NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى ح و
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
سُفْيَانُ
الْمَعْنَى
عَنْ ابْنِ
عَجْلَانَ عَنْ
عَمْرِو بْنِ
شُعَيْبٍ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ جَدِّهِ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
لَا
تَنْتِفُوا
الشَّيْبَ مَا
مِنْ
مُسْلِمٍ
يَشِيبُ
شَيْبَةً فِي
الْإِسْلَامِ
قَالَ عَنْ
سُفْيَانَ
إِلَّا كَانَتْ
لَهُ نُورًا
يَوْمَ
الْقِيَامَةِ
وَقَالَ فِي
حَدِيثِ
يَحْيَى
إِلَّا
كَتَبَ اللَّهُ
لَهُ بِهَا
حَسَنَةً
وَحَطَّ
عَنْهُ بِهَا
خَطِيئَةً
Amır b. Şuayb, babası
vasıtasıyla dedesinden. Rasülullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu rivayet
etmiştir:
Beyaz kılları
yolmayınız; İslâımla saçı sakalı ağarmış olan hiç bir müslüman yok ki - Süfyan
rivayetinde dedi ki; O kıl, kıyamet
günün de onun için bir nur olmasın -Yahya'nın hadisinde ise ".... o kıl
sebebiyle Allah, Ona bir hasene yazmasın ve ondan bir günah silmiş
olmasın" dedi.
İzah:
Nesaî. Zinet: Tirmizî.
Edeb: İbn Mace. Edeb: Âhmed b. Hanbel, II, 179, 210.
Hadisin Tirmizî'deki
rivayeti "Ararmış kılları yolmayın şüphesiz o miislümanın nurudur.
"İbn Mâce'deki rivâyeti'de "O müminin nurudur" seklindedir.
Tirmizî hadis için "hasen" demiştir.
Hadisi, Ebû Davud'un
Üstadı Müscddcd. iki ayrı hocadan: Yahya ve Süfyân'dan rivayet etmiştir.
Süfyân'dan olan rivayeti "Beyaz kılları yolmayınız İslâm'da saçı sakalı
ağarmış olan hiçbir imislüman yok ki, o kıl kıyamet gününde onun için bir nur
olmasın'1 seklindedir. Yuh ya'nın rivayetine göre ise hadis şöyledir.
"Beyaz kılları yolmayınız. İslam'da saçı sakalı ağarmış olan hiç bir
müslüman yok ki, o kıl sebebiyle Allah ona bir hasene yazmış ve ondan bir
günah silmiş olmasın"
Ağaran beyaz kılın
ahirette nur olmasından maksat, o kıl sebebiyle cenabı Allah'ın ona nur
bahşetmesidir.
Hâdis-i şerif, saç ve
sakaldaki ağarmış kılların yolunmasının caiz olmadığına delalet etmektedir.
İbn Reslân; '"Bizim ashabımız, Malikiler, Hanbelîler ve daha başkaları bu
hadisler sebebiyle tfüUrmış kılian volma-riın mekruh olduğunu söylemişlerdir.
Ayrıca HalâPm Câmiin'de rivayet ettiği şu hadisler de buna delildir: "Bir
haccam (kan alıcı), Hz: Peygamber (s.a.v.)'in bıyığını kesti, Efendimiz'in
sakalında bir beyaz kil gördü, onu atmak istedi. Bunun üzerine Rasûluüah-
Hacea'nm elini tuttu ve "İslâm döneminde ağaran hiç bir kıl yok ki, o
kıyamel günü kendisine bir nur olmasın." buyurdu." Buna göre. ağarmsş
olan kılı yolmak da. yoldurmak da mekruhtur.
İmam-i Nevevî bu
konudaki açık nehiylcrdcn dolayı Ivya/ kili yolmanın haram olduğuna bile
hükmedebileceğim söyler.
Beyaz kılı yolmanın
yasaklanışının hikmeti, bunun, kişinin hilkatini değiştirmek oluşudur. Burada
şöyle bir soru akla gelebilir: Beyaz kılları yolmak yasak edilmiş, buna mukabil
saç ve sakalı boyamak caiz görülmüş, hattâ teşvik edilmiştir; bu, çelişki
değil midir?
Bu muhtenıeJ soruya
Avııül Mabû'd'da söyle cevap verilmiştir: "Saçı sakalı boyamanın cevazı,
başka bir dînî maslahala mehilidir. O da düşmana-karşı heybetli görünüp,
korkutmakdır. İbnii'l Arabi söyle der: Beyaz kılların yolunması men edilmiş,
boyanması ise men edilmemiştir. Çünkü yolmak, hilkati aslından değiştirmektir.
Boyamak ise. ona bakana göre hilkati değiştirmez."
Yaptığımız bu
nakillerden anlıyoruz ki, saçma sakalına kır düşen kişinin genç görünmek
maksadıyla, ağaran saclarını yolması caiz değildir.