SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

ORUÇ BAHSİ

<< 1162 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

196 - (1162) وحدثنا يحيى بن يحيى التيمي وقتيبة بن سعيد. جميعا عن حماد. قال يحيى: أخبرنا حماد بن زيد عن غيلان، عن عبدالله بن معبد الزماني، عن أبي قتادة:

 رجل أتى النبي صلى الله عليه وسلم فقال: كيف تصوم ؟ فغضب رسول الله صلى الله عليه وسلم. فلما رأى عمر رضي الله عنه غضبه قال: رضينا بالله ربا، وبالإسلام دينا، وبمحمد نبيا. نعوذ بالله من غضب الله وغضب رسوله. فجعل عمر رضي الله عنه يردد هذا الكلام حتى سكن غضبه. فقال عمر: يا رسول الله ! كيف بمن يصوم الدهر كله ؟ قال " لاصام ولا  أفطر" (أو قال)" لم يصم ولم يفطر" قال": كيف من يصوم يومين ويفطر يوما ؟ قال " ويطيق ذلك أحد ؟ " قال: كيف من يصوم يوما ويفطر يوما ؟ قال " ذاك صوم داود (عليه السلام) قال: كيف من يصوم يوما ويفطر يومين ؟ قال" وددت أني طوقت ذلك" ثم قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: "ثلاث من كل شهر. ورمضان إلى رمضان. فهذا صيام الدهر كله. صيام يوم عرفة، أحتسب على الله أن يكفر السنة التي قبله. والسنة التي بعده. وصيام يوم عاشوراء، أحتسب على الله أن يكفر السنة التي قبله".

 

[ش (رجل أتى النبي صلى الله عليه وسلم) هكذا هو في معظم النسخ: عن أبي قتادة رجل أتى. وعلى هذا يقرأ رجل بالرفع على أنه خبر مبتدأ محذوف. أي الشأن والأمر رجل أتى النبي صلى الله عليه وسلم فقال].

 

{196}

Bize Yahya b .Yahya et-Temîmî ile Kuteybetübnü Saîd hep birden Hammad'dan rivayet ettiler. Yahya dedi ki: Bize Hammâd b. Zeyd, Gaylan'dan, o da Abdullah b. Mabed-i Zimmâni'den, o da Ebû Katâde'den, naklen haber verdi. (Ebû Katâde şöyle demiş):

 

«Bir adam Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek:

 

  Nasıl oruç tutarsın? diye sordu. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gabadlandı. Ömer (Radiyallahû anh) onun kızdığını görünce:

 

  Biz, Rabb olarak Allah'a, din olarak İslâm'a, Nebi olarak da Muhammed'e razı olduk. Allah'ın gadabi ile Resulünün gadabından Allah'a sığınırız, dedi. Ömer (Radiyallahû anh) bu sözü Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in gadabı yatışıncaya kadar tekrarladı, durdu. Nihayet Ömer :

 

  Yâ Resûlallah! Bütün sene oruç tutan kimsenin hali ne olacak? dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

  «(Böylesi) ne oruç tutmuştur, ne tutmamıştır —yahut oruç da tutmamıştır, iftar da etmemiştir—» buyurdu.

 

Ömer (tekrar) :

 

  İki gün oruç tutup bir gün tutmayanın hâli ne olacak? diye sordu. Resulullah   (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :

 

  Buna kimse takat getirebilir mi? buyurdu. Ömer (yine):

 

  Bir gün oruç tutup bir gün tutmayanın hâli nice olacak? diye sordu. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

  Bu, Dâvud Aleyhisselâm'ın orucudur, buyurdu. Ömer:

 

  Bir gün oruç tutup iki gün tutmayanın hali nasıldır? diye sordu. Resulullah  (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :

 

  Bunun için bana takat verilmesini dilerim; cevâbını verdi. Bundan sonra Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ;

 

  Her aydan üç gün, bir de ramazandan ramazana oruç tutmak yok mu? İşte bu bütün senenin orucu demektir. Arafe günün orucunu Allah'ın o günden önceki sene ile o günden sonraki senelerin günahlarına keffâret yapacağını  umarım. Aşûra günün orucunu ise Allah'ın o günden önceki senenin günahlarına keffâret kılacağını ümîd ederim, buyurdular.

 

 

197 - (1162) حدثنا محمد بن المثنى ومحمد بن بشار (واللفظ لابن المثنى) قالا: حدثنا محمد بن جعفر. حدثنا شعبة عن غيلان بن جرير. سمع عبدالله بن معبد الزماني عن أبي قتادة الأنصاري رضي الله عنه ؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم سئل عن صومه ؟ قال: فغضب رسول الله صلى الله عليه وسلم. فقال عمر رضي الله عنه: رضينا بالله ربا، وبالإسلام دينا، وبمحمد رسولا، وببيعتنا بيعة.

