SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

MESACİD BAHSİ

<< 650 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

249 - (650) حدثنا يحيى بن يحيى. قال: قرأت على مالك عن نافع، عن ابن عمر؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال:

 "صلاة الجماعة أفضل من صلاة الفذ بسبع وعشرين درجة".

 

{249}

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. Dediki: Malik'e, Nâfi'den duyduğum, onun da ibni Ömer'den rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Cemaatla kılınan namaz, yalnız kılınan namazdan yirmiyedi derece daha faziletlidir.» buyurmuşlar.

 

 

250 - (650) وحدثني زهير بن حرب ومحمد بن المثنى. قالا: حدثنا يحيى عن عبيدالله. قال:

 أخبرني نافع عن ابن عمر، عن النبي صلى الله عليه وسلم قال:

 "صلاة الرجل في الجماعة تزيد على صلاته وحده سبعا وعشرين".

 

{250}

Bana Züheyr b. Harb ile Muhammed b. El-Müsennâ da rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Yahya b. Ubeydullâh rivayet etti.. Dediki: Bana Nâfi', ibni Ömer'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) den naklen haber verdi, Efendimiz:

 

«Bir kimsenin cemâat içinde kıldığı namazı, yalnız başına kıldığı namazından yirmiyedi derece ziyâdedir.» buyurmuşlar.

 

 

(650) وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا أبو أسامة وابن نمير. ح قال وحدثنا ابن نمير. حدثنا أبي. قالا: حدثنا عبيدالله، بهذا الإسناد.

قال ابن نمير عن أبيه "بضعا وعشرين" وقال أبو بكر في روايته "سبعا وعشرين درجة".

 

[ش (بضعا وعشرين) البضع بكسر الباء، وقيل بفتحها، وهو ما بين الثلاث إلى التسع. وقيل: ما بين الواحد إلى العشرة. وفي المصباح: إنه يستوي فيه المذكر والمؤنث. وستعمل أيضا من ثلاثة عشر إلى تسعة عشر. لكن تثبت الهاء في البضع مع المذكر وتحذف مع المؤنث. ولا يستعمل فيما زاد على العشرين. وأجازه بعض المشايخ. فيقول: بضعة وعشرون رجلا وبضع وعشرون امرأة. وعلى هذا معنى البضع والبضعة في العدد، قطعة مبهمة غير محدودة].

 

{….}

Bize Ebu Bekir b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki) : Bize Ebu Usâme ile İbni Numeyr rivayet ettiler. H.

Bize İbni Numeyr dahî rivayet etti. (Dediki) : Bize babam rivayet etti. Bunların ikisi de : Bize Ubeydullâh bu isnâdla rivayet etti; demişlerdir.

 

İbni Numeyr, babasından naklen «Yirmi küsur.» dedi. Ebu Bekir ise kendi rivayetinde «Yirmiyedi derece» dedi.

 

 

(650) وحدثناه ابن رافع. أخبرنا ابن أبي فديك. أخبرنا الضحاك عن نافع، عن ابن عمر، عن النبي صلى الله عليه وسلم قال "بضعا وعشرين".

 

{….}

Bize bu hadîsi İbni Râfi' de rivayet etti. (Dediki) : Bize İbni Ebî Füdeyk haber verdi. (Dediki) : Bize Dahhâk, Nâfi'den, o da İbni Ömer'­den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen haber verdiki: «Yirmi küsur.» buyurmuşlar.

 

 

İzah:

Gerek Ebu Hureyre hadîsini gerekse Abdullah îbni Ömer hadisini Buhârî «Kitâbü'l Ezan» da; Ebu Dâvûd, Tirmizî ve İbni Mâce «Kitâbu's - Salât» da tahrîc etmişlerdir.

 

Âyette zikri geçen «Fecrin Kur'ânı» ndan murâd, sabah namazıdır. Ona bu isim kinaye olmak üzere verilmişdir. Çünkü namaz kılmak Kur'-ân okumayı istilzam eder.

