DEVAM: 220-222. Ayakta
Hutbe Okumak
حَدَّثَنَا
إِبْرَاهِيمُ
بْنُ مُوسَى
وَعُثْمَانُ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ
الْمَعْنَى عَنْ
أَبِي
الْأَحْوَصِ
حَدَّثَنَا
سِمَاكٌ عَنْ
جَابِرِ بْنِ
سَمُرَةَ
قَالَ كَانَ لِرَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
خُطْبَتَانِ
كَانَ
يَجْلِسُ
بَيْنَهُمَا
يَقْرَأُ
الْقُرْآنَ
وَيُذَكِّرُ
النَّاسَ
Câbir b. Semure
(r.a.)'den; demiştir ki: (Cuma günü) Nebi (s.a.v.)'in iki hutbesi vardı. Bu
hutbeler arasında oturur, hutbelerde de Kur'an okur ve cemaate nasihat ederdi.
İzah:
Buhârî, cuma (benzeri);
Nesâî, cuma; İbn Mâce, ikâme
Bu hadis-i şerif de Hz.
Nebi'in iki hutbe arasında oturduğu ve hutbede Kur'an-ı Kerim okuyup cemaate
va'z ettiği beyân edilmektedir. Hutbeler arasında oturmanın hükmü bundan evvelki
babın hadisinde (hadis no: 1092) izah edilmiştir. Hutbede nasihat konusuna da
ileride temas edilecektir. Şimdi burada hutbe esnasında Kur'an-i Kerim okumanın
hükmünü açıklayalım:
Bu rivayette
Efendimizin hutbede Kur'an-ı Kerim okuduğu haber verildiği halde, hangi
sûreleri okuduğuna temas edilmemiştir. Ebû Dâvûd'da ileride gelecek olan bir
rivayetten (hadis no: 1100) Resûlullah'ın “Kâf Sûresi"ni okuduğu
anlaşılmaktadır. İbn Mâce'nin Übeyy b. Ka'b'dan rivayet ettiği bir haberde
ise, Hz. Nebi'in minberde Tebâreke (Mülk) Sûresi'ni okuduğu, Taberânî'nin
Evsat'mdaki bir rivayetinde de Zümer suresinin sonunu okuduğu bildirilmektedir.
Yine Taberânî'nin Hz. Ali'den rivayet ettiği başka bir haberde ise, Resûlullah
(s.a.v.)'in minberde, Kâfirûn ve İhlâs sûrelerini okuduğu haber verilmiştir.
Ancak İbn Mâce ve Taberânî'nin bu nakilleri senetlerindeki bazı şahıslar
yüzünden tenkide tabi tutulmuştur.
Minberde Kur'ân-ı Kerim
okumanın hükmü mezhebler arasında ihtilaflıdır:
Şafiîlere göre, en az
bir âyet okumak farz, Kâf sûresini okumak ise, müstehabtır. Delilleri Hz.
Nebi'in hiç ihmal etmeden Kur'an okumasıdır.
Cumhura göre, bu kıraat
farz değildir. Hanefilerde sünnettir. Çünkü Hz. Nebi'in fiili ile sabit olan
bir şey farz değil, sünnet olur. Ayrıca Cenab-ı Allah, Kur'ân-ı Kerim'de
"zikr"i emretmiştir. Bu kıraati ve ka'de-yi içine almaz. Bunların
şart olduğunu söylemek haber-i vâhidle şart koymak demektir. Bu da Kur'ân'ın
haber-i vâhidle neshini gerektirir ki caiz değildir.
Minberde okunacak
Kur'an-ı Kerim'in hangi safhada okunacağında da görüşler bir değildir.
Şâfiîlerden bazıları kıraatin ilk hutbede olacağım söylerken, Iraklı Şâfiîler
"her iki hutbede de okunmalı" demişlerdir. HanbelîIerden Kadî'nin
görüşü de bu şekildedir. Bazı âlimlerse, ikinci hutbede okunacağını
söylemişlerdir. Hanefîler sünnet olan bu kıraatin ilk hutbede olacağını
söylerler.