NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
ابْنُ
بَشَّارٍ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الرَّحْمَنِ
حَدَّثَنَا
سُفْيَانُ عَنْ
إِيَادِ بْنِ
لَقِيطٍ عَنْ
أَبِي رِمْثَةَ
قَالَ
أَتَيْتُ
النَّبِيَّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
أَنَا
وَأَبِي فَقَالَ
لِرَجُلٍ
أَوْ
لِأَبِيهِ
مَنْ هَذَا
قَالَ ابْنِي
قَالَ لَا
تَجْنِي
عَلَيْهِ
وَكَانَ قَدْ
لَطَّخَ
لِحْيَتَهُ
بِالْحِنَّاءِ
Bize, İbn Beşşâr haber
verdi, bize Abdurrahman haber verdi. Bize Süfyan , İyâd b. Lakît'ten. o da Ebû
Rimse'den rivâyei elli. Ebû Rimse şöyle demiştir:
Babamla birlikte
Rasûlullah (s.a.v.)(in yanına geldik. Rasûiullah bir adama -veya babama- (beni
göstererek) "Bu kim?" diye sordu. Babam "oğlum" dedi.
Rasûlullah (s.a.v.)
"Sen, onun aleyhine suç işlemezsin (senin suçun ondan sorulmaz)"
buyurdu. O zaman, Rasûlullah (s.a.v.) sakalına kına yakmıştı.
İzah:
Bu rivayetin bir başka nakli
de şu şekildedir:Ebu Rmıse; şöyle demiştir:
"Babamla birlikte
Rasûlullah (s.aVın yanma gittik. Rasûlullah (s.a} babama: " Bu oğlun
mu?" dedi. Babam:
Kâbenin rabbine yemin
ederim ki evel.
Doğru mu söylüyorsun?
Ona şehâdet ederim.
Rasûlullah (s.a.v.)
benim babama benzeyişime ve onun benim üzerime yeminine güldü sonra da:
"O senin aleyhine,
sende onun aleyhine suç işlemezsin (sen onun o ) (da senin) (suçundan sorumlu
değilsiniz)" buyurdu" ve kimse
başkasının yükünü taşımaz (yani kimse başkasının suçunun cezasını
çekemez)"[En-Am 164] âyet-i kerimesini okudu.
Görüldüğü gibi bu
rivayette, Rasûlullah'n çocuğun kim olduğu sorusuna muhatap olan şahıs, seksiz
"Ebu Rimse'nin babasıdır.; "Metindeki rivayette ise," Bu soru
bir adama veya babama" şeklinde şek ile varîd olunmuştur.
Hadisin bu rivayetinin
konu ile alâkası Nebi Efendimiz'in sakalının kınalı oluşudur. Ebû Rimse'den
gelen bu iki rivâyet'te, Efendimizin sakalına kına yaktığına delâlet
etmektedir.
Burada bir mesele
üzerinde kısaca durmak istiyoruz:
Rasûluîlah Efendimiz,
baba ve oğulu birlikte görünce babanın oğlunun, oğlunun da babasının suçundan
sorumlu tutulmayacağını ifade buyurmuştur. Efendimizi, böyle bir söz söylemeye
iten saik, Araplar arasındaki yanlış bir anlayışı reddeder. Çünkü Araplar,
baba ve oğuldan birisi nin işlediği suçtan dolayı öbürünü de sorumlu
tutarlardı.
Şüphesiz bu, adaleti,
en önemli prensiplerinden birisi addeden İslam
dinine göre doğru
olamazdı. Onun için, Kur'an-î Kerim, hiç kimsenin başkasının işlediği bir suç
karşılığında sorumlu tutulamayacağını bildirmiş, Nebi Efendimiz de, bu
hadislerle câhili anlayışı yıkmıştır.