SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TAHARA BAHSİ

<< 166 >>

بَاب فِي الِانْتِضَاحِ

64. Abdest'ten Sonra Üzerine Su Serpmek

 

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ هُوَ الثَّوْرِيُّ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنْ سُفْيَانَ بْنِ الْحَكَمِ الثَّقَفِيِّ أَوْ الْحَكَمِ بْنِ سُفْيَانَ الثَّقَفِيِّ قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِذَا بَالَ يَتَوَضَّأُ وَيَنْتَضِحُ  قَالَ أَبُو دَاوُد وَافَقَ سُفْيَانَ جَمَاعَةٌ عَلَى هَذَا الْإِسْنَادِ و قَالَ بَعْضُهُمْ الْحَكَمُ أَوْ ابْنُ الْحَكَمِ

 

Hakem, b. Süfyan veya Süfyan b. el-Hakem'den demiştir ki: "Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) küçük abdestini bozduğu zaman (in akabinde) abdest alır ve eteğine su serperdi."

 

Ebu Davud dedi ki: Süfyan es-Sevri'nin bu şekildeki isnadına başka bir toplulukta katılmıştır. Bazıları da "'Hakem, yahut İbn Hakem "dir demişlerdir. (Yani bu ravinin isminde ihtilaf etmişlerdir.)

 

 

Diğer tahric: Nesai, tahare; İbn Mace, tahare; Tirmizi, tahare

 

AÇIKLAMA:     Kadı Bekr b. el-Arabi, Tirmizi şerhi Tuhfetu'l-Ahvezi'de şunları söylüyor: Ulema bu hadiste geçen يَنْتَضِحُ kelimesine dört ayrı mana vermişlerdir.

 

1. Abdest alırken suyu bolca dökerek abdest organlarının üzerinden akıtmak.

2. Silmek ve silkinmek suretiyle kurulanmak.

3. Taş ile taharetlenen kimsenin abdestten önce su ile taharetlenmesi.

4. Erkeklik organında akıntı olup olmadığı vesvesesini gidermek için eteğe su erpmektir.

 

Hadiste geçen "Yentedıh"  ta'birinin bu dört manayı kapsaması ihtimali vardır.[Mübarekfuri.Tuhfelu'l-ahvezi, I, 168.]

 

Hattabi, Mealimu's-sünen isimli Ebu Davud şerhinde bu ta'birin burada su ile istinca manasına geldiğini söylüyor. Hattabi sözlerine devamla divor ki; ''Araplar ekseriyetle taşla istinca yaparlar, suyla temizlenmeye lüzum görmezlerdi. Bununla beraber bu tabir burada istincadan sonra vesveseyi önlemek için eteğe su serpmek anlamına gelebilir."

 

Nevevi ise, burada ikinci mananın yani eteğe su serpme manasının kastedildiğini, nitekim cumhurun görüşünün de bu olduğunu ifade etmektedir.

 

Tirmizi şarihlerinden Mübarekfuri de Tuhfetu'l-ahzvezi isimli şerhinde bu görüşü benimseyerek şunları söylemektedir: "Gerçek şudur ki, bu Hadisteki "İntidah" tabirinden maksat, tenasül uzvunun akıntı yapıtğı vesvesesini önlemek için abdestten sonra eteğe bir miktar su serpmektir. Çünkü bu mevzuda gelen Hadislerin çoğunda lafızlar buna delalet ediyor." [bk. Mübarekfuri.Tuhfelu'l-ahvezi, I, 168.] Ancak Bezlu'l-mechud sahibi şeyh Halil Ahmed ise, bu hadisi şerhederken Beyhaki ve Darekutni'den bu su serpme işinin abdestten sonra ve herhangi bir ıslaklık hissedilmesi halinde meydana gelecek vesveseyi önlemek için yapıldığına dair rivayet edilen Hadislere bakarak "bu su serpme işinin istinca ile bir ilgisi yoktur. Zira istinca abdestten önce yapılır. Halbuki şu Hadisler bu su serpme işinin abdest'ten sonra duyulacak her hangi bir ıslaklık karşısında doğacak vesveseyi önlemekle ilgilidir." demektedir ki, güzel bir tesbittir.

 

İntidah, ismini verdiğimiz bu temizlenme ameliyesinin esas gayesi, taharet ederken, büyük veya küçük abdest sıçrantılarının veya damlalarının beden üzerinde kalmış olabileceği şüphesini gidermektir.

 

Yani burada yapılmak istenen şey yersiz olarak doğacak olan bir şüpheyi gidermek için eteğe su serpmedir. Yoksa, abdest alırken büyük veya küçük abdestte ön ya da arkadan gelen en ufak bir necaset abdesti bozar. Bazı ilim adamları bu hadisi şerife bakarak abdest aldıktan sonra eteğe su serpmenin gerekli olduğunu söylemişlerse de, bazıları da Tirmizi gibi hadis otoritelerinin bu hadisi zayıf saymalarına bakarak bunun gerekli olmadığını belirtmişlerdir. Bedruddin Ayni ise, "Bilhassa vesveseli olan kişilerde bunun yapılmasının müstehap olduğu Hanefi mezhebinin görüşüdür" demektedir. Metinde adında tereddüt edilen ravinin gerçek ismi ise Hakem b. Süfyan’dır. Bu hadis hakkında daha fazla açıklama için bundan sonraki 167 numaralı hadisin şerhine de bakabilir.