NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
حَامِدُ بْنُ
يَحْيَى
حَدَّثَنَا
هَاشِمُ بْنُ
الْقَاسِمِ ح
و حَدَّثَنَا
عُقْبَةُ
بْنُ
مُكْرَمٍ
حَدَّثَنَا
أَبُو
قُتَيْبَةَ
الْمَعْنَى
قَالَا
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الصَّمَدِ
بْنُ حَبِيبِ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ
الْأَزْدِيُّ
حَدَّثَنِي
حَبِيبُ بْنُ
عَبْدِ
اللَّهِ
قَالَ
سَمِعْتُ
سِنَانَ بْنَ
سَلَمَةَ
بْنِ
الْمُحَبَّقِ
الْهُذَلِيِّ
يُحَدِّثُ
عَنْ أَبِيهِ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
مَنْ كَانَتْ
لَهُ
حَمُولَةٌ تَأْوِي
إِلَى شِبَعٍ
فَلْيَصُمْ
رَمَضَانَ
حَيْثُ
أَدْرَكَهُ
Seleme b. el-Muhabbak
(r.a.)'dan; "Rasûhüiah (s.a.v.) şöyle buyurdu" demiştir:
"Kendisini,
doyacağı yere kadar götürecek bir bineği olan kişi ramazana nerede erişirse,
orucunu tutsun."
İzah:
Ahmed b. Hanbel, III,
476. V, 7.
Hadiste söylenilmek istenen
şudur: Bir kimsenin yolculuğu uzun bile olsa, kendisine sıkıntı vermiyorsa,
orucunu tutsun. Bu izaha göre "oruç tutsun" emrinden nedb
kastedildiği anlaşılır. Çünkü yolcu için oruç tutmama ruhsatının illeti
meşakkat değil, yolculuktur.
Hadisin kısa
mesafelerle ilgili olduğunu anlamak da mümkündür. O zaman hadisin mânâsı
"kendisini aynı günde yerine ulaştıracak bineği olan kişi oruç
tutsun" şeklinde olur. Bu durumda "oruç tutsun" emri vücûb ifâde
eder.
Hadis meşakkat olmadığı
takdirde seferde oruç tutmanın daha efdal olduğuna delildir. Ancak zayıftır.
Çünkü râvilerden Abdüssamed b. Ha-bib tenkide uğramıştır. Buharî onun hadisinin
münker olduğunu söyler. Ahmed b. Hanbel de kendisini zayıf kabul eder.