SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

İ’TİKAF BAHSİ

<< 1175 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

8 - (1175) حدثنا قتيبة بن سعيد وأبو كامل الجحدري. كلاهما عن عبدالواحد بن زياد. قال قتيبة: حدثنا عبدالواحد عن الحسن ابن عبيدالله. قال: سمعت إبراهيم يقول: سمعت الأسود بن يزيد يقول: قالت عائشة رضي الله عنها:

 كان رسول الله صلى الله عليه وسلم يجتهد في العشر الأواخر، ما لا يجتهد في غيره.

 

{8}

Bize Kuteybetü'bnü Saîd ile Ebû Kâmil-i Cahderi ikisi birden Abdülvâhid b. Ziyâd'dan rivayet ettiler. Kuteybe (Dediki): Bize Abdülvâhid, Hasen b. Ubeydillah'dan rivayet etti. (Demişki): Ben, İbrahim'i şunu söylerken işittim : Ben, Esved b. Yezîd'i şöyle derken işittim: Âişe (Radtyallahu anha) :

 

«Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ramazan'ın son on gününde, başka zamanlarda ibâdet hususunda göstermediği cehd-u gayreti gösterirdi.» dedi.

 

 

İzah:

Bu hadîsi Buhâri -Fadl-u Leyleti'l-Kadir» de, Ebû Dâvud ile Nesaî «Salat» bahsinde ve î'tikâf» da, îbni Mâce «Kitâbu's-Savm» da muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir.

 

Mi'zer: Elbise, demektir.

 

Şedd-i Mi'zer: Elbiseyi bağlamak, mânâsına gelirki bir işe ciddiyetle sarılmaktan kinayedir. Lisanımızda bu mânâda «Paçaları sıvamak», «Kolları sıvamak» gibi tâbirler kullanılır.

 

Burada paçaları sıvamak ya cîmâ'ı terk etmekten yahut ibadete hazırlanmaktan kinayedir. Yani Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ramazan'ın son on gününde ibâdet için mûtadından fazla bir gayret gösterirdi.

 

Sevri: «Bu söz, kadınlardan uzaklaşmak mânâsına gelen en latif kinayelerdendir.»  demiştir.

 

Kurtubî, bazı Mâlikiyye ulemâsının bu sözden i'tikâf mânâsını anladıklarını söylemişse de bu te'vil ihtimâlden uzaktır. Çünkü nefsi-i hadîste Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ailesini uyandırdı­ğından bahsedilmektedir. Bu, onların bir evde olduklarını gösterir.

 

Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) î'tikâf günlerinde mescidden ancak zarurî hacetler sebebiyle çıkardı. Maamafih kendisi mescidde bulunup, pencereden ailesini uyandırmış olması da mümkündür.

 

«Telvih» sahihi: «İhtimâl Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) mescîdde kendisiyle beraber î'tikâfa giren ailesini uyandırmıştır. Bir haceti dolayısıyla mescidden çıktıktan sonra uyandırmış olması da mümkündür,»  diyor.

 

Geceleyin ihyâsı: Onlarda yapılan ibâdet ve taatlardan kinayedir. Zira geceleyin ibâdet eden kimse, o geceyi diriltmiş gibi olur. Uyku Ölümün kardeşidir, derler :

 

«Evlerinizi kabir ittihaz etmeyin.» Hadîs-i Şerifi de bu mânâyadır. Yani «Uyuyup da ölüler gibi olmayın. Bu takdirde evleriniz de kabirler gibi olur.» demektir.

 

Bütün geceyi ihyadan murâd: Gecenin ekserisini ibadetle geçirmektir.

 

Hz, Âişe'nin sahih bir hadîsde: «Ben, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bütün gece sabaha kadar namaz kıldığını bilmiyorum.» sözü de bunu te'yid eder.

 

Nevevî diyor ki : «Hz. Âişe'nin (Geceleri ihya edordi) sözü, bütün geceleri namaz ve sair ibadetlerle uykusuz geçirirdi, manasınadır. Bu hadîs Ramazan'ın son on gecesinin ibâdetlerle ihya etmenin müstehab olduğuna delildir. Bazı ulemâmızın (bütün gece namaz kılmak mekruhtur.) demişlerse de, bundan maksatları devam üzere her gece namaz kılmaktır. Bİr-ikı geceyi ve Ramazan'ın son on gecesini ibadetle ihya etmenin kerahetine onlar da kaail değildir. Bu sebepledir ki bayram geceleriyle diğer bazı geceleri ibâdetle ihya etmenin müstehab olduğuna ittifak eylemişlerdir.»

 

Bu babda Zeyneb binti Seleme (Radiyallahû anh)'dan da hadîs rivayet olunmuştur.