NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
ابْنُ
السَّرْحِ
حَدَّثَنَا ابْنُ
وَهْبٍ عَنْ
سَعِيدِ بْنِ
أَبِي أَيُّوبَ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
الْمَكِّيِّ
يَعْنِي
ابْنَ أَبِي
لَبِيبَةَ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
أَبِي سُلَيْمَانَ
عَنْ
جُبَيْرِ
بْنِ
مُطْعِمٍ
أَنَّ رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
قَالَ لَيْسَ
مِنَّا مَنْ
دَعَا إِلَى
عَصَبِيَّةٍ
وَلَيْسَ
مِنَّا مَنْ قَاتَلَ
عَلَى
عَصَبِيَّةٍ
وَلَيْسَ
مِنَّا مَنْ
مَاتَ عَلَى
عَصَبِيَّةٍ
Cübeyr b. Mut'imden
(rivayet edildiğine göre) Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
(Halkı) asabiyyet (soy-sop) davasına çağıran
bizden değildir. Asabiyyet (soy-sop) davası uğrunda savaşan bizden değildir.
Asabiyyet (soy-sop) davası uğruna ölen bizden değildir.
İzah:
Müslim, imare; Nesaî
tahrim; İbn Mace, fiten; Ahmed b. Hanbel, II, 306, 488.
Asabiyyet kelimesinin
ifade ettiği manalar mevzumuzu teşkil eden babın giriş kısmında
geçmişti.Mevzumuzu teşkil eden bu hadiste geçen bu "asabiyyet"
kelimesi bazı hadis kitaplarında "asabe" olarak rivayet edilmiştir.
Bilindiği gibi
"asabe" baba taraından olan akrabadır. Sinirlerin bütün vücudu
kaplaması gibi bir kimsenin asabesi de onu her taraftan kuşattıkları için
kendilerine bu isim verilmiştir. Sırf asabe namına harbetmek, kızmak ve
propaganda yapmak, hakka ve dine yardım değil, bilakis heva ve hevese göre
harekettir. Bu da cahiliyyeî devri adetlerinden biridir, binaenaleyh böyle bir
harpte öldürülen de şehit değil asi olur.