SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SAVM BAHSİ

<< 2348 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عِيسَى حَدَّثَنَا مُلَازِمُ بْنُ عَمْرٍو عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ النُّعْمَانِ حَدَّثَنِي قَيْسُ بْنُ طَلْقٍ عَنْ أَبِيهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كُلُوا وَاشْرَبُوا وَلَا يَهِيدَنَّكُمْ السَّاطِعُ الْمُصْعِدُ فَكُلُوا وَاشْرَبُوا حَتَّى يَعْتَرِضَ لَكُمْ الْأَحْمَرُ

 

قَالَ أَبُو دَاوُد هَذَا مِمَّا تَفَرَّدَ بِهِ أَهْلُ الْيَمَامَةِ

 

Talk (b. Ali r.â.)*den; demiştir ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu;

 

"Yeyiniz, içiniz, yukarıya doğru yükselerek parlayan (yalancı fecir) sizi rahatsız etmesin (yemenize engel olmasın) kırmızılık doğuncaya (fecr-i sâdık) kadar yeyiniz, içiniz."

 

 

İzah:

Tirmizî, savm

 

Ebû Dâvud dedi ki: "Bu hadîs, sâdece Yemâmelilerin rivayet ettiği hadîslerdendir."

 

Tirmizî, Adiyy b. Hatim, Ebû Zer ve Semûre b. Cündûb'un da bu konuda hadîs rivayet ettiklerini kaydettikten sonra şunları söyler:

 

"Talk b. Ali'nin hadîsi bu senedle hasen-garibdir. Âlimler bu hadîse göre amel ederler. Buna göre, fecr-i sâdık doğuncaya kadar oruçlu için yemek içmek haram değildir.”

 

Dârekutnî'de hadîsi şu şekilde rivayet etmiştir:

 

"Abdullah b. Nu'man es-Sühaymî şöyle der:

 

Kays b .Talk ramazanda, gecenin nihâyetinde bana geldi. Ben saba­hın olmuş olmasından korktuğum için sofradan çekilmiştim. Kays benden biraz katık istedi, kendisine;

 

Amca eğer sana göre daha vakit varsa evde olan yiyecek içeceklerden getireyim, dedim.

 

Yanında ne var? diye sordu ve içeri girdi. Ona tirit, et ve nebiz (hur­ma suyu) getirdim. Yedi, içti (hattâ) beni de zorladı. Ben de sabahın ol­masından korka korka yedim, içtim. Talk bana şöyle dedi:

 

Talk b. Ali bana Rasûlullah (s.a.v.)'ın şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Yeyiniz, içiniz, yukan doğru yükselen (yalancı fecir) sizi aldatmasın. Kır­mızılık doğuncaya kadar yeyiniz, içiniz."

 

Dârekutnî, Kays b. Talk'ın kuvvetli olmadığını söyler.

 

Bu hadîste, fecr-i sâdıkın yemeye içmeye mâni olmadığı, kırmızı şafa­ğın doğumuna kadar yenilip, içilebileceği izlenimi çıkmaktadır.

 

Âlimler, bu kırmızılık (kırmızı şafak)tan maksadın fecr-i sâdık oldu­ğunu söylemişlerdir. Hz. Peygamber'in hadîs inde ki "kırmızılık doğuncaya kadar'* ifâdesini de şöyle izah etmişlerdir: Fecr-i sâdıkın doğması tamam­lanıp, aydınlığı yayılınca, kırmızılığın ilk görüntüleri ortaya çıkar.. İşte Ra­sûlullah buna işaret etmiştir.

 

Hattâbî bu hadîsi şerhederken şunları söyler:

 

"Kırmızının manâsı; kırmızılığın ilk görüntülerinin, yayılan beyazlık arasına girmesidir. Çünkü ikinci fecrin doğuşu tamamlanınca, ilk kırmızı­lıklar görünmeye başlar. Araplar, sabahın, alttaki alacalığına benzetirler. Buna sebep, sabahta hem beyazlığın hem de kırmızılığın bulunmasıdır."

 

Yukarıdaki izaha göre, bu hadîsin, "gecenin karanlığı gündüzün ay­dınlığından ayrılıncaya kadar..." yemeye içmeye müsaade eden âyete muârızhğı söz konusu olamaz.

 

Yukarıdaki izah göz önüne alınmadan, hadîsteki kırmızılıktan mak­sadın güneşin doğacağına yakın ufukta görünen kırmızılık olduğu kabul edilirse, o zaman bu hadîsin yukarıda işaret edilen âyetin nüzulünden ev­vel vârid olduğu ve bu âyetle neshedildiği sonucuna varılacaktır. Çünkü hadîsin âyete aykırı olduğu düşünülemez.