 

Cemaatla kılman namazın fazileti hakkında pek muhtelif rivayetler vardır. Bu rivayetler cemaatla kılman namazın yalnız kılınan namazdan efdal olduğunu bildirmekde müttefik iseler de derece sayısı hususunda biribiderinden farklıdırlar. Bâzılarında cemaatla kılınan, namaz, yalnız kılınan namazdan yirmi yedi derece efdal olduğu beyân edilmiş; diğerlerinde yirmiyedi derece yerine kimi yirmiyedi cüz'; kimi yirmi küsur derece; bâzılarında yirmibeş derece diğer bâzılarında yirmibeş cüz', bir takımlarında yirmibeş namaz, ötekilerinde yirmibeş kat; yirmidört namaz ve elli derece... gibi tâbirler kullanılmışdır.

 

Vâsili'nin «Fedâilü'l - Kuds» nâm eserinde rivayet ettiği Ebu'l-Hattâb hadîsinde:

 

«Kabilelerin mescidinde kılınan bir namaza yirmialtı derece, mescid-i Aksa'da kılınan bîr namaza elli bin namaz sevabı; benim mescidimde kılınan bir namaza dahî elli bin namaz sevabı; Kabe'de kılınan bir namaza yüzbin namaz sevâbı verilir.»  buyurulmuşdur.

 

Ulemâ bu muhtelif derece bildiren rivayetlerin aralarını bulmak hususunda ihtilâf etmişlerdir. Yirmiyedi derece ile yirmi beş derecenin arasını bulmak için bâzıları: «Yirmiyedi derece bildiren hadîs daha sonra vârid olmuşdur. Gâlibâ Allah Teâlâ, Resulüne evvelâ yirmibeş derece sevabı vermiş, sonra ziyâdesini de  bildirmişdir.» demişlerdir.

 

Bir takımları; «Mescidde cemaatla kılınan namaz yine mescidde yalnız kılınan namazdan yirmi yedi derece faziletlidir.» demiş; fakat bu kavil reddedilmişdir. Çünkü rivayetlerin bâzılarında:

 

«Kişinin cemaatla kıldığı namazı, evinde ve pazar yerinde kıldığı namazından yirmibeş kat daha dereceli olur.» buyurulmuşdur.

 

Ulemâdan bâzıları namaz derecelerinin, namaz kılanlara ve kıldıkları namaza göre artacağını söylemişlerdir. Namazı mükemmel kılan ve cemâata giden kimse hatalı kılandan derece itibâri ile daha üstündür. Bir takımları derece ziyâdesinin yatsı ile sabah namazlarına mahsûs olduğunu söylerler. Çünkü o namazlarda gece ve gündüz melekleri topdan hâzır bulunurlar. Bir kısım ulemâya göre bu muhtelif rivayetler arasında hiç bir münâfât ve zıddiyet yokdur. Çünkü azı zikretmek, çoka münâfî değildir. Usûl-ü Fıkıh ulemâsından bir cemaata göre mefhûmu aded bâtıldır.

 

Görülüyor ki bu rivayetlerde derece, cüz', kat tâbirleri kullanılmışdır. Derecenin cüz'den daha küçük olduğunu söyleyenler de vardır. Her hâlde yirmibeş cüz* parçalandığı zaman yirmiyedi derece olur; demek isterler. Fakat bu doğru değildir. Zîra sahîheyn rivayetleri arasında hem yirmiyedi derece hem de yirmibeş derece tâbirleri vardır.

 

Ulemâdan bâzıları derecenin âhirette, cüz'ün ise dünyâda verilmesi üzerinde durmuşlardır.

 

Bâzılarına göre fazilet bâblarının niçin bazen yirmibeşe, bazen de yirmiyediye çıkarıldığı Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimizin bileceği bir keyfiyettir. İhtimâl ki bundaki fâide müslümanların, melekler gibi safbeste olarak bir imama uymaları ve şeâir-i islâmiyyeyi bu suretle ezhâr etmeleridir. Bu husûsda daha başka sözler de söylenmişdir.