NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
166 - (1152) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا خالد بن
مخلد (وهو
القطواني) عن
سليمان بن
بلال. حدثني
أبو حازم عن
سهل ابن سعد
رضي الله عنه.
قال: قال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم:
"إن
في الجنة بابا
يقال له
الريان. يدخل
منه الصائمون
يوم القيامة.
لا يدخل معهم أحد
غيرهم. يقال:
أين الصائمون
؟ فيدخلون
منه. فإذا دخل
آخرهم. أغلق
فلم يدخل منه
أحد".
{166}
Bize Ebû Bekir b. Ebî
Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Halid b. Mahled yani Katavâni, Süleyman b.
Bilâl'den rivayet etti. (Demişki:) Bana Ebû Hâzim, Sehl b. Sa'd (Radiyallahu
anh)'âan. naklen rivayet eyledi. Sehl şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem):
«Cennette bir kapı
vardır ki ona Reyyân derler. Kıyamet gününde bu kapıdan oruçlular girecekler,
onlarla birlikte başka hiç biri girmiyecektir. Oruçlular nerede denilecek.
Müteakiben bu kapıdan gireceklerdir Oruçluların sonu girdi mi kapı kapanacak
bir daha ondan hiç bir kimse gîremiyecektir.» buyurdular.
İzah:
Bu hadîsi Buharî dahi
«Kitâbu's-Savm» da tahric etmiştir.
Kapı cennetin dışında
olduğu halde «Cennete açılan bir kapı» denilmeyip:
«Cennette bir kapı
vardır ki...» buyurulması Cennette olan nimetlerle rahatın kapıda da
bulunduğunu anlatmak içindir. Bu suretle o kapıdan girmeye daha beliğ bir
surette teşvik buyurulmuştur.
Aynî'ye gere «Cennet'e
açılan bir kapı» denilmemesi bu kapının, Cennetin sekiz kapısından başka
olduğuna işaret içindir. Cennetin sekiz kapısından başka namaz kapısı, cihad
kapısı, sadaka kapısı ve rahmet kapısı gibi birçok kapıları bulunduğu sahih
hadîslerle rivayet olunmuştur. Ancak ulemânın beyanına göre bu kapılar cennetin
sekiz büyük kapısında dahildirler. Zira büyük kapıların iki kanadı arasında
beşyüz yıllık mesafe bulunduğu rivayet olunmuştur.
Müslim'in bazı
nüshalarında: «Oruçluların önde olanları girdi mi kapı kapanır.» denilmişse de bu
rivayet yanlıştır. Bâzı Müslim sarihleri onun bir vehimden ibaret olduğunu
söylemişlerdir.
Aynî, Üstadı
Zeyn'üd-Din'den naklen ulemâdan bâzılarının bu hadisle Müslüm'in tahric ettiği
Hz. Ömer Hadisinin aralarını bulmakta müşkilât çektiklerini söylüyor. Hz. Ömer
hadisinde Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Sizden biriniz
mübaleğalı bir şekilde yahut tertemiz abdest alır da sonra Allah'dan başka ilâh
olmadığına, Muhammed'in onun kulu ve resulü olduğuna şehâdet ederim derse o
kimseye cennetin sekiz kapısı birden açılır. Onların hangisinden isterse
girer.» buyurmuştur.
Bu zevata göre Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) abdest alıp şehâdet getiren kimsenin cennet
kapılarının hangisinden isterse girebileceğini haber vermiştir. Bu sıfatta olan
bir kimse oruca ehliyet kazanmadan, meselâ : Oruç ayına erişmeden ölmüş yahut
nafile oruç tutmamış olabilir. Şu halde babımız hadîsinde beyân buyrulan Reyyân
kapısının oruçlulara tahsisi müşkıldir ?
Aynî bu zavata iki
vecihle cevâb verildiğini söylüyor. Şöyle ki:
1) Abdest alıp şehâdet
getiren kimseye oruç kapısından girmekden sarf-ı nazar ettirilir de ondan
girmek istemez, diğer kapıların hangisinden isterse girer.
2) Ömer (Radiyallahû
anh) hadisinin lâfızlarında ihtilâf vardır, Tirmizî'nin rivayetinde:
«O kimse için cennetten
sekiz kapı açılır. Bu kapıların hangisinden dilerse girer.» buyurulmuştur.
Mezkûr rivayet Cennet kapılarının sekizden çok olduğunu göstermektedir. Oruç
kapısı bu sekizde dâhil olmayabilir. Bu takdirde iki hadîs arasında hiç bir
muâraza yoktur.
Hadîs-i şerif orucun ve
oruç tutanların tazîletine delildir.