NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ حَفْصٍ
قَالَ حَدَّثَنِي
أَبِي
حَدَّثَنِي
إِبْرَاهِيمُ
بْنُ
طَهْمَانَ
عَنْ الْحَجَّاجِ
عَنْ
قَتَادَةَ
عَنْ يَزِيدَ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ عَنْ
عِيَاضِ بْنِ
حِمَارٍ أَنَّهُ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
إِنَّ اللَّهَ
أَوْحَى
إِلَيَّ أَنْ
تَوَاضَعُوا
حَتَّى لَا
يَبْغِيَ
أَحَدٌ عَلَى
أَحَدٍ وَلَا
يَفْخَرَ
أَحَدٌ عَلَى
أَحَدٍ
lyaz b. Hımar'dan (rivayet
edildiğine göre) Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Yüce Allah bana:
Mütevazi olunuz da kimse kimseye zulmetmesin ve büyüklük taslamasın! diye
vahyetti."
İzah:
Müslim, cenne: İbn
Mâce, zühd
Tevazu, müslümanın en
belirgin vasıflarından biridir.Azamet ve büyüklük ise Allah'ın
sıfatlarındandır. Nitekim yüce Allah bir hadis-i kudside şöyle buyurmuştur:
"Azamet ve büyüklük, benim iki sıfatımdir. Kim (bu iki sıfattan) birini
takınarak bana ortaklığa kalkışırsa şüphesiz ona azab ederim."[Müslim,
birr] Binaenaleyh kibirlenip böbürlenen kimseler Hanlık makamına tecavüz edip
yüce yaratıcının sıfatlarının birinde ona meydan okumuş olurlar.
Şu âyet-i kerimede
kibirlilerin âhirette hüsrana uğrayacakları belirtilerek müslümanlar
uyarılmaktadır: "Bu âhiret yurdunu, yeryüzünde böbürlenmeyi ve
bozgunculuğu istemeyenlere veririz. Sonuç Allah'dan korkanlarındır."[Kasas
83] Diğer bir âyet-i kerimede de şöyle buyurmuştur:
"İnsanları küçümseyip
yüz çevirerek, yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Şüphesiz ki Allah kendisini
beğenip övünen hiç bir kimseyi sevmez."[Lokman 8.]
Rasûl-i zişan efendimiz
de bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurur:
"Kalbinde zerre
miktarı kibir bulunan kimse cennete giremez."
Bir adam:
İnsan elbise ve
ayakkabısının güzel olmasını ister, dedi,
Bunun üzerine
Efendimiz:
Allah güzeldir,
güzelliği sever, kibir hakkı örtmek ve insanları hakir görmektir,
buyurdu.[Müslim, iman]
Kibirlileri en şiddetli
azab ile tehdid eden nasların yanısıra alçak gönüllülüğü öven naslar da
vardır. İşte mevzumuzu teşkil eden bu hadis-i şerif bu naslardan biridir.
Mütevazı insan kuruntu ve kibirden temizlenerek, Allah için tevazu gösterdikçe
derecesi yükselir.[Ahmed b. Hanbel, III, 76.]
Rasûlullah (s.a.v.)'ın
yaşantısı her yönüyle örnek olduğu gibi tevâzuda da eşsiz bir örnek idi.
Şefkat, yumuşak huyluluk ve hoşgörüde bir nümü-ne-i imtisal idi. Hatta oynayan
çocukların yanından geçerken üzerinde bulunan Nebilik gibi yüksek bir makam
dahi onu çocuklara selam vermekten alıkoymazdı. Onlara selam verir, yumuşak
davranır, gönüllerini hoş ederdi. Hiçbir şeyi küçük görmezdi.
"Bir paçaya yahut
buda davet edilsem giderim. Bir paça yahut bud hediye edilse kabul ederim"
buyururdu.[Buhari, hibe]