قال: فسئل عن صيام الدهر ؟ فقال:

 "لا صام ولا  أفطر (أو ما صام وما أفطر) " قال: فسئل عن صوم يومين وإفطار يوم ؟ قال " ومن يطيق ذلك ؟ " قال: وسئل عن صوم يوم وإفطار يومين ؟  قال: "ليت أن الله قوانا لذلك" قال: وسئل عن صوم يوم وإفطار يوم ؟ قال "ذاك صوم أخي داود (عليه السلام)" قال: وسئل عن صوم الاثنين ؟  قال "ذاك يوم ولدت فيه. ويوم بعثت (أو أنزل علي فيه)" قال: فقال "صوم ثلاثة من كل شهر، ورمضان إلى رمضان، صوم الدهر" قال: وسئل عن صوم يوم عرفة ؟ فقال "يكفر السنة الماضية والباقية" قال: وسئل عن صوم يوم عاشوراء ؟ فقال "يكفر السنة الماضية".

وفي هذا الحديث من رواية شعبة قال: وسئل عن صوم يوم الاثنين والخميس ؟ فسكتنا عن ذكر الخميس لما نراه وهما.

 

[ش (نراه) ضبطوا نراه بفتح النون وضمها. وما صحيحان].

 

{197}

Bize Mnhammed b. El-Müsennâ.ile Muhammed b. Beşşâr rivayet ettiler. Lâfız ibni'l-Müsennâ'nındır. (Dedilerki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki)  Bize Şu'be, Gaylan b. Cerîr'den naklen rivayet etti. O da Abdullah b. Ma'bed-i Zimmâni'yi Ebû Katadete'l-Ensâri (Radiyallahû anh)'dtın naklen rivayet ederken dinlemiş.

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e nasıl oruç tuttuğu sorulmuş, Ebû Katâde (Demişki): Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gadaplandı da Ömer (Radiyallahu anh):

 

  «Biz, Babb olarak Allah'a,' din İslâm'a Resul olarak Muhammed'e, bey'at nâmına da kendi bey'atımıza razı olduk.» dedi.

 

Müteakiben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e bütün sene oruç tutmanın hükmü soruldu:

 

  «Böylesi ne oruç tutmuş ne de iftar etmiştir. —Yahut oruç da tutmamıştır, iftar da etmemiştir. —» buyurdu.

 

Sonra iki gün oruç tutup, bir gün tutmamanın hükmü soruldu. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :

 

  «Buna kim takat getirebilir?» cevâbını verdi,

 

Bir gün oruç tutup iki gün tutmamanın hükmü de soruldu. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :

 

  «Keşke Allah bunun için bize kuvvet verse.» buyurdular.

 

Bir gün oruç tutup, bir gün tutmamanın hükmü dahi soruldu. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

  «Bu oruç kardeşim Dâvud Aleyhisselâm'ın orucudur.» buyurdular.

 

Pazartesi günü oruç tutmanın hükmünü de sordular. Nebi

 

  «Bu gün benim doğduğum ve Nebi olarak gönderildiğim — yahut bana vahiy indirildiği— gündür.» buyurdu. Müteakiben:

 

  «Her aydan üç gön, bir de ramazândan ramazana tutulan oruç, bütün sene oruç tutmak demektir.» buyurdular.

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e arafe günü oruç tutmanın hükmü de soruldu: 

 

  «Bu oruç geçen sene ile gelecek senenin günâhlarına keffâret olur.» buyurdu.

 

Aşûra günü oruç tutmanın hükmü dahî soruldu. Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :

 

  «Bu Oruç geçen senenin günahlarına keffâret olur» buyurdular.

 

Müslim diyor ki : Bu hadîsin Şû'be rivayetinde: «Pazartesi ile perşembe günleri oruç tutmanın hükmü de soruldu, dedi, ama biz perşembe meselesini bir vehimden ibaret bulduğumuz için onu zikretmedik.» ibaresi de vardır.

 

 

(1162) وحدثنا عبدالله بن معاذ. حدثنا أبي. ح وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا شبابة. ح وحدثنا إسحاق بن إبراهيم. أخبرنا النضر بن شميل. كلهم عن شعبة، بهذا الإسناد.

 

{…}

Bize bu hadîsi Ubeydullah b. Muâz dahî rivayet etti. (Dedikî): Bize babam rivayet etti. H.

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivâyet etti. (Dedikî): Bize Şebabe rivayet etti. H.

Bize İshâk b. İbrahim dahî rivayet etti. (Dediki)  Bize Nadr b. Şumeyl haber verdi. Bu râvilerin hepsi Şu'be'den bu isnâdla rivayette bulunmuşlardır.

