SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 754 >>

بَاب وَضْعِ الْيُمْنَى عَلَى الْيُسْرَى فِي الصَّلَاةِ

117-118. Namazda Sağ Elin Sol El Üzerine Konulması

 

حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِيٍّ أَخْبَرَنَا أَبُو أَحْمَدَ عَنْ الْعَلَاءِ بْنِ صَالِحٍ عَنْ زُرْعَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ قَالَ سَمِعْتُ ابْنَ الزُّبَيْرِ يَقُولُ صَفُّ الْقَدَمَيْنِ وَوَضْعُ الْيَدِ عَلَى الْيَدِ مِنْ السُّنَّةِ

 

Zür'a b. Abdirrahman'dan; demiştir ki: Ben İbn Zübeyr'i; "Ayakları bir hizada bulundurmak ve (sağ) eli (sol) el üzerine koymak sünnettendir" derken duydum.

 

 

Sadece Ebu Davud rivayet etmiştir.

 

AÇIKLAMA:     Bu hadis-i şerifte namaz kılan bir kimsenin ellerini yana salmayıp biri biri üzerine koyarak huzurda bulunmanın manasına uygun bir tavır takınmasının ve ayaklarının birinin ileride, öbürünün de geride bulunmamasına son derecede dikkat edip ikisinin bir çizgi üzerindeymiş gibi aynı hizada tutmasının namazın sünnetlerinden olduğu beyan ediliyor. Her ne kadar elleri önde kavuştururken hangisinin hangisi üzerine konacağı söz konusu edilmiyorsa da, biz sağ elin sol el üzerine konulacağını beyan eden diğer sahih hadislerin ışığında tercememizde sağ elin sol el üzeri­ne konulacağına parantez içerisinde işaret ettik. Nitekim, Buharî'nin riva­yet ettiği bir hadisin meali şöyledir: "(Resulullah Sallallahü aleyhi ve sellem'in gününde) insanlara, namaz kılarken sağ ellerinizi sol bileklerinizin üzerine koyunuz" diye emrolunurdu.[Ahmed Naim, Tecrîd Tercemesi, II, 701 (H.no: 414).]

 

Buharî'nin bu hadisi üzerinde merhum Ahmed Naim Efendi şu açıklamayı yapmaktadır: "Namazda sağ eli sol elin üze­rine vaz etmek (koymak) Hanefiyye ile Şafüyye ve Hanbeliyye'ye göre sünnettir. Eimme-i metbuînden İshak b. Rahuye ile amme-i ehl-i ilmin kavli de budur. Ali ve Ebu Hureyre (r.a.) ile Nehaî, Sevrî ve bir rivayete göre Malik'in keza Said b. Cübeyr ile Ebu Miclez, Ebu Sevr, Ebu Ubeyd, İbn Cerîr, Davud Zahirî'nin ve Ebu Bekr ile Aişe (r.anhüma)mn, hasılı sahabe tabiîn ve tebe-i tabiînin çoğu alimlerinin ictihadları hep bu merkezdedir. İrsali yedeyn yani bağlamamak yalnız îmam Malik'in mezheb-i meşhuru olup Ab­dullah b. ez-Zübeyr (r.anhuma) ile Hasan el-Basrî ve İbn Sîrin'in de mezhepleri bu olduğu mervidir. Leys b. Sa'd'a göre kıyam uzayıp yorgunluk arız olursa el kavuşturulur. İmam Evzaî ise, musalliyi vaz'-i yed ile irsal arasında mu­hayyer bırakıyor.

 

Eller Hanefiyye'ye göre göbeğin altından, Şafiîyye'ye göre göğsün üze­rinden yahut altından kavuşturulur. Tirmizî diyor ki: Sahabe ve Tabiin ile tebe-i tabiin arasında amel, sağ eli sol el üzerine koymak olup elleri bazıları göbeğin üstünde, diğer bazıları da göbeğin altında tutmak re'yinde bulun­muşlardır. Her hangisi yapılsa ruhsat vardır. Göğüs üzerinde el bağlamayı tercih edenler bunu izhar-ı huşu'da eblağ ve mahall-i niyyet olan kalbi mu­hafazaya işaret olduğu için ihtiyar etmişlerdir. Göbek altında el kavuşturan­lar da setr-i avrete, izar-ı sükuttan muhafazaya daha elverişli ve Ehl-i Kitaba ve,nisaya teşebbühten daha baid bir vaz olduğu için tercih etmişlerdir.[Ahmed Naim, Tecrîd Tercemesi, II, 702, (Hds. no: 414)]