NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ عَوْفٍ
الطَّائِيُّ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
عَبْدِ
الْجَبَّارِ
يَعْنِي
الْخَبَايِرِيَّ
حَدَّثَنَا
إِسْمَعِيلُ
يَعْنِي
ابْنَ عَيَّاشٍ
عَنْ
الزُّبَيْدِيِّ
قَالَ أَبُو دَاوُد
وَهُوَ
مُحَمَّدُ
بْنُ
الْوَلِيدِ أَبُو
الْهُذَيْلِ
الْحِمْصِيُّ
عَنْ الزُّهْرِيِّ
عَنْ أَبِي
بَكْرِ بْنِ
عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
عَنْ
النَّبِيِّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
نَحْوَهُ
قَالَ فَإِنْ
كَانَ
قَضَاهُ مِنْ
ثَمَنِهَا
شَيْئًا
فَمَا بَقِيَ
فَهُوَ
أُسْوَةُ
الْغُرَمَاءِ
وَأَيُّمَا
امْرِئٍ
هَلَكَ
وَعِنْدَهُ
مَتَاعُ
امْرِئٍ
بِعَيْنِهِ
اقْتَضَى
مِنْهُ
شَيْئًا أَوْ
لَمْ
يَقْتَضِ
فَهُوَ
أُسْوَةُ
الْغُرَمَاءِ
قَالَ
أَبُو دَاوُد
حَدِيثُ
مَالِكٍ
أَصَحُّ
Ebû Bekir b.
Abdurrahman, Ebû Hureyre (r.a) kanalıyla Rasûlullah (s.a.v.)'dan önceki (3521.)
hadisin benzerini rivayet etti. (Bu rivayette Rasûlullah s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Eğer (alıcı) malın
parasından bir şey ödemişse satıcı kalanı(nda) diğer alacaklılarla eşittir. Bir
adam; yanında bir başkasının malı aynen durduğu halde ölürse, satıcı -onun
parasından bir mikdar tahsil etsin veya etmesin- (diğer) alacaklılarla
eşittir."
Ebû Dâvûd;
"Mâlik'in hadisi (önceki hadis) daha doğrudur" dedi.
İzah:
Yukarıdaki rivayette de
işaret ettiğimiz gibi; Ebû Davud'un Mâlik'in hadisinin daha sahih olduğunu
bildiren ifadesi bazı nüshalarda bundan önceki rivayetin sonunda yer almıştır.
Mâlik'in rivayetinden maksat 3320 numarada geçen hadistir.
Üzerinde durduğumuz hadisin
isnadında İsmail b. Ayyaş vardır. Bu zat tenkide maruz kalmıştır. Dârekutnî;
"Bu hadis, Zührî'den müsned olarak sabit olmamıştır, mürseldir." der.
Hattâbî de; bu
rivayetin, müsned şekliyle -iki raviden dolayı- âlimler tarafından zayıf
sayıldığını söyler. "Bunu Mâlik mürsel olarak rivayet etmiştir. Bu, onun
müsned olarak sabit olmadığına delildir."
Hadisin zahiri
Hanefîlerin görüşünü desteklemektedir. Diğer görüş sahipleri önce hadisin
zayıf olduğunu ileri sürerek itiraz ederler. Sahih olduğu farzedildiğinde ise
te'vil cihetine giderler.