NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ صَالِحٍ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
وَهْبٍ
حَدَّثَنِي
ابْنُ
لَهِيعَةَ
وَيَحْيَى
بْنُ أَيُّوبَ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
أَبِي بَكْرِ
بْنِ حَزْمٍ
عَنْ ابْنِ
شِهَابٍ عَنْ
سَالِمِ بْنِ
عَبْدِ
اللَّهِ عَنْ
أَبِيهِ عَنْ
حَفْصَةَ زَوْجِ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ مَنْ
لَمْ
يُجْمِعْ
الصِّيَامَ
قَبْلَ
الْفَجْرِ فَلَا
صِيَامَ لَهُ قَالَ
أَبُو دَاوُد
رَوَاهُ
اللَّيْثُ
وَإِسْحَقُ
بْنُ حَازِمٍ
أَيْضًا
جَمِيعًا عَنْ
عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
أَبِي بَكْرٍ
مِثْلَهُ
وَوَقَفَهُ
عَلَى
حَفْصَةَ
مَعْمَرٌ وَالزُّبَيْدِيُّ
وَابْنُ
عُيَيْنَةَ
وَيُونُسُ
الْأَيْلِيُّ
كُلُّهُمْ
عَنْ الزُّهْرِيِّ
Nebi Sallallahu Aleyhi
ve Sellem'in hanımı Hafsa (r.anha)'dan Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i
şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Fecirden önce oruc'a niyet etmiyen
kimsenin oruc'u yoktur.”
Ebu Davud dedi ki:
"Bu hadisin benzerini Leys ve îshak b. Hazim de Abdullah b. Ebî Bekir'den
rivayet etmişlerdir. Ma'mer, Zübeydî, İbn Uyeyne ve Yunus el-Eyli ise, ZührVden
Hafsa'ya mevkuf olarak rivayet etmişlerdir."
Diğer tahric: Tirmizî,
savm; Nesaî, siyam; İbn Mace, savm (benzeri); Muvatta; siyam; Darimî, savm
AÇIKLAMA:
Hadisi rivayet eden
ravilerden bir kısmının nakline göre hadis merfu'dur. Yani metin bizatihi Nebi
s.a.v.'e aittir. Hz. Hafsa, Hz. Peygamber'in sözünü nakletmektedir. Bazı
ravile-rin rivayetine göre ise, hadis mevkuftur. Yani metindeki söz Nebi
s.a.v.'e değil, Hz. Hafsa'ya aittir. Musannif Ebu Davud hadisin sonuna koyduğu
talikle rivayetler arasındaki bu farklılığa işaret etmiştir. Ancak kendisi
merfu' olanı tercih etmiş ve onun metnini vermiştir.
Hadis-i şerifin zahiri,
ayırım yapılmadan fecirden önce niyet edilmeden hiç bir orucun sahih
olmadığına, dolayısıyle orucun sahih olması için geceden niyetlenmenin şart
olduğuna işaret etmektedir. Metindeki, "onun için oruç yoktur"
ifadesi bunu göstermektedir. Çünkü meşhur kaidöye göre siyakı nefiyde, nekre
umum ifade eder. Bu ifadedeki "oruç" sözü de nekredir, nefyden sonra
gelmiştir. Dolayısıyla umum ifade eder ve bütün oruçları içine alır. İbn Ömer,
Cabir b. Zeyd, Malik ve Leys b. Ebî Zi'b bu görüşü benimseyenlerdendir.
İmam Şafiî ve Ahmed b.
Hanbel'e göre, nafile oruçlara geceden niyet etmek şart değildir. Farz oruca
ise, geceden niyetlenmek gerekir. Bu görüş sahipleri farz oruç konusunda bu
hadise, nafile konusunda da bundan sonra gelecek olan hadise dayanmaktadırlar.
Çünkü o hadiste, Nebi s.a.v.'in nafile oruca gündüzün niyetlendiği
bildirilmektedir.
Hanefilere göre,
Ramazan orucu ve muayyen nezir gibi belirli bir zamanda tutulması gereken farz
ve vacib oruçlarla, her türlü nafile oruca güneşin zevalinden biraz önceye
(kaba kuşluğa) kadar niyet etmek caizdir. Fakat kaza ve keffaret oruçları ile
muayyen bir güne bağlı olmayan adak oruçlarına geceden niyet etmek şarttır. Bu
görüş sahiplerinin delilleri şunlardır:
1. "Fecirde, siyah
iplik-beyaz iplikten ayrılıncaya kadar yeyiniz, içiniz. Sonra da geceye kadar,
orucu tamamlayınız."[Bakara 187] mealindeki ayet.
Bu ayette Allah fecrin
doğmasına kadar yemeyi içmeyi mubah kılmış, sonra da orucu tamamlamayı
emretmiştir. Buna göre fecirden sonra niy-yet azimet olmuştur.
2. Buhari ve Müslim'in
Seleme b. el-Ekva'dan rivayet ettikleri şu hadisi: "Rasulullah (s.a.v.),
Eşlem kabilesinden bir adama: (O ana kadar) yemiş olanların günün kalanında
bir şey yememelerini, yememiş olanların da oruç tutmalarım ilan etmesini
emretti. O gün aşure günü idi."
3. Hz. Aişe'den rivayet
edilen şu hadis, "Rasulullah (s.a.v.) bir gün bana geldi ve yanınızda
yiyecek bir şey var mı? buyurdu. Ben de hayır dedim.
"O halde ben
oruçluyum." dedi.
Hadisin bu manaya gelen
sözleri Müslim ve Tirmizî'deki rivayettir. Ebu Davud'un bundan sonra gelecek
olan rivayeti ise, biraz farklıdır.
Görüldüğü gibi bu
hadislerin hepsi ya açıkça ya da zımnen fecir doğduktan sonra nafile oruca
niyetlenilebileceğini göstermektedir, ramazan ve muayyen nezir oruçları zaten
belirli günlerle kayıtlandığı için kuşluk vaktine kadar bir şey yeyip içmeyen o
günün orucuna niyetlenmiş olur.
Hadis-i şerifin ihtiva
ettiği diğer bir hüküm de şudur: Ramazan ayı için ayın başında genel bir niyet
sahih değildir. Her gün için ayrı bir niyet gerekir. Ulemanın cumhuru bu görüşe
sahiptir. Maliki mezhebine göre ise, Ramazanın ilk gecesinde bütün Ramazan ayı
için niyetlenmek yeterlidir. Ancak hergün için yeniden niyet edilmesi
müstehabtır. Malikiler orucu hacc ve namaz ibadetine benzetirler ve bu görüşe
varmışlardır. Ancak bu istidlal, ulema arasında rağbet görmemiştir.