NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ يُونُسَ
حَدَّثَنَا
زُهَيْرٌ
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ إِسْحَقَ
عَنْ مَكْحُولٍ
عَنْ
غُضَيْفِ
بْنِ
الْحَارِثِ
عَنْ أَبِي
ذَرٍّ قَالَ
سَمِعْتُ
رَسُولَ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ يَقُولُ
إِنَّ
اللَّهَ
وَضَعَ
الْحَقَّ عَلَى
لِسَانِ
عُمَرَ
يَقُولُ بِهِ
Ebû Zer'den demiştir ki:
Ben
Rasûlullah-(S.A.V.)'i (şöyle) buyururken işittim:
“Gerçekten Allah, hakkı
Ömer'in dili üzerine koymuştur.”
İzah:
Tirmizî, Menakıb; İbn
Mâce, Mukaddime; Ahmed b. Hanbel, 11-53, 95,401, V-145, 165, 177.
Hadis-i şerif yüce Allah'ın
Hz. Ömer'in dilinden hikmet pı-narlarını akıttığını bu sebeple onun haktan
başka bir şey düşünmeyip haktan başka bir şey söylemeyeceğini ifade etmektir.
Nitekim Hz. Ömer'in onbir meselede ileri sürdüğü düşüncelerinin o günlerde
henüz inmemiş olan Kur'ân âyetlerine aynen muvafık düşmesi [Ahmet Naim Efendi,
Tecrid-i Sarih tercemesi, 11-289-291.] de bu gerçeği açıkça ortaya koymaktadır.