NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
258 - (655) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا أبو
الأحوص عن
إبراهيم بن
المهاجر، عن
أبي الشعثاء؛
قال:
كنا
قعودا في
المسجد مع أبي
هريرة. فأذن
المؤذن. فقام
رجل من
المسجد. يمشي.
فأتبعه أبو
هريرة بصره
حتى خرج من
المسجد. فقال
أبو هريرة:
أما هذا فقد
عصى أبا
القاسم صلى
الله عليه
وسلم.
{258}
Bize Ebu Bekir b. Ebî
Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bile Ebu'l-Ahvas, İbrahim b. Muhacir'den, o da
Ebu'ş-Şahsa'dan naklen rivayet etti. Demişki:
Mescidde Ebu Hureyre ile
beraber oturuyorduk. Derken müezzin ezanı okudu ve bir adam, mescidden kalkıp
gitti. Ebu Hureyre onu mescidden çıkıncaya kadar gözü ile takîp etti.
Arkasından:
"Şu adam yok mu,
muhakkak Ebu'l-Kaasim (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e isyan etti." dedi.
259 - (655) وحدثنا
ابن أبي عمر
المكي. حدثنا
سفيان (هو ابن
عيينة) عن عمر
بن سعيد، عن
أشعث بن أبي
الشعثاء
المحاربي، عن
أبيه؛ قال:
سمعت أبا
هريرة، ورأى
رجلا يجتاز
المسجد خارجا،
بعد الأذان،
فقال: أما هذا
فقد عصى أبا
القاسم صلى
الله عليه
وسلم.
{259}
Bize İbni Ebî Ömer
El-Mekkî de rivayet etti. (Dediki). Bize Süfyan (yani İbni Uyeyne) Ömer b.
Saîd'den, o da Eş'as b. Ebu-ş-Şa'sa El-Muharibî'den, o da babasından naklen
rivayet etti. Babasj şöyle demiş:
Etû Hureyre'den
dinledim: Ezandan sonra mescidden çıkıp giden bir adam gördü de arkasından:
"Şu adam yok mu!
muhakkak Ebu'l-Kaasim {Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e isyan etti." dedi.
AÇIKLAMA:
Ebu'l-Kaasim,
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in künyesidir
Buradaki rivayetlerin
ikisi de Ebu Hureyre r.a.’in kendi sözü olduğu halde imam Müslim'in onları
hadîs olarak kitabına alması ma'nen müsned ve muttasıl, Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'e merfû' olduklarındandır. Çünkü Hz. Ebu Hureyre'nin dîn babında
kendinden bir hüküm teşriine hakkı yokdur. Binaenaleyh hadîsi Resûllullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittiğine, yalnız lafzen değil de ma'nen
rivayet ettiğine hamlolunur.
Hadîs-i şerif hiç bir
özür bulunmadığı halde ezan okunurken mescidden çıkıp gitmenin mekruh olduğuna
delildir,
Ubbî diyor ki: «İsyan
haram olan filin hassalarındandır. Halbuki mescidde bulunan bir kimseye ezan
okunmakla namaz farz olmaz. Namaz ancak ikaamet getirilirken farz olur. Ama
bazen ezan kelimesi ile ikaamet kasdedilir. Yahut o devirlerde ikaamet hemen
ezanın peşinden getirildiği için ezan lafzı ile onu da murad etmişdir.»