SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

CUM’A BAHSİ

<< 847 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

6 - (847) حدثني هارون بن سعد الأيلي وأحمد بن عيسى. قالا: حدثنا ابن وهب. أخبرني عمرو عن عبيدالله بن أبي جعفر ؛ أن محمد بن جعفر حدثه عن عروة بن الزبير، عن عائشة ؛ أنها قالت:

 كان الناس ينتابون الجمعة من منازلهم من العوالي. فيأتون في العباء. ويصيبهم الغبار. فتخرج منهم الريح. فأتى رسول الله صلى الله عليه وسلم  إنسان منهم. وهو عندي. فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: "لو أنكم تطهرتم ليومكم هذا".

 

[ش (ينتابون الجمعة) أي يأتونها. (العوالي) هي القرى التي حول المدينة (العباء) هو جمع عباءة، بالمد، وعباية، بزيادة ياء. لغتان مشهورتان .]

 

{6}

Bana Hârûn b. Said El-Eylî ile Ahmed b. îsâ rivayet ettiler. Dedilerki: Bize İbni Vehb rivayet etti. Dediki: Bana Amr, Ubeydullah b. Ebî Ca'fer'den naklen haber verdi. Ona da Muhammed b. Ca'feı Urvetü'bnü'z-Zübeyr'den naklen rivayet etmiş. Urve de Âişe'den rivâye etmiş ki, Âişe şöyle demiş:

 

«Halk cumâ'ya yaylalardaki evlerinden gelirlerdi. Aba içinde gelirler de toza bulanırlar; kendilerinden (ter) kokusu çıkardı. (Bir defa) Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) benim yanımda iken ona, bunlardan bir adam geldi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem (onun hâlini görünce) :

 

— Siz bu gün için temizlensenize!...»   buyurdular.

 

 

İzah:

Bu hadîsi Buhari «Kitabu'l-Cumua» da; Ebu Davud «Kitabu's-Salat» da tahric etmişlerdir.

 

Yayla» diye tercüme ettiğimiz «Avali» aliye’nin cem'idi: Aliye: Yüksek yer, yayla; demekdir. Burada ondan murâd: Medîne'nin doğusunda bulunan, ikiden sekiz mil'e kadar uzaklıktaki köyleıdir. Bâzıları, bunların en yakın olanları ile Medine arasında dört mil mesafe bulunduğunu söylerler.

 

Hadîsin son cümlesini, temenni mânâsına almak caizdir. Bu takdîrde cümlenin cevâba ihtiyâcı kalmaz. Fakat şart mânâsına almak da mümkündür. O zaman cümle cevap ister. Ve cevâbı «İyi olurdu...» şeklinde takdîr olunur; ve cümlenin tamâmı «Siz bu gün için yıkansanız iyi olurdu!» şekline girer.

 

 

(847) وحدثنا محمد بن رمح. أخبرنا الليث عن يحيى بن سعيد، عن عمرة، عن عائشة ؛ أنها قالت:

 كان الناس أهل عمل. ولم يكن لهم كفاة. فكانوا يكون لهم تفل. فقيل لهم: لو اغتسلتم  يوم الجمعة.

 

[ش (كفاة) جمع كاف. كقضاة جمع قاض. وهم الخدم الذين يكفونهم العمل (تفل) أي رائحة كريهة].

 

{….}

Bize Muhammed b. Rumh rivayet etti. Dediki: Bize Leys, Yahya b. Saîd'den, o da Amra'dan o da Âişe'den naklen rivayet etti ki, Âişe şöyle demiş:

 

«Halk İş göç sahibi idiler. Kendilerine bakacak kimseleri yokdu. Bu sebeple nahoş koktukları olurdu. (Onun için) kendilerine siz cuma günü yıkansanız a!...» denildi.»

 

 

İzah:

Bu hadîsi Buhârî «Kitâbü'l-Cumua» da; Ebû Dâvûd da Kitâbu't-Tahâre» de tahrîc etmişlerdir.

 

Buhari 'deki rivayetinde: Âişe (Radiyallahû anha) «Halk kendilerinin hizmetkârı idiler. Cumâ'ya gittikleri vakit kendi iş güç kılık kıyafetleri ile giderlerdi. Bu sebeple onlara ResûluIIah (Saîlallahu Aleyhi ve Sellem):

 

— Siz yıkansanız a!., buyurdular.» demişdir.

 

MüsIim'in rivayetinde, kirli paslı iş elbiseleri ile mescide gelenlere, yıkanma emrini verenin kim olduğu tasrîh edilmemişsede, sözün gelişinden onun ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) olduğu pek âlâ anlaşıldığı gibi Buhari 'nin rivayetinde sarahaten beyanda edilmişdir. Hadîs-i şerif:

 

Cuma namazına gitmezden önce yakanmanın müstehab olduğuna delildir. Çünkü kir ve ter kokusundan hem insanlar hem de melekler eziyyet duyarlar.