بَاب
وَضْعِ
الْيُمْنَى
عَلَى
الْيُسْرَى فِي
الصَّلَاةِ
117-118. Namazda Sağ
Elin Sol El Üzerine Konulması
حَدَّثَنَا
نَصْرُ بْنُ
عَلِيٍّ
أَخْبَرَنَا
أَبُو
أَحْمَدَ
عَنْ
الْعَلَاءِ
بْنِ صَالِحٍ
عَنْ
زُرْعَةَ
بْنِ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
قَالَ
سَمِعْتُ
ابْنَ
الزُّبَيْرِ
يَقُولُ صَفُّ
الْقَدَمَيْنِ
وَوَضْعُ
الْيَدِ
عَلَى الْيَدِ
مِنْ
السُّنَّةِ
Zür'a b.
Abdirrahman'dan; demiştir ki: Ben İbn Zübeyr'i; "Ayakları bir hizada
bulundurmak ve (sağ) eli (sol) el üzerine koymak sünnettendir" derken
duydum.
Sadece Ebu Davud
rivayet etmiştir.
AÇIKLAMA: Bu hadis-i şerifte namaz kılan bir kimsenin
ellerini yana salmayıp biri biri üzerine koyarak huzurda bulunmanın manasına
uygun bir tavır takınmasının ve ayaklarının birinin ileride, öbürünün de geride
bulunmamasına son derecede dikkat edip ikisinin bir çizgi üzerindeymiş gibi
aynı hizada tutmasının namazın sünnetlerinden olduğu beyan ediliyor. Her ne
kadar elleri önde kavuştururken hangisinin hangisi üzerine konacağı söz konusu
edilmiyorsa da, biz sağ elin sol el üzerine konulacağını beyan eden diğer sahih
hadislerin ışığında tercememizde sağ elin sol el üzerine konulacağına parantez
içerisinde işaret ettik. Nitekim, Buharî'nin rivayet ettiği bir hadisin meali
şöyledir: "(Resulullah Sallallahü aleyhi ve sellem'in gününde) insanlara,
namaz kılarken sağ ellerinizi sol bileklerinizin üzerine koyunuz" diye emrolunurdu.[Ahmed Naim, Tecrîd
Tercemesi, II, 701 (H.no: 414).]
Buharî'nin
bu hadisi üzerinde merhum Ahmed Naim Efendi şu açıklamayı yapmaktadır:
"Namazda sağ eli sol elin üzerine vaz etmek (koymak) Hanefiyye ile
Şafüyye ve Hanbeliyye'ye göre sünnettir. Eimme-i metbuînden İshak b. Rahuye ile
amme-i ehl-i ilmin kavli de budur. Ali ve Ebu Hureyre (r.a.) ile Nehaî, Sevrî
ve bir rivayete göre Malik'in keza Said b. Cübeyr ile Ebu Miclez, Ebu Sevr, Ebu
Ubeyd, İbn Cerîr, Davud Zahirî'nin ve Ebu Bekr ile Aişe (r.anhüma)mn, hasılı
sahabe tabiîn ve tebe-i tabiînin çoğu alimlerinin ictihadları hep bu
merkezdedir. İrsali yedeyn yani bağlamamak yalnız îmam Malik'in mezheb-i
meşhuru olup Abdullah b. ez-Zübeyr (r.anhuma) ile Hasan el-Basrî ve İbn Sîrin'in
de mezhepleri bu olduğu mervidir. Leys b. Sa'd'a göre kıyam uzayıp yorgunluk
arız olursa el kavuşturulur. İmam Evzaî ise, musalliyi vaz'-i yed ile irsal
arasında muhayyer bırakıyor.
Eller
Hanefiyye'ye göre göbeğin altından, Şafiîyye'ye göre göğsün üzerinden yahut
altından kavuşturulur. Tirmizî diyor ki: Sahabe ve Tabiin ile tebe-i tabiin
arasında amel, sağ eli sol el üzerine koymak olup elleri bazıları göbeğin üstünde,
diğer bazıları da göbeğin altında tutmak re'yinde bulunmuşlardır. Her hangisi
yapılsa ruhsat vardır. Göğüs üzerinde el bağlamayı tercih edenler bunu izhar-ı
huşu'da eblağ ve mahall-i niyyet olan kalbi muhafazaya işaret olduğu için
ihtiyar etmişlerdir. Göbek altında el kavuşturanlar da setr-i avrete, izar-ı
sükuttan muhafazaya daha elverişli ve Ehl-i Kitaba ve,nisaya teşebbühten daha
baid bir vaz olduğu için tercih etmişlerdir.[Ahmed Naim, Tecrîd Tercemesi, II, 702, (Hds.
no: 414)]