NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ كَثِيرٍ
أَخْبَرَنَا
سُفْيَانُ
عَنْ أَبِي
إِسْحَقَ عَنْ
الْمُهَلَّبِ
بْنِ أَبِي
صُفْرَةَ
قَالَ
أَخْبَرَنِي
مَنْ سَمِعَ
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ يَقُولُ
إِنْ
بُيِّتُّمْ
فَلْيَكُنْ
شِعَارُكُمْ
حم لَا
يُنْصَرُونَ
(Sahabe-i kiramdan) bir kimse
Nebi (s.a.v.)'i şöyle buyururken işittiğini söylemiştir;
"Eğer geceleyin
baskına uğrarsanız parolanız, ha mîm lâ yünsarûn olsun"
İzah:
Ahmed b. Hanbel, V, 65,
289, VI, 377; Tirmizi, cihâd II.
Hattâbî'nin
açıklamasına göre, "ha mîm lâ yünsarûn" cümlesi, dua cümlesi değil,
ihbârî bir cümledir. Bir başka ifadeyle bu cümle kafirlerin muzaffer
olamamaları için bir duâ değil, kafirlerin muzaffer olamayacağını bildiren bir
haberdir. Cümlenin başında bulunan harfleri, yemin manasında kulamlan Allah'ın
isimlerinden bir isimdir ve'İbn Abbas (r.a.) den rivayet edilen "Ha mîm,
Allah'ın isimlerinden bir isimdir" anlamında bir de hadis vardır.
Binaenaleyh bu cümle "Allah'a yemin olsun ki o kâfirler size karşı
muzaffer olamayacaklardır** anlamına gelmektedir. Nitekim lbnü'1-Esir de
en-Nihâye isimli eserinde bu manayı tercih etmiştir. Bazılarına göre bu
cümlenin başında "deyiniz'* kelimesi vardır. Yani cümlenin aslı
"kûlû hâmîm = Ha mim deyin" şeklindedir. Bu emri duyan kimselerin,
"Bu sözü söylediğimiz zaman ne olur? dedikleri ve bu soruya da, "La
yünsarûn = düşmanlar galib gelemezler" diye cevap verildiği farkedümiş ve
bu şekilde ortaya çıkan "Hamim lâ yünsarûn" cümlesi müs-lümanların
parolası olmuştur. Hadis imamlarından Ebu İsa et-Tirmizi bu hadis hakkında
şunları söylemiştir: "Bu babda Ebu Seleme el-Ekva (r.a.) dan da bir hadis
rivayet edilmiştir. Bazıları bu hadisi Ebu İshak'dan, es-Sevri'nin rivayeti
gibi rivayet ettiler. Aynı zamanda bu hadis Ebu İshak -el-Mühelleb b. Ebi Sufre
yoluyla- Rasûlullah (s.a.v.) den mürsel olarak rivayet edildi."