DEVAM: 164-165.
Namazda Namazla İlgisi Olmayan Bir Harekette Bulunmak
حَدَّثَنَا
يَحْيَى بْنُ
خَلَفٍ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الْأَعْلَى
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدٌ
يَعْنِي
ابْنَ
إِسْحَقَ
عَنْ سَعِيدِ
بْنِ أَبِي
سَعِيدٍ
الْمَقْبُرِيِّ
عَنْ عَمْرِو
بْنِ
سُلَيْمٍ
الزُّرَقِيِّ
عَنْ أَبِي
قَتَادَةَ
صَاحِبِ
رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ
بَيْنَمَا
نَحْنُ
نَنْتَظِرُ
رَسُولَ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
لِلصَّلَاةِ
فِي
الظُّهْرِ أَوْ
الْعَصْرِ
وَقَدْ
دَعَاهُ
بِلَالٌ لِلصَّلَاةِ
إِذْ خَرَجَ
إِلَيْنَا
وَأُمَامَةُ
بِنْتُ أَبِي
الْعَاصِ
بِنْتُ
ابْنَتِهِ
عَلَى
عُنُقِهِ
فَقَامَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فِي مُصَلَّاهُ
وَقُمْنَا
خَلْفَهُ
وَهِيَ فِي مَكَانِهَا
الَّذِي هِيَ
فِيهِ قَالَ
فَكَبَّرَ
فَكَبَّرْنَا
قَالَ حَتَّى
إِذَا
أَرَادَ
رَسُولُ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ أَنْ
يَرْكَعَ
أَخَذَهَا
فَوَضَعَهَا
ثُمَّ رَكَعَ
وَسَجَدَ
حَتَّى إِذَا
فَرَغَ مِنْ
سُجُودِهِ
ثُمَّ قَامَ
أَخَذَهَا
فَرَدَّهَا
فِي مَكَانِهَا
فَمَا زَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَصْنَعُ
بِهَا ذَلِكَ
فِي كُلِّ
رَكْعَةٍ
حَتَّى
فَرَغَ مِنْ
صَلَاتِهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
Ebû Katâde'den; demiştir
ki: Biz
Secdeyi bitirip de ayağa
kalkmak isteyince Ümâme'yi yine (eski) yerine koydu. Resûlullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) namaz'ı bitirinceye kadar her rekat'ta bunu yapmaya devam
etti."
Diğer tahric: Nesâî,
imame
AÇIKLAMA:
Bu hadis-i şerif
namazda amel-i kalîl (az iş)in caiz olduğuna delildir.Nitekim Şafiî ve Ahmed b.
Hanbel'in mezhebleri de
budur. Mâlikîler ise,
namazda iş yapmanın yasaklanmasıyla bu cevazın neshedildiği
görüşündedirler.Halbuki bu mevzudaki delilleri olan 923 numaralı "=namaz
başka işe yer bırakmaz" hadis-i şerifi Ümâme (radiyallahü anhâ)
hâdisesinden çok evveldir-. Namazda başka birşeyle meşgul olmaktan nehyeden bu
hadis-i şerif, Abdullah b. Mes'ud'a Habeşistan'dan Mekke'ye dönüşünde
söylenmiştir. Ümâme (r.anhâ) olayı ise, Bedir muharebesinden sonra vukua
gelmiştir, bu bakımdan Mâliki ulemâsının "nesh" iddiası isabetsizdir.
îmam Mâlik (r.a.) Hazretlerinin "Ümâme" hadisesinin nafile namazda
cereyan ettiğine hükmetmesi, binaenaleyh böyle bir işin farz namazlarda
olmayacağı hakkındaki sözü de Müslim'in rivayet ettiği şu hadis-i şerifle
reddedilmiştir: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i Ümâme bint Ebi'l-Âs
-ki Nebi (s.a.v.)'in kerimesi Zeyneb'in de kızıdır- omuzunda olduğu halde
cemaate imam olurken gördüm. Rüku'a vardığı vakit onu bırakıyor, secdeden
başını kaldırdığı zaman tekrar alıyordu."[Müslim, mesâcid]
Aynı zamanda
açıklamakta olduğumuz Ebû Dâvûd hadisi de İmam-ı Mâlik (r.a) aleyhine bir
delildir. Hele Zübeyr b. Bekkâr'ın "Kitabü'n-Neseb"inde bu hadisenin
Ebû Hanife'nin bu
mevzudaki görüşlerine gelince namazda yapılan İş, amel-i kalîlse, namaz
bozulmaz. Amel-i kesîrse namaz bozulur. Amel-i ke-sîr iki ele ihtiyaç duyulan
iştir. Amel-i kalîl ise, iki ele ihtiyaç duyulmadan yapılabilen iştir. Nebiyy-i
Ekrem (s.a.v.) bu işi dinin bu mevzudaki hükmünü beyân için yapmıştır. Gerçekte
Resûl-i Ekrem (s.a.v.) o sırada Ümâme'ye bakacak kimse olmadığı için onu
taşımaya mecbur kalmıştır. Zamanımızda da ihtiyaç anında böyle bir iş yapmakta
kerahet yoktur. Ancak bunu ihtiyaç olmadan yapmak mekruhtur.[A.Naim, Tecrid
Tercemesi, II, 696 - 700.]