NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
قَالَ
أَبُو دَاوُد
حُدِّثْتُ
عَنْ ابْنِ
وَهْبٍ قَالَ
حَدَّثَنَا
جَرِيرُ بْنُ
حَازِمٍ عَنْ
عُبَيْدِ
اللَّهِ بْنِ
عُمَرَ عَنْ
نَافِعٍ عَنْ
ابْنِ عُمَرَ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يُوشِكُ
الْمُسْلِمُونَ
أَنْ
يُحَاصَرُوا
إِلَى الْمَدِينَةِ
حَتَّى
يَكُونَ
أَبْعَدَ
مَسَالِحِهِمْ
سَلَاحِ
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ صَالِحٍ عَنْ
عَنْبَسَةَ
عَنْ يُونُسَ
عَنْ الزُّهْرِيِّ
Ebû Davûd dedi ki:
Bana İbn. Vehb'den haber
verildi; dedi ki: Bize Cerir b. Hâzim, Ubeydullah b. Ömer'den haber verdi. O
Nâfi'den, Nâfî'de îbn Ömer'den, Rasûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu
rivayet etti.
"Yakın bir zamanda
Müslümanlar Medine'de muhasara edilecekler, öyle ki en uzak sınır karakolları,
selâh olacak"
İzah:
Avnü'l Ma'bud'da,
hadiste mechûl bir şahsın bulundugu, çünkü Ebû Davud'a hadîsi haber veren
şahsın belirtilmediği ifâde edilmektedir.
Bezlü'l Mechûd'da bu
sözler müstakil bir hadîs olarak ele alınmamış:, bir önceki hadîs içerisinde
verilmiştir.
Hadîsten anladığımıza
göre, Müslümanlar, bir gün düşman tarafından sıkıştırılacak ve Medine-i
Münevvere ile selâh denilen yer arasında muhasara edileceklerdir.
Hadis-i şerifte, işaret
edilen günde Medine'ye en uzaktaki sınır karakolunun Selah olacağı ifade
buyurulmuştur. Sınır karakolu diye terceme ettiğimiz "Mesâlih
"kelimesi, " Mesleha" kelimesinin çoğuludur. Bu kelime aslında
silâh deposu mânâsındadır. Ancak, sınır ka-rakollarmdaki insanlar düşmanın ani
bir hücumuna karşı pür silâh oldukları için bu isimle tabir edilmiştir.
İbnü'l Esîr, en-Nihâye
adındaki eserinde, bu kelimeyi "Sınırları düşmandan koruyan topluluktur.
Onlar, silahlı oldukları veya silâh deposunda eğleştikleri için Mesleha
denilmiştir. O, gözetlenen karakol gibidir. Orada düşmanın ani hücumunu
gözetleyen insanlar vardır." diye açıklamıştır.
Selah: Hayber
yakınından bir yerin adıdır, Hayber ile Medine arasına düşer. Bu kelimeyi
Sülah şeklinde okuyanlar da vardır.
Aliyyü'l Kârî,
Müslümanların son karakol noktasının, Medine'ye yakın bir mesafede olan Selah'ta
oluşu, kâfirlerin sıkıştırmasının şiddetine ve müslümanları kuşatmalarının
fazlalığına delâlet ettiğini söyler.