NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الْوَارِثِ عَنْ
عَبْدِ
الْعَزِيزِ
بْنِ
صُهَيْبٍ
قَالَ قَالَ
أَنَسٌ
يَعْنِي
لِثَابِتٍ
أَلَا أَرْقِيكَ
بِرُقْيَةِ
رَسُولِ
اللَّهِ قَالَ
بَلَى قَالَ
فَقَالَ
اللَّهُمَّ
رَبَّ النَّاسِ
مُذْهِبَ
الْبَأْسِ
اشْفِ أَنْتَ
الشَّافِي
لَا شَافِيَ
إِلَّا
أَنْتَ
اشْفِهِ
شِفَاءً لَا
يُغَادِرُ
سَقَمًا
Abdülaziz b. Suheyb
(r.a)'den rivayet olunduğuna göre;
Enes, Sabit
(el-Bünânî)ye: "Seni Rasûlullah (s.a.v.)'in duası ile tedavi edeyim
mi?" demiş. O da "Evet" demiş. Bunun üzerine (Enes):
"Ey insanların
Rabbi ve sıkıntıların gidericisi olan Allah'ım. Sen den başka bir şifa verici
yoktur. Buna hiç hastalık bırakmayan bir şifa ver" diyerek dua etmiş.
İzah:
Buharî, tib; Tirmizî,
cenâiz
Bu hadis-i şerif Hz.
Nebi'in hastaları, metinde geçen duaları okuyarak tedavi ettiğine ve hastaları okuyarak
tedavi etmenin caizliğine delâlet etmektedir.
Metin geçen cümlesi
fiili ile onun mefulu mutlakı olan cümlesi arasına giren cümle-i mu'tanza
(parantez cümlesidir. Esasen bu cümle, "Hastalandığım zaman bana şifa
veren odur."[Şuarâ 80] âyet-i kerimesinden iktibas edilmiştir.
Sükum, hastalık
demektir. Bezlü'l-Mechûd yazarının açıklamasına göre, buradaki hastalık
kelimesiyle vücudu saran maddî hastalıklarla günahlardan meydana gelen ve
kalbe arız olan manevî hastalıkların tümü kastedilmektedir.
Binaenaleyh Hz. Nebi'in
bu duasında maddî manevî hastalıklara şifa vardır.