NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُؤَمَّلُ
بْنُ
الْفَضْلِ
الْحَرَّانِيُّ
حَدَّثَنَا
الْوَلِيدُ
حَدَّثَنَا
ابْنُ
جَابِرٍ عَنْ
زَيْدِ بْنِ
أَرْطَاةَ
الْفَزَارِيِّ
عَنْ
جُبَيْرِ
بْنِ نُفَيْرٍ
الْحَضْرَمِيِّ
أَنَّهُ
سَمِعَ أَبَا
الدَّرْدَاءِ
يَقُولُ
سَمِعْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَقُولُ
ابْغُونِي
الضُّعَفَاءَ
فَإِنَّمَا
تُرْزَقُونَ
وَتُنْصَرُونَ
بِضُعَفَائِكُمْ
قَالَ أَبُو
دَاوُد
زَيْدُ بْنُ
أَرْطَاةَ
أَخُو عَدِيِّ
بْنِ
أَرْطَاةَ
Cübeyr b. Nufeyr
el-Hadrami'den rivayet olunduğuna göre, Kendisi Ebu'd-Derdâ'yı şöyle derken
işitmiştir: "Ben Rasulullah'ı sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle
buyururken dinledim:
"Bana zayıfları
çağırınız (da ben onların yüzü suyu hürmetine Allah'dan düşmanlara karşı zafer
dileyeyim). Çünkü siz ancak zayıflarınızın duası bereketi) ile rızıklandırılır
ve yardım edilirsiniz..."
Ebu Davud dedi ki:
"Zeyd b. Ertat, Adiyy b. Ertat'ın kardeşidir."
İzah:
Nesâi, cihâd; Tirmizi,
cihâd; Ahmed b. Hanbel V, 198.
Mevzumuzu teşkil eden
bu Ebû Davud hadisinin mânâsı şudur: "Siz bana güçten kuvvetten yoksun
olan ve fakr-u zaruretden dolayı halk tarafından önemsenmeyen müslümanları
çağırınız, ben onlarla birlikte oturup Allah'dan düşmana karşı zafer dileyeyim.
Çünkü siz onların yüzüsuyu hürmetine rızıklandırılır ve yardım edilirsiniz.
Zira onların ihlaslan ve Allah'a yakınlıkları sizden daha fazla olduğundan
onların yüzü suyu hürmetine yapılan dualar makbuldür. Kuvvetli kimseler ise,
kuvvetlerine güvenip kibre kapılırlar ve cesaretlerine güvenirler. Oysa zafer
sadece azîz ve hakîm olan Allah'ın yardımıyla kazanılır.
Mevzumuzu teşkil eden
bu hadis-i şerifle, "Kuvvetli mü'min, Allah yanında zayıf mü'minden daha
hayırlı ve daha makbuldür. Ama her ikisinde de hayır vardır...”[bk. Müslim,
kader] mealindeki hadis-i şerif arasında bir çelişki yoktur. Çünkü övülen
kuvvetten maksat, mü'minin Allah yolundaki azimetinin şiddetidir. Övülen
zayıflıktan maksat da bedenen zayıf olan mü'minin etrafına karşı takındığı
mülayim tavır, şefkat ve Allah'ın celal sıfatının tezahürünü görmesinden doğan
tevâzuudur. Yahut da burada yerilen kuvvetten maksat büyüklenme ve
zâlinüeşmedir, orada yerilen zayıflıktan maksat da yüce Allah'ın haklarını
yerine getirme hususunda gösterilen zaaf ve gayretsizliktir. Nitekim Hadis-i
şerifte, "Siz zayıfların kuvvetiyle zafere erersiniz" demeyip de;
"Siz onlar (in duası) He zafere erd iri I irsiniz" buyurulması da
bunu gösterir.[bk. Münâvj, Feyzü'l-kâdir, I, 82.]