DEVAM: 188-189. İki
Rekatte(n Sonra) Yanılma (Sehv Secdeleri)
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ يَحْيَى
بْنِ فَارِسٍ
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ كَثِيرٍ
عَنْ
الْأَوْزَاعِيِّ
عَنْ
الزُّهْرِيِّ
عَنْ سَعِيدِ
بْنِ
الْمُسَيَّبِ
وَأَبِي سَلَمَةَ
وَعُبَيْدِ
اللَّهِ بْنِ
عَبْدِ
اللَّهِ عَنْ
أَبِي
هُرَيْرَةَ
بِهَذِهِ
الْقِصَّةِ قَالَ
وَلَمْ
يَسْجُدْ
سَجْدَتَيْ
السَّهْوِ
حَتَّى
يَقَّنَهُ
اللَّهُ
ذَلِكَ
Muhammed b. Yahya b.
Fâris -Muhammed b. Kesir- Evzâî, -Zühri,- Said b. el-Müseyyeb -Ebu Seleme- Ubeydullah
b. Abdullah senediyle gelen bir rivayette Ebû Hureyre (bu babtaki hadislerde
haber verilen) hâdiseyi nakledip,
"Allah kendisine
kesin olarak bildirinceye kadar Resûlullah sehiv secdelerini yapmadı"
demiştir.
İzah:
Bu rivayetin
getirilmesindeki maksat, Ebû Hureyre'nin söylediği sözdür. Cenab-ı Hakk'ın
Resulüne kesin olarak bildirmesi ya vahy yoluyla ya da hatırlatma ile olurdu.
Bu ifadeden anlaşıldığına göre Hz. Nebi namazda yanıldığını tam olarak
anlamadıkça sehv secdesi yapmazdı. Ebû Hureyre de bunu ya Hz. Nebi'in
bildirmesinden yahut da hadisenin oluş tarzından anlıyordu.