NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ يَحْيَى
بْنِ فَارِسٍ
حَدَّثَنَا
عُبَيْدُ
اللَّهِ بْنُ مُوسَى
عَنْ
شَيْبَانَ
عَنْ
الْأَعْمَشِ
عَنْ أَبِي
صَالِحٍ عَنْ
أَبِي
هُرَيْرَةَ عَنْ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
قَالَ وَيْلٌ
لِلْعَرَبِ
مِنْ شَرٍّ
قَدْ
اقْتَرَبَ
أَفْلَحَ
مَنْ كَفَّ
يَدَهُ
Ebû Hureyre (r.a)'den; Rasûlullah
(s.a.v.)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Yaklaşan şer'den
(dolayı) Vay arapların haline, Elini (savaştan) çeken kurtuldu."
İzah:
Buharî Filen, Enbiyâ,
Müslim, Filen; İbn Mâce, Fiten; Ahmed b. Hanbel 11-441.
Hadisin Buhari, Müslim
ve İbn Mâce'deki rivayeti Zeynep binti Cahş (r.a)'dandır. Buralardaki rivayetler
arasında, ufak bazı farklar olmakla beraber, birbirlerine olan benzerlikleri
Ebû Davud'un bu rivayetine olan benzerliklerinden daha yakındır. Buharî'nin
Kitabü'l Fiten'deki rivayeti şu şekildedir. Zeynep binti Cahş (r.a) şöyle
demiştir.
Rasûlullah (s.a.v.)
yüzü kızarmış bir vaziyette uyandı. Şöyle diyordu: "Lâilâhe illallah,
yaklaşan serden (dolayı) vây Arapların haline !Bugün Yecüc ve Mecüc Şeddinden
şu akar -Süfyan; doksan veya yüzü işaret etti.- [Araplar, alışveriş yaparken,
fiat konuşurken baş parmakları ile işaret parmaklarını halka yaparlar ve îşaret
parmağının denk geldiği boğum bir sayıya delâlet ederdi. Buharî'nin bu
rivayetinde râvî Süfyan, parmaklarını doksan veya yüz sayısına işaret edecek
şekilde halkalamıştır. Müslîm ve İbn Mâce'deki rivayetlerde ise halka on
sayısına karşılık olan işaretti.]
Rasûlullah (s.a.v.)'e,
Aramızda sâlihler varken biz helak olacak mıyız? denildi. "Fısku fücur
çoğaldığında evet" buyurdu."
Hadisten anladığımıza
göre, Rasûlullah (s.a.v.) yakında bir fitnenin çıkacağını ve bu yüzden,
müslümanlarm sıkıntıya düşüp rahatsız olacaklarını haber vermiştir. Hadiste
Özellikle Araplar anılarak "Vay Arapların haline" denilmesine sebep,
o zaman Müslümanların büyük çoğunluğunun Araplardan oluşudur. Yoksa, maksat
arap olmayanların gelecek olan bu fitneden rahatsız olmayacaklarını ihsas
değildir. Sindî'nin ifâdesine göre ise, bu tahsise sebep Arapların ilk müslüman
olanlar olmalarıdır.
Hadîsi terceme ederken
"Vây haline" diye terceme ettiğimiz (veylün) kelimesi bir kaç mânâda
kullanılmaktadır. Bunlar: Bir şerrin gelmesi, azap için kullanılan bir kelime
ve cehennemde bir vadinin adıdır.
Sarihler, Rasûlullah'm yaklaştığım
haber verdiği şer, yani fitneden maksadın, müslümanlarm ilk asırda yaşadıkları
kargaşalar olduğunu söylerler. Bunlar, Hz. Osman (r.a)'m öldürülmesi ve Hz.
Ali ile Hz. Muâviye arasında cereyan eden savaştır. Başka bir görüşe göre de
mak'sat, Yezîd ile Hz. Hüseyin Efendimiz arasındaki acı hâdisedir. Avnü'l
Ma-'bûd ve Bezlü'l Mechûd müellifleri, sonraki ihtimali daha uygun
bulmuşlardır. Bunun Arap olanlar ve olmayanlar arasında açık bir şer olduğunu
söylemişlerdir.
Rasûlullah (s.a.v.), o
fitnede, savaşa iştirak etmeyip kenarda kalanların kurtulacaklarını ifade
buyurmuştur.
Hadisin diğer
kitaplardaki, Zeynep Binti Cahş'tan yapılan rivayetinde, o gün Ye'cüc ve Me'cüc
şeddinde bir deliğin açıldığı ifade edilmiştir. Yecüc ve Me'cüc denilen
milletler kıyamete yakın bir zamanda ortaya çıkıp fitne çıkartacaklardır.
Kur'an-ı Kerim'de (Kehf 83, 96 ve Enbiya 96,97) Yecüc ve Mecüc'den
bahsedilmektedir. Bunların hangi milletler olduğu konusunda çeşitli görüşler
vardır. Kimi alimler Moğollar ve Hunlarin olduğunu söylerler. Bazıları'da
Rusların Ye'cüc, İngilizler'in ve Almanlar'ın da Me'cüc sülâlesinden
olduklarını. Hiç birisi kesin bir delile dayanmaz.
Ye'cüc ve Me'cüc
Şeddinin nerede olduğu konusunda da farklı görüşler vardır. Bu görüşler, Ye'cüc
ve Me'cüc Şeddinin: "Çin Şeddi, Ye-men'deki Me'rib Şeddi, Ermenistan ve
Azerbaycan arasındaki demir kapı, Buhara'nm Kokya dağı bitişiğindeki sed
şeklindedir. Ye'cüc ve Me'-cüc'un hangi Millet olduğu konusundaki görüşler
gibi, şeddin de neresi olduğu konusundaki görüşler de sağlam dayanaktan yoksun
birer mütalaadır.
Yine hadîsin Buharı,
Müslim ve İbn Mâce'deki rivayetlerinde toplum içerisinde sâlih kullar olduğu
halde gelecek azabın umumi olacağı, fisk-u fücurun, yani fuhşun çoğaldığı
dönemde tüm insanların helak olacakları ifâde edilmektedir. Bazı âlimler ise
fısk-u fücuru mutlak kabul etmişler ve tüm günahlara şâmil olduğunu
söylemişlerdir.
Enfâl Sûresi'ndeki şu
âyet, Rasûlullah'ın; fitnenin umumi olacağı tarzındaki haberlerini teyid
etmektedir:
Öv/e hır fitneden
sakınınız ki o, hiç de sizden sadece zulmedenlere dokunmak fa
kalmaz"[Enfal 25]