NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ اللَّهِ
بْنُ دَاوُدَ
عَنْ فِطْرٍ
حَدَّثَنِي
أَبِي عَنْ
عَمْرِو بْنِ
حُرَيْثٍ
قَالَ خَطَّ
لِي رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
دَارًا
بِالْمَدِينَةِ
بِقَوْسٍ
وَقَالَ
أَزِيدُكَ
أَزِيدُكَ
Amr. b. Hureys'den
demiştir ki:
Rasûlullah (s.a.v.)
(elindeki) yayla bana Medine'de bir ev (yeri) çizdi ve:
"Sana daha da
vereceğim, sana daha da fazlasını vereceğim" dedi.
İzah:
Rasülü Zişan
Efendimizin Medine sınırları içinde kalan ara-ziden bir kısmını ikta' yoluyla
parselleyip Hz. Amr b. Hureys'e verdiğini ifade eden ve devlet başkanının
tebaasından uygun gördüğü kimselere boş toprakları bağışlamasının caiz olduğunu
ifade eden bu hadis-i şerif, Bezi yazarının açıklamasına göre iki cihetten
münkerdir.
1. Hadisin ravisi Amr
b. Hureys daha çocuk yaşta iken Rasûlü Ekrem vefat etmiştir. Hadis sarihlerinin
de ifade ettikleri gibi, Hz. Nebi vefat ettiği zaman sözkonusu râvi on yaşında
idi.
2. Bu hadisi Amr. b.
Hureys'den rivayet eden ve isminin Halife olduğunu söyleyen zatın kimliği ise
tamamen meçhuldür.
Ayrıca bu hadisin
sıhhatine gölge düşüren diğer bir hususta Medine şehri içerisinde bulunan
toprakların ıkta' yoluyla parsellenip özel kişilere bağışlandığından bahsetmesidir.
Oysa Hz. Nebiin tatbikatında şehir sınırları içerisinde bulunan toprakların
parsellenerek özel şahıslara verildiği görülmemiştir. Çünkü bir önceki hadis-i
şerifin şerhinde de açıkladığımız gibi, belediye sınırları içerisinde bulunan
topraklar "mülk arazi" denilen sahipli topraklar olduğundan
sahiplerinin izni olmadan hiçbir fert o topraklar üzerinde tasarrufta
bulunamaz. Hafız Münzirî ise, bu hadis hakkında sükut etmiştir.