DEVAM: 47- İNSANIN KENDİSİNİ ÖLDÜRMESİNİN BÜYÜK BİR HARAM OLDUĞU,
HERHANGİ BİR ŞEYLE KENDİSİNİ ÖLDÜREN KİŞİNİN CEHENNEM'DE ONUNLA AZAB EDİLECEĞİ
VE CENNET'E MÜSLÜMAN KİMSEDEN BAŞKASININ GİRMEYECEĞİ BABI
180 - (113) حدثني
محمد بن رافع.
حدثنا
الزبيري (وهو
محمد بن
عبدالله بن
الزبير) حدثنا
شيبان قال:
سمعت الحسن
يقول:
"إن
رجلا ممن كان
قبلكم خرجت به
قرحة. فلما
آذته انتزع
سهما من
كنانته.
فنكأها. فلم
يرقأ الدم حتى
مات. قال ربكم:
قد حرمت عليه
الجنة". ثم مد
يده إلى
المسجد فقال:
إي والله لقد
حدثني بهذا الحديث
جندب، عن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم، في
هذا المسجد.
[:-303-:] Bana Muhammed b. Rafi' tahdis etti. Bize ez-Zubeyri' -ki o
Muhammed b. Abdullah b. ez-Zubeyr'dir- tahdis etti. Bize Şeyban tahdis etti. el-Hasan'ı şöyle derken dinledim:
"Sizden
önceki/erden bir adamın bir çıbanı olmuştu. Bu çıban onu rahatsız edince ok
torbasından bir ok çıkarttı, onu deşti fakat kan durmadığından sonunda öldü.
Aziz ve celil Rabbimiz de: Ben de ona cenneti haram ettim, buyurdu." Sonra
elini mescide uzattı ve dedi ki:
Evet, Allah'a yemin
ederim ki bu hadisi bana Cündeb, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den
bu mescitte tahdis etti.
Diğer tahric: Buhari,
1298, 3276; Tuhfetu'l-Eşraf, 3254
181 - (113) وحدثنا
محمد بن أبي
بكر المقدمي.
حدثنا وهب بن
جرير. حدثنا
أبي. قال: سمعت
الحسن يقول:
حدثنا جندب بن
عبدالله
البجلي في هذا
المسجد. فما
نسينا. وما
نخشى أن يكون
جندب كذب على
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. قال: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: "خرج
برجل فيمن كان
قبلكم خراج"
فذكر نحوه.
[:-304-:] Bize Muhammed b. Ebi Bekr el-Mukaddemi' de tahdis etti. Bize
Vehb b. Cerir tahdis etti. Bize babam tahdis etti: Hasan'ı şöyle derken
dinledim: Bize Cündeb b. Abdullah el-Becell bu mescitte tahdis etti ve ne
unutluk, ne de Cündeb'in Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adına yalan
söyleyeceğinden korkarız. O dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Sizden öncekiler arasında bir adamda bir çıban çıkmıştı. .. "
buyurdu. Sonra hadisi buna yakın olarak zikretti.
Tahric bilgisi 303 ile
aynı.
296
– 304 HADİSLER İÇİN
DAVUDOĞLU AÇIKLAMA: İntihar Hadisi müttefekun
aleyhdir. Buhari onu «Kitabu'l-Cihad* ve «Kitabu'l-Meğazî* de tahric etmiştir.
Müslim'in
Muhammed b. Râfi 'den dinlediği Ebu Hureyre (Radiyallahu anh) rivayetinde
vak'anın Huneyn gazasında cereyan ettiği bildiriliyorsa da Zebîdî 'nin
rivayetinde Hayber'de geçtiği zikredilmiştir. Kaadî İyâd: «doğrusu Hayber dir»
demiştir.
İntihar
eden adamın ismi Ebu'l-Gaydâk Kuzmân ez-Zaferi dir. Bu adam Ensar'dan Beni
Zafer kabilesine mensub idi. Onun peşine düşerek halini anlamak için
beraberinde gezen zâtında Ektem b. Ebî'1-Cevn (Radiyallahu anh) olduğu
söylenir.
Bedrüddin
Aynî 'nin beyanına göre Kuzmân münafıklardan imiş. Uhud Gazasına iştirak
etmediği için kadınlar kendisini ayıplamış; ve: «sen bir kadından başka bir şey
değilsin» demişler. Bunun üzerine Hayber gazasına iştirak etmiş ve harpde ilk
oku o atmış. Sonra çarpışırken kılıcının kını kırılmış; ve «Ey Evs oğulları
soyunuz şerefine cenk edin.» diye na'ra atmıştır. Harbde yanına Katâdetü'bnü
Nu'ınan gelmiş ve ona; «Şehidliğin mubarek olsun» demiş. Fakat Kuzmân: -Vallahi
ben hiç bir dîn nâmına cenk etmedim. Ben ancak arımdan dolayı cenk ettim.» diye
mukabele etmiş; sonra kendini Öldürmüş. Bundan dolayı da Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem): «Filhakika Allah bu dinî fâcir bir adamla dahî aziz eyler.»
buyurmuştur.
Bazı
müslümanların şüpheye düşmelerine ramak kalması Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) 'in hak Nebi yahud müslümanlığın hak dîn olup olmadığı hususunda dır.
Hadisin
ikinci rivayetinde geçen «şâzze» kelimesinin ma'nasi: cemaatten ayrılan demektir.
Buharîde bu kelime ile birlikte «fâzze» ta'biri de kullanılmıştır. Fâzze:
Cemaate hiç karışmayan ma'nasına gelir Hattabî diyor ki «Şâzze: Cemaatin içinde
iken sonradan onlardan ayrılandır. Fâzze ise; hiç cemaate karışmayan demektir.
O adamı bu kelimelerle tavsifden murâd: karşısına çıkanı yok ettiğini
anlatmaktır.»
Dâvudî,
Şâzze ve fâazenin büyük ve küçük maniaya göğüs germek ma'nasına geldiğini
söyler. Bu kelimeler mahzuf (neşeme) nin sıfatıdırlar.
Neşeme:
Can demektir. Sonlarındaki (Tâ( ların allâme ve nessâbe kelimelerinde olduğu
gibi mubâlega için getirilmiş olması muhtemeldir.
«Filhakika
bazen adam cehennemlik olduğu halde görünürde ehl-i cennetin yaptını yapar...»
ifadesi üzerine kirmanı şöyle bir bir mutâlea serdetmektedir: «İnsan öldürmek
bir ma'siyettir. Halbuki kul ma'siyet sebebiyle tekfir edilemez; binaenaleyh
intihar eden bu adam cennetliktir; çünkü mu'mindir; dersen ben de derim ki:
İhtimâl Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) vahî suretiyle onun mu'min
olmadığını yahud kendini öldürmeyi helâl i'tikâd ederek dinden döneceğini
bildirmiştir. Yahud onun cehennemlik olmasından murad: evvelâ cehenneme girip
sonra çıkan âsilerden mâdud olmasıdır.»
Lâkin
Aynî, Kirmani'nin bu mutâleasım beğenmemiş; ve: «Eğer Kirmani bu adamın
münafıklardan mâdud olduğunu yahud (ben hiç bir dîn nâmına cenk etmedim)
dediğini bilseydi bu terdidlerle uğraşmazdı.» demiştir.