SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar

HAYZ BAHSİ

<< 317 >>

DEVAM: 9 CÜNÜPLÜKTEN GUSLETME ŞEKLİ

 

37 - (317) وحدثني علي بن حجر السعدي. حدثني عيسى بن يونس. حدثنا الأعمش عن سالم بن أبي الجعد، عن كريب، عن ابن عباس؛ قال: حدثتني خالتي ميمونة قالت: أدنيت لرسول الله صلى الله عليه وسلم غسله من الجنابة. فغسل كفيه مرتين أو ثلاثا. ثم أدخل يده في الإناء. ثم أفرغ به على فرجه، وغسله بشماله. ثم ضرب بشماله الأرض. فدلكها دلكا شديدا. ثم توضأ وضوءه للصلاة. ثم أفرغ على رأسه ثلاث حفنات ملء كفه. ثم غسل سائر جسده. ثم تنحى عن مقامه ذلك. فغسل رجليه. ثم أتيته بالمنديل فرده.

 

[:-720-:] Bana Ali b. Hucr es-Sa'dî rivayet etti. (Dediki): Bana İsa b. Yunus rivayet etti. (Dediki): O Bize A'meş Salim bin Ebi'l- Ca'd'dan o da Kureyb'den, o da İbni Abbas'tan naklen rivayet etti. Demiş ki: Bana teyzem Meymune rivayet etti. Dedikİ:

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e cünüplükten dolayı gusletmesi için suyunu getirdim. Ellerini iki ya da üç defa yıkadıktan sonra elini kab'a soktu sonra onunla fercine su döküp sol eliyle de onu yıkadı. Sonra sol elini yere vurdu onu iyice ovaladı sonra namaz abdesti gibi abdest aldı, sonra avuçlarını doldurarak başına üç avuç su boşalttı sonra vücudunun geri kalan kısmını yıkadı sonra o durduğu yerden çekilerek ayaklarını yıkadı sonra ona (kurulanması için) mendil (havlu) getirdim, ama onu istemedi.

 

Diğer tahric: Buhari, 260, 249, 257 -buna yakın muhtasar olarak-, 259 -buna yakın-, 265 -buna yakın muhtasar olarak-, 266 -buna yakın-, 274 -buna yakın-, 276, 281 -muhtasar olarak buna yakın-; Müs!im, 765 -muhtasar olarak-; Ebu Davud, 245 -uzunca-; Tırmizi, 103 -buna yakın muhtasar olarak-; Nesai, 253, 416 -buna yakın muhtasar olarak-, 417, 406 -muhtasar olarak-; İbn Mace, 467 -muhtasar olarak-

 

 

(317) وحدثنا محمد بن الصباح، وأبو بكر بن أبي شيبة، وأبو كريب، والأشج، وإسحاق. كلهم عن وكيع. ح وحدثناه يحيى بن يحيى وأبو كريب. قالا: حدثنا أبو معاوية. كلاهما عن الأعمش، بهذا الإسناد. وليس في حديثهما إفراغ ثلاث حفنات على الرأس. وفي حديث وكيع وصف الوضوء كله. يذكر المضمضة والاستنشاق فيه. وليس في حديث أبي معاوية ذكر المنديل.

 

[:-721-:] Bize Muhammed b. es-Sabbah, Ebu Bekr b. Ebli Şeybe, Ebu Kureyb, el-Eşe c ve İshak hepsi Vekl"den tahdis etti (H). Bunu bize Yahya b. Yahya ve Ebu Kureyb de tahdis edip dediler ki: Bize Ebu Muaviye ve Vekl' tahdis etti, her ikisi A'meş'ten bu isnad ile hadisi rivayet etti ama bu ikisinin hadisi rivayetlerinde başa üç avuç su dökmek sözkonusu edilmemektedir. Vekl"in hadisi rivayetinde ise abdestin tamamı anlablmakta ve bu abdest alışta mazmaza ve istinşakı da zikretmiş bulunmaktadır. Hadisin Ebu Muaviye rivayetinde ise mendilden (havludan) söz edilmemektedir.

