SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 884 >>

DEVAM: 148-149. Namazda Dua

 

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ مُوسَى بْنِ أَبِي عَائِشَةَ قَالَ كَانَ رَجُلٌ يُصَلِّي فَوْقَ بَيْتِهِ وَكَانَ إِذَا قَرَأَ أَلَيْسَ ذَلِكَ بِقَادِرٍ عَلَى أَنْ يُحْيِيَ الْمَوْتَى قَالَ سُبْحَانَكَ فَبَكَى فَسَأَلُوهُ عَنْ ذَلِكَ فَقَالَ سَمِعْتُهُ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ أَبُو دَاوُد قَالَ أَحْمَدُ يُعْجِبُنِي فِي الْفَرِيضَةِ أَنْ يَدْعُوَ بِمَا فِي الْقُرْآنِ

 

Mus'ab, Ebî Aişe'den; demiştir ki: Bir adam evinin üstünde namaz kılar ve "bütün bunları yapan (Allah) ölüleri tekrar diriltmeye kaadir değil midir?"[Kıyame 40] ayetini okuyunca "Sübhaneke febela = seni tesbih (ve tenzih) ederim, evet (Sen ölüleri tekrar diriltmeye kaadirsin)" derdi. Bunu kendisine sordular, "Ben bunu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den işittim" diye cevab verdi.

 

Ebu Davud dedi ki: Ahmed (b. Hanbel): Farz (namazlarda, Kur'an'daki (dualar)la dua etmek benim hoşuma gider" dedi.

 

 

AÇIKLAMA:    

Hadis-i şerifte geçen "bela" kelimesi olumsuz bir soruya karşı sorudaki olumsuzluğu kaldırmak için kullanılan bir kelimedir. "Değil mi, olmadı mı" şeklindeki olumsuz sorulara "bela" keli­mesiyle cevab verilince sorudaki olumsuzluk kalkar ve sorunun olumlu yo-nu tasdik edilmiş olur. Nitekim ayet-i kerimeye "bela" kelimesiyle cevab verilince, "evet sen ölüleri diriltmeye kaadirsin" manasındaki mukabelede edilmiş olur. Fakat böyle olumsuz bir soruya "neam = evet" diye mukabe­le edilecek olursa, soru bu olumsuz şekliyle tasdik edilmiş olur. Nitekim "ben sizin Rabbiniz değil miyim?" ayet-i kerimesinin tefsirin­de İbn Abbas (r.a.) şöyle demiştir: "eğer bela yerine "neam' diyerek cevab verselerdi kafir olurlardı."

 

Ancak "Avnu'1-Ma-bud" müellifi bu kelimenin bazı "Sünen-i Ebu Davud" nüshalarında "Beka" (ağladı) şeklinde olduğunu söylüyor ki bu nüs­haların doğruluğu kabul edildiği takdirde namazda ağlamanın caiz olduğu anlaşılır. Ancak muteber olan nüshaların çoğunda "bela" şeklinde geç­mektedir.

 

Ahmed b. Hanbel'in; "farz namazlarda Kur'an'daki dualarla dua et­mek benim hoşuma gider" sözü iki manaya gelir:

 

1. Farz namazlarda selam vermeden önce Kur'an'da bulunan dua ayet­lerini okuyarak dua etmek,

 

2. Kur'an-ı Kerim'de bulunan teşbih ayetlerine geldikçe Kur'an'da bu­lunan teşbih ayetleriyle Allah'ı teşbih etmek, rahmet ayetlerine uğradıkça rah­met ayetlerini okuyarak cevab vermek, azab ayetleri gelince de Kur'an-ı Kerim'de bulunan istiaze ayetlerini okuyarak mukabelede bulunmak. Ule­ma bu ikinci manayı tercih etmektedir.

 

Görülüyor ki, İmam Ahmed teşbih ve tasdik ile mukabele edilmesi gereken ayetlere mukabele etmeyi sadece nafile namazlarına tahsis etmemek­tedir. Nafilelerde olduğu gibi farz namazlarda da mukabelede bulunulmasını müstehab görmektedir. Nitekim İmam Şafiî de aynı görüştedir. İmam Ebü Hanife (r.a.) ise, bunu farz namazlar için uygun görmemekte, sadece nafile namazlara tahsis etmektedir.

 

Ancak İmam Ahmed'in bu sözünden namazda hadislerle dua yapıla­maz anlamı çıkarılamaz. Bu sözden sadece namazda Kur'an ayetleriyle dua etmenin hadislerle dua etmekten daha efdal olduğu anlaşılır. Fakat biz bu mevzudaki görüşleri 871 numaralı hadisin açıklama kısmında bütün ayrıntı­larıyla ele aldığımız için burada tekrara lüzum görmüyoruz. Bîr de şunu ifa­de etmek isteriz ki, hadis-i şerifte söz konusu olan kişinin kimliğinin bilinmeyişi bu hadisin sıhhatine bir zarar vermez. Çünkü bu zat sahabîdir. Bilindiği gibi sahabîler Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in diliyle tezkiye edilmişlerdir.