SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SAVM BAHSİ

<< 2463 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَعِيلَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ أَخْبَرَنَا ثَابِتٌ عَنْ أَبِي رَافِعٍ عَنْ أُبَيِّ بْنِ كَعْبٍ أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ يَعْتَكِفُ الْعَشْرَ الْأَوَاخِرَ مِنْ رَمَضَانَ فَلَمْ يَعْتَكِفْ عَامًا فَلَمَّا كَانَ فِي الْعَامِ الْمُقْبِلِ اعْتَكَفَ عِشْرِينَ لَيْلَةً

 

Ubey b. Ka'b (r.a.)'den rivayet edildiğine göre,

 

Nebî (s.a.v.) Ramazan'ın son on gününde itikaf'a girerdi. Bir sene itikaf'a girmedi. Ertesi sene yirmi gece itikafta bulundu.

 

 

İzah:

İbn Mâce, siyam; Tirmizî, savm; Ahmed b. Hanbel, V, 141.

 

Hadisin İbn Mâce'nin Sünen'indeki rivayetinde, Peygamber (s.a.v.)'in itikafa giremeyişinin sebebinin o sene seferde bulunması olduğu belirtilir.

 

Sindî, Hz. Peygamber'in bu yolculuğunun Mekke fethi seferi olduğu­nu söyler.

 

Bundan sonra gelecek olan hadiste de Peygamber (s.a.v.)'in hanımları­nın da itikafa girmek istemeleri üzerine i'tikafını terkettiği bildirilmekte­dir. Ancak üzerinde durduğumuz hadiste belirtilen ikitafta bulunmama ile, bu itikafı te'hir olayı ayrı ayrı olmalıdır. Çünkü bunda Efendimizin itikâfını ertesi yılda kaza ettiği belirtildiği halde, gelecek olan hadiste Şev­val ayında kaza ettiği bildirilmektedir. Zaten yukarıda işaret edilen, İbn Mâce'nin rivayeti de buna delâlet etmektedir.

 

Hz. Peygamber'in bir sene sonra yirmi gün itikafta bulunmasına se-beb, bir yıl evvel terkettiği itikafı kaza etmek istemesidir. Efendimiz, ya itikaf kendisine vâcibti de onun için geçeni kaza etti, ya da itikaf sünnet-i müekkede olduğu için kaza etti.

 

Hattâbî Hz. Peygamber'in bu hareketinin mutad nafilelerin bozulma­sının kazayı gerektirdiğine delil olduğunu söyler. Yani bu ifadeye göre, belirli zamanlarda itikafta bulunmak âdeti olan kişi, eğer o günlerde iti­kafta bulunamazsa, sonradan kaza eder.^Tirmizî itikafta olan kimsenin niyet ettiği itikâfını yarıda kesmesi halinde kendisine kazanın gerekli olup olmadığı konusunda âlimlerin farklı görüşlerde olduklarını söyler. Tirmi-zî'nin bildirdiğine göre, mezheblerin bu konudaki görüşleri şöyledir:

 

İmam Mâlik'e göre bir kimse başladığı itikafi tamamlamadan bozar­sa, kendisine o itikafın kazası vâcibtir.

 

Şâfiîlere göre adak yoluyla olmayan itikafların bozulması kazayı ge­rektirmez. İmam Şafiî'ye göre kendisine borç olmayan herhangi bir ibâde­te başlayan kişi o ameli bozarsa, kaza gerekmez; sadece hac ve umre bu kaidenin dışındadır.

 

Hanefilerin bu konudaki görüşleri de imam Şafiî'nin görüşü gibidir.