 

 

DAVUDOĞLU AÇIKLAMA: Bu hadisi Buharî gusl bahsinin «Mazmaza ve istinşak» babında tahriç etmiştir. Bazıları «Buhari'nin onu burada Gusl bahsinde zikretmekten muradı Mazmaza ile İstinşakın Gusulde farz olmadığına işaret içindir. Gusül için abdest almak bilicma' farz değildir. Mazmaza ile istinşak ise abdest de tabî olan şeylerdir. Asıl olan abdest farz olmayınca onun tabileri bulunan mazmaza ile istinşak ta farz değildir.» demişlerdir. Fakat bu istidlal doğru değildir. Zira hadîsin bir rivayetinde mazmaza ile istinşak tasrih edilmişlerdir.

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Selleın) in onlara devam üzere yaptığı şüphesizdir. Bu ise vücub ifade eder.

 

Hadîsin buradaki rivayetinde Resullullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kurulanmak için getirilen havluyu kabul etmediği; Buharî'nin rivayetinde ise onunla kurulanmadığı bildiriliyor ki mana itibariyle ikiside birdir. Hz. Âişe (R.A.) dan rivayet olunan bir hadîste Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in yıkandıktan sonra kurulanmak için bir bezi bulunduğu bildirilmektedir,

 

 

NEVEVİ ŞERHİ (720-721): "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)' e cünüplükten yıkanması için suyunu yaklaşbrdım." Buradaki gusl kelimesinden kasıt kendisiyle yıkanılacak, gusledilecek sudur.

"Sonra elini yere vurdu ve onu iyice ovaladı." Bundan su ile istinca yapan kimsenin işini bitirdikten sonra elini toprak ya da çöven ile yıkamasının yahut onu üzerindeki pisliklerin gitmesi için toprak veya duvara ovalamasının müstehap olduğu hükmü anlaşılmaktadır.

"Sonra avucunu doldurarak başına üç avuç su döktü." Bizim ülkemizdeki asıl nüshalarında bu şekilde "avuç" anlamındaki lafız tekil olarak zikredilmiştir. Kadı İyaz da bunu bu şekilde çoğunluğun rivayeti olarak nakletmiş bulunmaktadır. Taberi'nin rivayetinde ise tesniye olarak iki eli (avucu) şeklindedir ki, bu da çoğunluğun rivayetini tefsir eder. Avuç ise bir arada iki elin dolu halini ifade eder.

"Sonra ona (kurulanması için) mendil getirdim ama onu istemedi." Bundan organları kurutmamanın müstehap olduğu anlaşılmaktadır. Ama abdest ve gusül aldıktan sonra azalan kurutmak hususunda mezhep alimlerimizin farklı beş görüşü bulunmaktadır.

1- En meşhur görüşe göre müstehap olan, kurulanm,'!ı terk etmektir fakat kurulanmak da mekruhtur denilemez.

2- Kurulanmak mekruhtur.

3- Yapılması da, terk edilmesi de eşit mübah bir iştir. Bizim tercih ettiğimiz de budur. Çünkü bunu yasaklamak veya müstehap olduğunu söylemek için açık bir delile gerek vardır.

4- Kirlerden sakınma özelliği dolayısıyla müstehaptır. 5- Kışın değil de yazın kurulanmak mekruhtur.

 

Bunlar bizim mezhep alimlerimizin sözünü ettiği hükümlerdir.

 

Ashab da, başkaları da kurulanmak hususunda üç farklı görüş ortaya atmışlardır:

1 - Abdest aldıktan sonra da, guslettikten sonra da kurulanmakta bir beis yoktur. Bu Enes b. Malik ve es-Sevri'nin görüşüdür.

2- Her ikisi için de mekruhtur. Bu da İbn Ömer ve İbn Ebi Leyla'nın görüşüdür.

3- Abdest aldıktan sonra mekruhtur, gusülden sonra değildir. Bu da İbn Abbas (radıyallShu anh)'ın görüşüdür. (3/231) Kurulanılmayacağı ile ilgili bu hadis ile sahihteki: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gusletti ve başından su damladığı halde dışarı çıktı." Şeklindeki diğer bir hadis daha rivayet edilmiş bulunmaktadır.