 

 

(1162) وحدثني أحمد بن سعيد الدارامي. حدثنا حبان بن هلال. حدثنا أبان العطار. حدثنا غيلان بن جرير، في هذا الإسناد. بمثل حديث شعبة. غير أنه ذكر فيه الاثنين. ولم يذكر الخميس.

 

{…}

Bana Ahmed b. Saîd Ed-Dârimî rivayet etti. (Dediki)  Bize Habban b. Hilâl rivayet etti. (Dediki)  Bize Ebân-ı Attâr rivayet etti. (Dediki)  Bize Gaylân b. Cerîr bu isnadda Şu'be hadîsinin mislini rivayet eyledi. Yalnız o, hadîsde pazartesi gününü zikretmiş, perşembeyi söylememiştir.

 

 

198 - (1162) وحدثني زهير بن حرب. حدثنا عبدالرحمن بن مهدي. حدثنا مهدي بن ميمون عن غيلان، عن عبدالله بن معبد الزماني، عن أبي قتادة الأنصاري رضي الله عنه ؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم سئل عن صوم الاثنين ؟ فقال

 "فيه ولدت. وفيه أنزل علي".

 

{198}

Bana Zuheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki) : Bize Abdurrahman b. Mehdî rivayet etti. (Dediki)  Bize Mehdi b. Meymun Gaylân'dan, o da Abdullah b. Ma'bed-i Zimnanî'den, o da Ebû Katâdete'l-Ensâri (Radiyallahû anh)'dan naklen rivayet eyledi ki

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e pazartesi günü oruç tutmanın hükmü sorulmuş, o da:  

 

— «Ben, o gün doğdum, bana vahiy dahî o gün indirildi.» buyurmuşlar.

 

 

İzah:

Ulemânın beyânına göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in suâl soran zâta kızması, suâlini hoş karşılamadığı içindir. Çünkü sorulan bir suâle cevap vermek gerekir. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ise bu suâle vereceği cevaptan bir mefsedet doğar diye korkmuştu. Soran zât aldığı cevaptan vücûb mânâsı anlayabilirdi. Yâhüt Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'in tuttuğu oruç ona az görünebilirdi. Halbuki Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Müslümanların dîni ve dünyevî birçok işleriyle meşgul bulunduğu gibi zevcelerinin hukukunu îfa etmek, misafirlerini ağırlamak, gelen hey'etleri kabul etmek v.s. birçok vazifeleri de vardı. Bu sebeple hali daha ziyâdesini iktizâ etmekle beraber sırf ümmetine merhamet ve şefkatinden dolayı ibâdetlerde de iktisâta riâyet ederdi.

 

Soran zât, suâlini yanlış sormuştu, ona gereken : «Ben, kaç gün oruç tutayım?» yahut: «Nasıl oruç tutayım » diyerek suâlini kendine tahsis etmekti. O zaman Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'de başkalarına olduğu gibi ona da hâline göre cevap verirdi.

 

«Bunun için bana takat verilmiş olmasını dilerim.» cümlesinin mânâsı, bâzılarına göre «Ümmetimin buna tâkât getirmesini dilerim.» demektir. Zira Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz orucun bu derecesine ve daha ziyâdesine muktedir idi. Visal orucu tutar ve kendisine bu hususta uymak isteyen ashabına ;

 

«Ben, sizin gibi değilim. Çünkü ben gecemi, Rabbim beni doyurup suladığı halde geçiririm.»  buyururdu. Hadîsin ikinci rivâyetindeki :

 

«Keşke Allah bunun için bize kuvvet ihsan etse...» cümlesi de bu le'vili te'yid eder. Mezkûr cümleyi zevcelerîyle sair müslümanlar hakkında söylemiş olması ihtimâli de vardır.

 

Fahr-i Kainat (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz arafe orucu hakkındaki sözleriyle, bu orucun iki senenin günahlarına keffâret olacağını anlatmışlardır. Buradaki günahlardan murâd: Abdest babında görüldüğü veçhile küçük günahlardır.

 

Perşembenin vehm nedeni ile zikredilmediğini beyan'a gelince:

 

Kaadi Iyâz her iki rivayetin sahih olduğunu söyler. İkinci rivayete göre mânâ: «Onu vehim zannettiğimiz için...» demek olur,

 

Kaadî îyâz diyorki: «Râvinin (Perşembe gününü zikretmedik.)  demesi, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :

 

(Ben, o gün doğdum, bana Nebilik de o günde verildi.) buyurduğu içindir. Sair rivayetlerden anlaşılacağı üzere Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in doğduğu ve kendisine Nebilik verildiği gün pazartesidir. Bu sebeple imam Müslim, Şu'be rivâyetindeki perşembe gününü zikretmemiştir.