NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسْلِمُ
بْنُ
إِبْرَاهِيمَ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
السَّلَامِ
بْنُ أَبِي حَازِمٍ
أَبُو
طَالُوتَ
قَالَ
شَهِدْتُ
أَبَا
بَرْزَةَ دَخَلَ
عَلَى
عُبَيْدِ
اللَّهِ بْنِ
زِيَادٍ
فَحَدَّثَنِي
فُلَانٌ
سَمَّاهُ
مُسْلِمٌ
وَكَانَ فِي
السِّمَاطِ
فَلَمَّا
رَآهُ عُبَيْدُ
اللَّهِ
قَالَ إِنَّ
مُحَمَّدِيَّكُمْ
هَذَا
الدَّحْدَاحُ
فَفَهِمَهَا
الشَّيْخُ
فَقَالَ مَا
كُنْتُ
أَحْسَبُ
أَنِّي
أَبْقَى فِي
قَوْمٍ
يُعَيِّرُونِي
بِصُحْبَةِ
مُحَمَّدٍ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَقَالَ لَهُ
عُبَيْدُ
اللَّهِ
إِنَّ
صُحْبَةَ مُحَمَّدٍ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
لَكَ زَيْنٌ
غَيْرُ
شَيْنٍ قَالَ
إِنَّمَا
بَعَثْتُ إِلَيْكَ
لِأَسْأَلَكَ
عَنْ
الْحَوْضِ
سَمِعْتَ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَذْكُرُ
فِيهِ
شَيْئًا فَقَالَ
لَهُ أَبُو
بَرْزَةَ
نَعَمْ لَا
مَرَّةً
وَلَا
ثِنْتَيْنِ
وَلَا
ثَلَاثًا
وَلَا
أَرْبَعًا
وَلَا
خَمْسًا
فَمَنْ
كَذَّبَ بِهِ
فَلَا سَقَاهُ
اللَّهُ
مِنْهُ ثُمَّ
خَرَجَ
مُغْضَبًا
Abdüsselam İbn Ebi Hazim
(yani) Ebu Talut dedi ki: Ben Ebu Berze'yi (Yezid İbn Muaviye'nin Kûfe'ye emir
olarak tayin ettiği) Ubeydullah İbn Ziyad'in yanına girerken gördüm. (Fakat
onunla birlikte Ubeydullah'ın yanına girmediğim için aralarından geçen konuşmayı
dinleyemedim. Ancak bu konuşmayı) bana falanca (zat) nakletti...
Musannif Ebu Davud der
ki: Aslında bu hadisi bana nakleden şeyhim Müslim (ibn İbrahim) bu zat'ın
ismini açıklamıştı (ama ben onu unuttum) ve (bu zat Ubeydullah ibn Ziyad'ın
tabilerinden olan) cemaattendi (sözü geçen zat olayı şöyle anlattı):
Ubeydullah, Ebu Berze'yi
görünce (etrafındakilere) onu göstererek "Sizin Muhammed'e mensub olan
sahabiniz işte şu kısa boylu ve şişman adamdır" dedi. Şeyh (Ebû Berze,
dolayısıyla Hz. Nebi'in sahabilerine ve dolayısıyla Hz. Nebi'e hakaret etmek
istediğini) derhal anladı ve: "Muhammed (s.a.v.) le olan sohbetimden
dolayı beni ayıplayan bir toplumun yanında kalacağımı (böyleleri ile
karşılaşacağımı) zannetmiyordum" dedi.
Bunun üzerine Ubeydullah
(sözü değiştirip): "Şüphesiz Muhammed (s.a.v.)'in sohbetinde bulunmak
senin için bir zînettir (asla) ayıp değildir. Ben seni havuz hakkında
(bildiklerini) sormak için (buraya) çağırmıştım. (Hakikaten) sen (hiç)
Rasûlullah (s.a.v.)'i bu mevzuda bir şeyler söylerken işittin mi?" dedi.
Ebu Berze (r.a.)'de; "Evet" (hem de pek çok defalar işittim, öyle)
bir defa, iki defa, üç defa, dört defa, beş defa değil. Havuzu (n varlığını ve
bu mevzudaki hadisleri) yalan sayan kimseyi Allah ondan içirmesin" dedi.
Sonra Öfkeli olarak çıkıp gitti.
İzah:
Ahmed b.Hanbel, IV,
419. 421,424-426.
Hadis-i şerif, Yezid
İbn Muaviye tarafından Küfe emiri olarak tayin edilmiş olan Ubeydullah İbn Ziyad'ın,
Hz. Nebiin sahabilerinin kadrini bilmekten mahrum ve onlara karşı saygısız,
Havz hakkında şüphesi olan fasık bir kimse olduğunu, oysa Hz. Nebiin Havz'ın
varlığını pek çok defalar açıkladığını ifade etmektedir. Hafız İbn Hacer'in
açıklamasına göre, Ubeydullah, Havz'ın varlığını inkâr ederdi. Bu sebeple Hz.
Ebu Berze ona sert bir dille çıkıştı.
İmam-ı Ahmed'in
Müsned'inde bu hadisi Ebu Berze'ye rivayet eden zatın "el-Abbas
el-Ceriri"olabileceği ifade edilmektedir..
İslam ulemasının Havz
hakkındaki görüşlerini 4745 numaralı hadisin şerhinde açıkladığımızdan burada
tekrara lüzum görmüyoruz.