم
حدثنا عن
الأسود، عن
عائشة رضي
الله عنها: أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم اشترى
طعاما من يهودي
إلى أجل،
فرهنه درعه.
[-2200-] Aişe r.anha'dan nakledildiğine göre, Resulullah Sallallahu Aleyhi
ve Sellem, bedelini vadeli ödemek üzere bir Yahudi'den bir miktar yiyecek
maddesi almış, karşılığında da zırhını rehin olarak bırakmıştır.