10. EBU ZER' EL-ĞIFARi R.A.'IN MÜSLÜMAN OLMA KISSASI
11. ZEMZEM KISSASI
حدثنا زيد،
هو ابن أخزم:
قال أبو قتيبة
سلم بن قتيبة:
حدثني مثنى بن
سعيد القصير
قال: حدثني أبو
جمرة قال:
قال
لنا ابن عباس:
ألا أخبركم
بإسلام أبي
ذر؟ قال: قلنا:
بلى، قال: قال
أبو ذر: كنت
رجلا من غفار،
فبلغنا أن
رجلا قد خرج
بمكة يزعم أنه
نبي، فقلت
لأخي: انطلق
إلى هذا الرجل
كلمه وأتني
بخبره،
فانطلق فلقيه
ثم رجع، فقلت:
ما عندك؟
فقال: والله
لقد رأيت رجلا
يأمر بالخير
وينهى عن
الشر، فقلت
له: لم تشفني
من الخبر،
فأخذت جرابا
وعصا، ثم
أقبلت إلى
مكة، فجعلت لا
أعرفه، وأكره
أن أسأل عنه،
واشرب من ماء
زمزم وأكون في
المسجد، قال:
فمر بي علي فقال:
كأن الرجل
غريب؟ قال:
قلت: نعم، قال:
فانطلق إلى
المنزل، قال:
فانطلقت معه،
لا يسألني عن
شيء ولا
أخبره، فلما
أصبحت غدوت
إلى المسجد
لأسأل عنه،
وليس أحد
يخبرني عنه
بشيء، قال:
فمر بي علي،
فقال: أما نال
للرجل يعرف منزله
بعد؟ قال: قلت:
لا، قال:
انطلق معي،
قال: فقال: ما
أمرك، وما
أقدمك هذه
البلدة؟ قال:
قلت له: إن
كتمت علي
أخبرتك، قال:
فإني أفعل،
قال: قلت له:
بلغنا أنه قد
خرج ها هنا رجل
يزعم أنه نبي،
فأرسلت أخي
ليكلمه، فرجع
ولم يشفني من
الخبر، فأردت
أن ألقاه،
فقال له: أما
إنك قد رشدت،
هذا وجهي إليه
فاتبعني، ادخل
حيث ادخل،
فإني إن رأيت
أحدا أخافه
عليك، قمت إلى
الحائط كأني
أصلح نعلي
وامض أنت،
فمضى ومضيت
معه حتى دخل
ودخلت معه على
النبي صلى
الله عليه
وسلم، فقلت
له: اعرض علي
الإسلام،
فعرضه فأسلمت
مكاني، فقال
لي: (يا أبا ذر،
اكتم هذا
الأمر، وارجع
إلى بلدك،
فإذا بلغك ظهورنا
فأقبل). فقلت:
والذي بعثك
بالحق،
لأصرخن بها
بين أظهرهم،
فجاء إلى
المسجد وقريش
فيه، فقال:
يا معشر قريش،
إني أشهد أن
لا إله إلا
الله، وأشهد
أن محمدا عبده
ورسوله. فقالوا:
قوموا إلى هذا
الصابئ،
فقاموا فضربت
لأموت،
فأدركني
العباس فأكب
علي ثم أقبل
عليهم، فقال:
ويلكم،
تقتلون رجلا
من غفار،
ومتجركم وممركم
على غفار،
فأقلعوا عني،
فلما أن أصبحت
الغد رجعت،
فقلت مثل ما
قلت بالأمس،
فقالوا: قوموا
إلى هذا
الصابئ، فصنع
بي مثل ما صنع
بالأمس،
وأدركني
العباس فأكب
علي، وقال مثل
مقالته
بالأمس. قال:
فكان هذا أول
إسلام أبي ذر
رحمه الله.
[-3522-] Ebu Cemra dedi ki: "İbn Abbas bize dedi ki:
Size Ebu Zer' 'in Müslüman oluşunu anlatayım mı? Ebu Cemre dedi ki: Anlat,
dedik. İbn Abbas da Ebu Zer' dedi ki:
Ben Ğıfar'dan bir adam idim. Bize nebi olduğunu iddia eden bir
adam'ın Mekke'de ortaya çıktığı haberi ulaştl. Kardeşime: Bu adamın yanına git,
onunla konuş ve ona dair ondan bana haber getir, dedim. Kardeşim gitti, onunla
karşılaştı, sonra geri döndü: Ne haber, diye sordum. O, Allah'a yemin ederim,
ben hayrı emreden, kötülükten de alıkoyan bir adam gördüm dedi. Ben de ona, bu
getirdiğin haber beni rahatlatınadı, dedim.
Yanıma bir dağarcık ve bir asa aldım. Sonra da Mekke'ye doğru yola
koyuldum. Ben onu tanımıyordum. Onun hakkında kimseye soru sormaktan da
hoşlanmıyordum. Zemzem suyundan içiyor ve mescidde kalıyordum. (Ebu Zerr
devamla) dedi ki:
Ali yanımdan geçti. Bu adam sanki bir yabancı, dedi. Ben evet
dedim. Haydi gel eve gidelim dedi. Ben de onunla birlikte yola koyuldum. O bana
hiçbir şeye dair bir şey sormuyor, ben de ona söylemiyordum.
