NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
120 - (735) وحدثني
زهير بن حرب.
حدثنا جرير عن
منصور، عن هلال
بن يساف، عن
أبي يحيى، عن
عبدالله بن
عمرو؛ قال:
حدثت أن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم قال:
"صلاة
الرجل قاعدا
نصف الصلاة"
قال فأتيته فوجدته
يصلي جالسا.
فوضعت يدي على
رأسه. فقال: مالك
يا عبدالله
ابن عمرو؟
قلت: حدثت، يا
رسول الله!
أنك قلت "صلاة
الرجل قاعدا
على نصف الصلاة"
وأنت تصلي
قاعدا! قال
"أجل. ولكني
لست كأحد منكم".
[ش
(حدثت) أي
حدثني ناس].
{120}
Bana, Züheyr b. Harb da
rivayet etti. (Dediki): Bize, Cerir, Mansûr'dan, o da Hilâl b. Yesâf dan, o da
Ebû Yahya'dan, o da Abdullah b. Amr'dan naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Bana
rivayet olundu ki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Kişinin, oturarak
kıldığı namaz, namazın yarısıdır...» buyurmuşlar. Bunun üzerine ben, Resûlullah
(Sallallahu Aleyhı've Sellem)'e geldim ve kendisini oturarak namaz kılarken
buldum da elimi, onun başının üzerine koydum. (Bana) :
«Nen var. Yâ Abdullah b.
Amr?» diye sordu. Ben:
— Yâ Resûlullah! Senin
(Kişinin oturarak kıldığı namaz, namazın yarısıdır.) buyurduğun, bana rivayet
olundu. Hâlbuki sen oturarak namaz kılıyorsun!» dedim. Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem):
«Evet! Ama ben, sizden
herhangi biriniz gibi değilim.» buyurdular.
(735) وحدثناه
أبو بكر بن
أبي شيبة
ومحمد بن
المثنى وابن
بشار. جميعا
عن محمد بن
جعفر، عن
شعبة. ح وحدثنا
ابن المثنى.
حدثنا يحيى بن
سعيد. حدثنا سفيان.
كلاهما عن
منصور، بهذا
الإسناد. وفي رواية
شعبة: عن أبي
يحيى الأعرج.
{….}
Bize, bu hadîsi Ebû
Bekir b. Ebî Şeybe ile Muhammedü'bnü'l -Müsennâ ve İbni Beşşâr da toptan
Muhammed b. Ca'fer'den, o da Şu'be'-den naklen rivayet ettiler. H.
Bize İbnü'l - Müsennâ
dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize,
Süfyân rivayet etti. Bunların ikisi birden Mansûr'dan bu isnâdla rivayet
etmişlerdir. Şu'be'nin rivayetinde : «Ebû Yahye'l-A'racdan...» kaydı da vardır.
İzah:
Bu hadîsin mânâsı: Oturarak
kılınan namazın sevabı, ayakta kılınan namaz sevabının yarısı kadardır;
demekdir. Binâenaleyh oturarak kılınan namazın sahîh olduğunu tazammun eder.
Yalnız sevabı noksandır. Fakat ayakta durmakdan âciz olduğu için, oturarak
kılan kimsenin sevabı azalmaz, onun sevabı ayakta kılanın sevabı gibidir.
Farz namazlara gelince,
ayakta durmağa kudreti olan bir kimsenin farz namazı oturarak kılması caiz
değildir.
Nevevî diyor ki:
«Ayakta durmağa kudreti olan bir kimse, oturarak kılmayı helal i'tikad etse kâfir
olur; kendisine mürtedler hükmü verilir... Fakat ayakta durmakdan âciz olduğu
için farzı oturarak kılarsa onun sevabı, ulemâmızın ittifakı ile ayakta kılan
gibi verilir; azaltılmaz. Binâenaleyh sevabın yarılanması hususundaki hadîsi,
ayakta durmağa kudreti varken, oturarak kılınan nafile namaza hamletmek
gerekir. Bizim mezhebimizin tafsilâtı budur. Bu hadîsin tefsiri hususunda
cumhur da buna kaail olmuşlardır.
Bâzı Mâlikîler'den
rivayet olunduğuna göre bu hadîsi, bir özürden dolayı farz yahut özürlü veya
özürsüz nafileye hamletmişlerdir.
Bir takımları da ayakta
kılmakda meşakkat çektiği için, kendisine farzda olsun, nafilede olsun,
oturarak kılmaya ruhsat verilenlere hamletmişlerdir.»
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in :
«Ben, sizden hergangi
biriniz gibi değilim...» sözünü Şâfiîler, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)''in hasâisinden saymışlardır. Onun, ayakta durmağa kudreti varken
oturarak nafile kılması, ayakta kıldığı nafile gibidir. Bu onun şerefini
arttırmak içindir.
Kaadı İyâz'a göre, bu
cümleden murâd şudur: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ihtiyarladığı
için ayakta durmak, kendisine meşakkat vermeye başlamış; bundan dolayı oturarak
kıldığı namazının ecri tam verilmişdir. Özrü olmayan sâir kimselerin hükmü,
böyle değildir. Ancak Nevevî, Kaadi merhumun bu sözü için: «Zayıf yahut
bâtıldır. Çünkü eğer başkaları mâzûr olurlarsa, onların sevabı da tamdır. Ayağa
kalkmaya kadir olurlarsa, mazurlar gibi değildirler. Binâenaleyh tahsise mahal
kalmaz. Ve bu sefer:
«Ben, sîzden herhangi
biriniz gibi değilim.» demek doğru olmaz. Doğrusu ulemâmızın dediği gibi
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in nafilesi ayakta durmağa kudreti
olanın namazı gibidir.» demişdir.