DEVAM: 63. Mesh'in
Yapılışı
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
مَرْوَانَ
وَمَحْمُودُ
بْنُ خَالِدٍ
الدِّمَشْقِيُّ
الْمَعْنَى
قَالَا
حَدَّثَنَا
الْوَلِيدُ
قَالَ
مَحْمُودٌ
أَخْبَرَنَا
ثَوْرُ بْنُ
يَزِيدَ عَنْ
رَجَاءِ بْنِ
حَيْوَةَ
عَنْ كَاتِبِ
الْمُغِيرَةِ
بْنِ
شُعْبَةَ
عَنْ
الْمُغِيرَةِ
بْنِ
شُعْبَةَ
قَالَ
وَضَّأْتُ
النَّبِيَّ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فِي غَزْوَةِ
تَبُوكَ
فَمَسَحَ
أَعْلَى
الْخُفَّيْنِ
وَأَسْفَلَهُمَا
قَالَ
أَبُو دَاوُد
وَبَلَغَنِي
أَنَّهُ لَمْ
يَسْمَعْ
ثَوْرُ هَذَا
الْحَدِيثَ
مِنْ رَجَاءٍ
Muğire b. Şu'be'den
demiştir ki: "Tebuk gazvesinde Resul-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve
sellem)'in abdest suyunu döküverdim, mestin üstüne ve altına mesh verdi."
Ebu Davud dedi ki:
"Bana gelen haberlere göre ravt Sevr bu hadisi Reca'dan duyarak almış
değildir.
Diğer tahric: İbn
Mace, tahare; Tirmizî, tahare
AÇIKLAMA: Tirmizi, "bu hadis hakkında zayıftır,
illetlidir (kusurludur) bu hadisi Sevr b. Yezid den nakleden tek ravi, el-Velid
b. Müslim'dir. Başka bir kimse nakletmemiştir" diyor. Tirmizi sözlerine
devamla şöyle demiştir, "Ben bu hadisi Muhammed b. İsmail el-Buhari'ye ve
Ebu Zur'a'ya sordum, "Bu hadis sahih değildir" dediler. Çünkü İbn
Mubarek bunu Sevr'den, O da Reca’ b. Hayve'den rivayet ediyor. Ve Reca,
"Bana bu hadisi Muğire'nin katibi haber verdi" diyor ki, hadis
Rasulullah'tan mürsel olarak rivayet edilmiş ve hadisde, Muğire'nin adı
geçmemiştir."
Müellif
Ebu Davud’da kendi görüşünü açıklamamakla beraber Sevr b. Yezid'in Reca b.
Hayve'den bu hadisi işitmediğine dair bazı haberlerin kulağına geldiğini ifade
etmiştir. Bununla beraber hadis'i şerif üzerindeki bu zayıflık iddialarının
doğru olmadığı beyan edilerek ileri sürülen deliller çürütülmüştür. Bu hadisin
zayıf olmadığını ve hakkındaki zayıflık iddialarının yanlış olduğunu
söyleyenlerin delilleri şöylece sıralanabilir:
1.
Beyhaki bu hadisi, Davud b. Reşid, el-Velid b. Müslim, Sevr Yezid, Reca b.
Hayve, Muğirenin katibi kanaliyle Muğire'den rivayet etmiştir. Bu senede göre
Sevr'in Reca'dan hadis dinleyip rivayet ettiği açıkça ortaya çıkmaktadır.
2.
Velid'in burada tedlis yapmadığı bellidir.
3.
Keza aynı sened Darakutni tarafından da zikredilerek Sevr'in Reca' dan hadis
aldığı ortaya çıkmış ve ayrıca Muğire'nin atlandığı ve hadisin mürsel olduğu
iddiası da reddedilmiş oluyor. İbn Mace'nin Sünen’in de açıkladığına göre
Muğire'nin katibinin adı Verrad'dır.
Her
ne kadar bu hadis hakkındaki zayıflık iddiaları bu şekilde reddedilmeye
çalışılmışsa da, bu hadisin bu konuda gelen sahih hadislere aykırı olduğu
aşikardır. Buhari, Ebu Zur'a, Ebu Davud, Tirmizi ve Şafii, gibi hadis
otoriteleri bu hadisin zayıflığına hükmetmişlerdir. Nevevi, Mecmu'unda (1/521)
der ki: "Bizim mezhebimize göre mestin altınada meshetmek müstehaptır.
Farz olan mesh miktarı ise, mestin üst kısmının en küçük bir cüzüdür."
İmam
Malik'ten ve diğer bir cemaatten de mestlerin alt kısmına meshetmenin müstehap
olduğu rivayet edilmektedir. Ancak mestler üzerine mesihle ilgili bütün
rivayetler göz önünde bulundurulursa meshin, mestlerin altına değil, üstüne
yapılması gerektiği anlaşılır.
Nitekim
Sevri, Ebu Hanife ve Ahmed b. Hanbel bu görüştedirler. İmam Malik, Şafii ve
bunların taraftarlarına göre ise, mestlerin üstüne de altına da meshedilir. Zühri
ve ibn Mübarek de bu görüştedirler. Bununla beraber İmam Malik ve Şafii sadece
mestelrin üstüne meshetmenin abdest için yeterli olduğunu söylerler. Ayrıca
Malik hazretlerine göre "sadece mestin altına mesh yapılırsa abdest sahih
olmaz, iadesi gerekir."
İbn
Şihab'a ve bir kavlinde Şafii'ye göre, sadece mestlerin altına meshetmek caiz
değildir. Şafii'nin ikinci bir kavline göre de caizdir. Ebu Hanife'ye göre ise
meshin farz olan miktarı mestin üstünde üç el parmağı bir yerdir. Ahmed b.
Hanbel'e göre ise, elin ekserisidir. imam Kasani de Bedayiussanayi' isimli
eserinde mestlerin üstüyle beraber altını da meshetmenin Hanefi Mezhebinde
müstehap olduğunu zikretmektedir. Malikilere göre, ise, mestlerin bütünüyle
üstüne meshetmek farzdır,161 nolu hadisin şerhine de bakılabilir.