Sabah olunca ona dair soru sormak üzere mescide gittim. Fakat onun
hakkında bana haber verecek kimse yoktu. (Ebu Zer') dedi ki: Yine yanıma Ali
geldi. Acaba bu adam henüz onun evini kendisine söyleyecek birisini bulamadı
mı, dedi. Ben hayır dedim. Haydi benimle beraber yürü, dedi. Sonra bana senin
halin ne? Bu şehre gelmenin sebebi ne, dedi. Ben de ona, eğer benim durumumu
gizleyecek olursan sana haber veririm dedim. Dediğini yaparım diye cevap verdi.
O zaman bende burada kendisinin bir nebi olduğunu iddia eden bir adamın ortaya
çıktığına dair bize bir haber ulaştı. Kendisiyle konuşmak üzere kardeşimi
gönderdim. Fakat geriye döndüğünde getirdiği haber beni rahatlatınadı. Kendim
onunla karşılaşmak istedim, dedim.
Ali ona dedi ki: Sen doğru yoldasın. İşte ben de onun yanına
gidiyorum, sen de arkamdan gel. Benim gireceğim yere sen de gir, sana zarar
vereceğinden korktuğum birisini görecek olursam ayakkabımı düzeltiyormuşum gibi
duvarın yanında ayakta duracağım. Sen de yoluna devam et. Nihayet o gitti, ben
de onunla birlikte yola koyuldum. O bir yere gitti, ben de onunla birlikte Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in huzuruna girdim. Ona, Bana,İslaml arzet, dedim,
o da arzetti. Olduğum yerde Müslüman oldum.
Bana: Ey Ebu Zer', bu işi gizle ve şehrine geri dön. Bizim ortaya
çıktığımız haberi sana ulaştığı takdirde geri gel, diye buyurdu. Ben dedim ki:
Seni hak ile gönderene yemin ederim ki ben bunu onların arasında
feryat ederek söyleyeceğim.
Daha sonra Ebu Zer' mescide geldi. Kureyş de mescidde idi. Ey
Kureyşliler topluluğu, dedi. Şüphesiz ki ben Allah'tan başka hiçbir ilah
olmadığına şahitlik ettiğim gibi Muhammed'in de onun kulu ve Resulü olduğuna
şahitlik ederim.
Kureyşliler: Bu dinini terk edenin üzerine gidiniz, dedi. Hepsi
birlikte ayağa kalktılar. Ölesiye bana vurdular. Abbas yetişip ve üzerime
kapandı. Sonra da onlara dönerek dedi ki: Vay sizin halinize! Sizle(
Ğıfarlılardan birisini öldürecektini. Halbuki sizin ticaret yollarınız ve gidip
gelişiniz Ğıfarlıların bulunduğu yerler üzerindendir. Bunun üzerine beni terk
ettiler.
Ertesi gün sabah olunca yine oraya döndüm, bir gün önce
söylediğimin benzerini söyledim. Yine onlar da: Bu dininden dönene kalkınız
deyip, bir gün önce bana yapılanların benzeri yapıldı. Yine Abbas bana yetişti,
üzerime abandı ve bir gün önce söylediği sözlerin benzerini söyledi.
(İbn Abbas) dedi ki: İşte Ebu Zer' 'in -Allah'ın rahmeti üzerine
olsun- ilk Müslüman oluşu böyle olmuştu."
Bu Hadis İleride 3761 numara ile gelecektir.
12. ZEMZEM KISSASI İLE ARAPLARıN CEHALETİ
حدثنا
سليمان بن
حرب: حدثنا
حماد، عن
أيوب، عن
محمد، عن أبي
هريرة رضي
الله عنه قال:
قال
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (أسلم
وغفار وشيء من
مزينة
وجهينة، أو
قال: شيء من
جهينة أو مزينة
خير عند الله -
أو قال: يوم
القيامة - من
أسد، وتميم
وهوازن،
وغطفان).
[-3523-] Ebu Hureyre r.a. dedi ki: "(Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) buyurdu ki:
Eslem, Ğıfar ve Muzeyne ile Cuheyne'den bir kesim -ya da: Cuheyne
yahut Muzeyne'den bir kesim diye buyurdu- Allah nezdinde -ya da: Kıyamet
gününde dedi- Esed, Temim, Hevazin ve Gatafan'dan hayırlıdır."
حدثنا أبو
النعمان:
حدثنا أبو
عوانة، عن أبي
بشر، عن سعيد
بن جبير، عن
ابن عباس رضي الله
عنهما قال:
إذا
سرك أن تعلم
جهل العرب،
فاقرأ ما فوق
الثلاثين
ومائة في سورة
الأنعام: {قد
خسر الذين قتلوا
أولادهم سفها
بغير علم} إلى
قوله {قد ضلوا وما
كانوا مهتدين}.
[-3524-] İbn Abbas r.a. dedi ki: "Eğer sen Arapların
cehaletini bilmek istiyor isen En'am suresinin 130. ayetinden sonrasından
itibaren:
"Bilgisizlik yüzünden evlatlarını beyinsizce öldürenler ...
Şüphesiz onlar sapmışlar ve doğru yolu da bulamamışlardır."[En'am, 140]
buyruğuna kadar olan buyrukları oku."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Zemzem kıssası ve Arapların cehaleti" "Bilgisizlik yüzünden evlatlarını
beyinsizce öldürenler" buyruğundan kasıt, kızlarını öldürenlerdir. İleride
buna dair açıklama inşaaIlah Tefsir bölümünde gelecektir.