SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-CİHAD VE’S-SİYER

<< 1187 >>

DEVAM: 12. " Müminlerdendir o erler ki Allah'a verdikleri ahde sadakat gösterdiler. Kimi adağını ödedi (canını verdi), kimi de beklemektedir. Onlar, ahidlerini hiç değiştirmediler." [Ahzab 23] ayeti

 

حدثنا أبو اليمان: أخبرنا شعيب، عن الزهري: حدثني إسماعيل قال: حدثني أخي، عن سليمان - أراه - عن محمد بن أبي عتيق، عن ابن شهاب، عن خارجة بن زيد: أن زيد بن ثابت رضي الله عنه قال: نسخت الصحف في المصاحف، ففقدت آية من سورة الأحزاب، كنت أسمع رسول الله صلى الله عليه وسلم يقرأ بها، فلم أجدها إلا مع خزيمة ابن ثابت الأنصاري، الذي جعل رسول الله صلى الله عليه وسلم شهادته شهادة رجلين، وهو قوله: {من المؤمنين رجال صدقوا ما عاهدوا الله عليه}.

 

[-2807-] Zeyd İbn Sabit r.a.'den nakledilmiştir: Bütün Kur'an sahifelerini Mushaflara yazdım. Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i okurken duyduğum bir ayeti yalnızca Huzeyme İbn Sabit el-Ensari'nin yanında buldum. Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem onun şahitliğini iki kişinin şahitliği yerine koymuştu. Bu ayet "mu'minler içinde Allah'a verdikleri sözü tutan nice erler var" ayetidir.

 

Tekrar 4049, 4679, 4784, 4986, 4988, 4989, 7191, 7425

 

AÇIKLAMA:     Ayette geçen "Allah'a verdikleri söZ", daha önce zikri geçen "Önceden 'Sırtımızı dönmeyeceğiz' diye Allah'a söz vermişlerdi" ayetindeki sözdür. Bu sözü Uhud savaşına çıkacakları sırada vermişlerdi. Bu, İbn İshak'ın görüşüdür.

 

Bir görüşe göre ise bu söz Akabe günü Medineli Müslümanların verdikleri sözdür. Çünkü o gün onlar Hz. Nebi'i barındırmak, desteklemek ve korumak için biat etmişlerdir. Birinci görüş daha doğrudur. 

 

"Onlardan kimi sözünü yerine getirmiştir": Yani ölmüştür. Ayette geçen (ve "söz" diye çevirdiğimiz) "nahb / نحبه " sözcüğü adak anlamındadır. Her canlı mutlak surette öleceği için sanki ölüm herkes açısından bağlayıcı bir adak gibidir. Öldüğünde bu adağını yerine getirmiş olur. Burada maksat, verdiği söz üzere ölen kişidir. Bu, ayette ikili taksim yapılıp buna karşılık "kimi de beklemektedir" ifadesinden anlaşılmaktadır. İbn Ebi Hatim bu tefsiri' İbn Abbas'tan senediyle rivayet etmiştir.

 

"İlk savaşta bulunamadım": Enes b. Nadr, bu sözüyle Bedir savaşınıkastetmiştir. Çünkü Bedir savaşı Hz. Nebi'in savaş çı olarak katıldığı ilk savaştır. Öncesinde küçük bazı çarpışmalar olmuşsa da Hz. Nebi onlara savaşçı olarak katılmamıştır.

 

"Allah benim yapacaklarımı görecektir": Enes b. Nadr bu sözüyle savaşa gereken önemi vereceğini ve kesinlikle kaçmayacağını anlatmak istemiştir.

 

Sa'd, (Enes İbn Nadrlın sahnesini Hz. Nebi'e anlatırken) "Ey Allah'ın Resulü! Ben onun yaptığına cesaret edemedim" demişti.

 

İbn Battal bu sözün "Enes'in müşriklere karşı gösterdiği yararlıkları kelimelerle anlatmam mümkün olmuyor" anlamında olduğunu söylemiştir.

 

Ben derim ki: Yezid İbn Harun, Humeyd'den bu sözü şöyle nakletmiştir: "Ben de seninle birlikteyim" dedim, ama onun yaptığını yapamadım."

 

Bu sözden ilk bakışta anlaşıldığına göre, Sa'd, "Enes gibi cesaret edip de gözü peklik edemedim. O ise sabretti ve cesedine tam seksen kılıç, mızrak ve ok darbesi aldı" demek istemiştir. Yani onun gibi atılgan olamamış ve onun yaptığını yapamamıştır. Sözün bu şekilde anlaşılması İbn Battal'ın anladığı şeklinden daha doğrudur.

 

 

Enes İbn Nadr Kıssasından Çıkan Sonuçlar

 

1- Cihadda ölümü pahasına atılgan davranmanın caiz olduğu;

2- Zor olsa ve ölümle sonuçlansa bile, sözünde durmanın fazileti;

3- Cihadda şehit olmayı istemenin canı tehlikeye atmak kapsamına girmediği;

 

4- Enes İbn Nadr'ın üstün kişiliği, iman gücü, takvası ve yakıni anlaşılmaktadır.  Zeyn İbnüll-Müneyyir şöyle der: Enes İbn Nadr'ın Müslümanlar hakkında "senden özür diliyorum"; müşrikler hakkında ise "sana sığınıyorum" demesi en fasih ve edebı sözlerdendir. Nadr böyle diyerek içerik açısından farklı olmakla birlikte her iki durumdan da razı olmadığını anlatmıştır. Megazi bölümünde Uhud Savaşı konusunda burada işaret ederek geçtiğimiz, bazı Müslümanların yenilgiye uğrayıp kaçması ve Allah'ın onları affetmesi hususu açıklanacaktır. Allah onların tümünden razı olsun.