Kurulanmanın fiilen yapıldığı ile ilgili hadisi ise ashab (r.a.)'dan bir topluluk değişik yollardan rivayet etmiş olmakla birlikte, bu rivayetlerin senetleri zayıftır. Tirmizi dedi ki: Bu babta Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den sahih bir şey yoktur.

 

Bazı ilim adamları kurulanmanın mübahlığına Meymune (r.anha)'nın bu hadiste (722) "suyu şöyle şöyle yapmaya başladı" yani onu üzerinden silkti demesidir. Suyun silkelenmesi mübah olduğuna göre onu kurulamak da onun gibi ya da ondan daha evla olmalıdır; çünkü her ikisi de suyu izale etmek gibi ortak bir özelliğe sahiptir. Allah en iyi bilendir.

"Mendil (mindil)"in ne demek olduğu bilinmektedir. İbn Faris dedi ki:

Bu kelime nakletmek demek olan "en-nedl"den alınmış olabilir. Başkası ise bu kelime kir demek olan "en-nedl"den alınmıştır; çünkü mendil ile kirler nedl edilir (giderilir). Nitekim "teneddeltu fi'l-mindil: mendil ile temizlendim" denilir. Cevherı dedi ki: Temendeltu bi'l-mindil: mendil ile temizlendim de denilir. Ancak Kisaı bu kullanımı kabul etmemiştir. Allah en iyi bilendir.

 

 

38 - (317) وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا عبدالله بن إدريس عن الأعمش، عن سالم، عن كريب، عن ابن عباس، عن ميمونة؛ أن النبي صلى الله عليه وسلم أتي بمنديل. فلم يمسه. وجعل يقول "بالماء هكذا" يعني ينفضه.

 

[:-722-:] Bize Ebu Bekr b. Ehî Şcybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. İdıis, A'meş'den, o da Salim'den o da Kureyb'den, o da İbni Abbas'dan, o da Meymune'den naklen rivayet ettiki

 

Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellemı'e mendil getirildi, ona hiç dokunmadı ve suyu şöyle yaptı, yani onu silkti.

 

Diğer tahric: Buhari, 260, 249, 257 -buna yakın muhtasar olarak-, 259 -buna yakın-, 265 -buna yakın muhtasar olarak-, 266 -buna yakın-, 274 -buna yakın-, 276, 281 -muhtasar olarak buna yakın-; Müs!im, 765 -muhtasar olarak-; Ebu Davud, 245 -uzunca-; Tırmizi, 103 -buna yakın muhtasar olarak-; Nesai, 253, 416 -buna yakın muhtasar olarak-, 417, 406 -muhtasar olarak-; İbn Mace, 467 -muhtasar olarak-

 

NEVEVİ ŞERHİ: "Suyu böyle yapmaya yani onu silkmeye başlad!." Bu da abdest ve gusülden sonra el ile silkmenin sakıncasız olduğuna delildir. Bu hususta mezhep alimlerimizin farklı görüşleri vardır.

1- Bunların en meşhuruna göre müstehap olan onu terk etmektir. Fakat mekruh olduğu da söylenmez.

2- Mekruhtur.

3- Yapılması da, terk edilmesi de eşit olmak üzere mübahtır. Daha güçlü ve tercih edilen görüş de budur. Çünkü bu sahih hadis mübahlığı ifade etmekle birlikte, bunu yasaklamak ile ilgili kesinlikle hiçbir şey sabit olmamıştır. Allah en iyi bilendir.

 

 

DAVUDOĞLU AÇIKLAMA: Bu rivayet Abdest ve Gusülden sonra elleri silkmekte bir beis olmadığına delildir. Nevevî'nin beyanına göre Şafiîyye uleması bu hususta ihtilaf etmişlerdir. Meşhur kavle göre elleri silkmemek müstehabdır. Fakat mekruh değildir. İkinci kavle göre elleri silkmek mekruhtur. Üçüncü kavle göre mubahtır. Bizzat Nevevî'de bunu ihtiyar etmekte; el silkmenin mekruh olduğunu bildiren hiç bir hadis sabit olmadığını söylemektedir.