SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

EDEB BAHSİ

<< 5120 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَمْرِو بْنِ السَّرْحِ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ بْنُ سُوَيْدٍ عَنْ أُسَامَةَ بْنِ زَيْدٍ أَنَّهُ سَمِعَ سَعِيدَ بْنَ الْمُسَيِّبِ يُحَدِّثُ عَنْ سُرَاقَةَ بْنِ مَالِكِ بْنِ جُعْشُمٍ الْمُدْلِجِيِّ قَالَ خَطَبَنَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ خَيْرُكُمْ الْمُدَافِعُ عَنْ عَشِيرَتِهِ مَا لَمْ يَأْثَمْ قَالَ أَبُو دَاوُد أَيُّوبُ بْنُ سُوَيْدٍ ضَعِيفٌ

 

Süraka b. Malik Cü'şüm el-Müdiicî'den demiştir ki:

 

(Bir gün) Rasûlullah (s.a.v.) bize bir hutbe irad ederek şöyle buyurdu:

 

"Sizin en hayırlınız, günaha girmemek şartıyla yakınlarını savunan(ınız)dır."

 

Ebu Davud dedi ki: (Bu hadisin ravilerinden) Eyyûb b. Süveyd zayıftır.

 

 

İzah:

Gerçekten ilahı müjde yavaş yavaş akan bir çeşmeve benzer. O önce çevresini ıslatır. Sonra, yavaş yavaş etrafa yayılır. Önce yakınlar sonra çevre daha sonra da biraz daha uzak olanlara ulaşır. Hz. Nebi de tebliğ hususunda böyle bir metot takib etmişlerdir. Önce' kendi evine, sonra kendi akrabasına ve nihayet halka, ilahi tebliği bildir­miştir: "En yakın akrabanı korkut."[Şuara 214]

 

Bu daire daha sonra gittikçe büyümüştür. Bunun için de önce Mek­ke'ye ve nihayet bütün dünyâya tebliği ulaştırmaya çalışmıştır.

 

İlahî rahmet dalgalarının tebliğde görülen en yakından çevreye doğru genişleyen bu yayılma hareketi, İslamın sıla-ı rahim, sadaka ve zekat gi­bi diğer alanlardaki maddi-manevi yardımlaşma anlayışında da kendini gösterir.

 

Mevzumuzu teşkil eden, bu hadis-i şerif, İslamın bu anlayışına uyma­nın, hayırlılığm bir ölçüsü olduğunu ifade etmektedir. Kişi bu anlayışa uygun hareket ettiği nisbette hayırlı olacaktır. Ancak zulümde ve düşman­lıkta yardımlaşmanın İslamda yeri olmadığından İslamî bir yasağı çiğne­yen veya bir günahı işleyen bir kimseye akraba bile olsa destek olmak as­la caiz değildir. Böyle bir günaha destek veren kimse o suçun vebalini or­tak olacağı için bu yardımı hayır olmaktan çıkar şerre dönüşür.

 

Ancak bu insanın, böyle zulmeden veya günah işleyen bir akrabasına yardımı, onu bu günahtan çevirmesiyle olur. Nitekim Hadis-i şerifte: "Kardeşine zâlim de olsa, mazlum da olsa yardım et. Zâlime yardım etmen onu zulümden alıkoymandır." buyurulmuştur.  Buhari, mezâlim, ikrah, Müslim, birr; Tirmizî, fiten; Darirni, rikak; Ahmed b. Hanbel, 111,99, 201,324.   Fakat akrabalık gayretiyle bir yakına haksızlıkta yardımcı olmanın İslamda asla yeri yoktur.