NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
233 - (646) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا غندر عن
شعبة. ح قال
وحدثنا محمد
بن المثنى
وابن بشار.
قالا: حدثنا
محمد بن جعفر.
حدثنا شعبة عن
سعد بن إبراهيم،
عن محمد بن
عمرو بن الحسن
بن علي؛ قال:
لما
قدم الحجاج
المدينة
فسألنا جابر
بن عبدالله.
فقال: كان
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يصلي
الظهر
بالهاجرة.
والعصر،
والشمس نقية.
والمغرب، إذا
وجبت. والعشاء،
أحيانا
يؤخرها
وأحيانا يعجل.
كان إذا رآهم
قد اجتمعوا
عجل. وإذا
رآهم قد
أبطأوا أخر.
والصبح،
كانوا أو (قال)
كان النبي صلى
الله عليه
وسلم يصليها
بغلس.
[ش
(لما قدم) جواب
لما محذوف.
تقديره: كان
يؤخر الصلوات
عن أوقاتها.
(فسألنا جابر
بن عبدالله)
أي عن أوقات الصلوات.
(بالهاجرة) هي
شدة الحر نصف
النهار، عقب
الزوال. قيل:
سميت هاجرة،
من الهجر. وهو
الترك. لأن
الناس يتركون
التصرف حينئذ
لشدة الحر.
ويقيلون.
(وجبت) أي
غابت
الشمس. والوجوب
السقوط. وحذف
ذكر الشمس
للعلم بها كقوله
تعالى: حتى
توارت
بالحجاب].
{233}
Bize Ebu Bekir b. Ebî
Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Gunider, Şu'be'den rivayet etti. H.
Bize Muhammed b.
El-Müsennâ ile İbııi Beşşâr da rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Muhammed b.
Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Sa'd b. İbrahim'den, o da Muhammed
b. Amr b. El-Hasen b. Alî'den naklen rurâyet etti. Şöyle demiş:
«Haccâc, Medine'ye
gelince (namazları geciktirmeye başladı.) bunun üzerine Câbir b. Abdillâh'a
(Namaz vakitlerini) sorduk. Câbir: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
öğleyi zeval vaktinde, ikindiyi güneş henüz berrak iken, akşam'ı güneş battığı
vakit kılardı; yatsıyı bazen te'hîr eder; bazen de vakti girdiği gibi kılardı.
Ashabın toplandıklarını görürse vaktin evvelinde kıldırır; geciktiklerini
görürse te'hîr ederdi. Sabah namazını onlar yahut Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) alaca karanlıkda kılardı.» dedi.
234 - (646) وحدثناه
عبيدالله بن
معاذ. حدثنا
أبي. حدثنا شعبة
عن سعد. سمع
محمد بن عمرو
بن الحسن بن
علي قال:
كان
الحجاج يؤخر
الصلوات.
فسألنا جابر
بن عبدالله.
بمثل حديث
غندر.
{234}
Bize bu hadîsi
Ubeydullah b. Muaz dahî rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti.
(Dediki) : Bize Şu'be, Sa'd'dan rivayet etti. O da Muhammed b. Amr b. El-Hasen
b. Alî'den dinlemiş Muhammed:
«Haccâc namazları te'hîr
ederdi; bunun üzerine biz Câbir b. Abdillâh'a sorduk...» diyerek Gunder'in
hadîsi gibi rivâyetde bulunmuş.
İzah
Bu hadîsi Buhârî
«Namaz» ve Mevâkîtü's-Salat» bahislerinde; Ebu Dâvûd ile Nesâî de «Namaz»
bahsinde tahrîc etmişlerdir.
Haccâc: Irak valisi
İbni Yûsûf'es-Sekafî 'dir. Medine'ye dahî Abdülmelik b. Mervân tarafından (74)
târihinde vali olarak gönderilmişdir.
Hadîsin birinci rivayetinde
Hz. Câbir b. Abdillâh 'a sorulan şey'in ne olduğu bildirilmemişse de, ikinci
rivayetinde: Haccâc namazları te'hîr ediyordu; bunun üzerine biz, Câbir b.
Abdillâh'a sorduk» denilerek sordukları şey'in namaz vakitleri olduğuna işaret
edilmişdir.
Hâcira: Sıcağın şiddeti
demekdir. Bundan murâd zevalden hemen sonra gelen zamandır. Çünkü hâcira;
hicret'den alınmadır. Hicret terk etmek demekdir. Sıcağın şiddetinden o zamanda
insanlar işi gücü bırakarak istirahata çekildikleri için ona bu ismi vermişlerdir.
Hadîsin sonundaki:
«Sabah namazını onlar yahut Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) alaca karanlıkda
kılardı.» cümlesinde râvi Câbir (Radiyallahu anh) şekketmişdir.