SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

MUSAKAT BAHSİ

<< 1587 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

80 - (1587) حدثنا عبيدالله بن عمر القواريري. حدثنا حماد بن زيد عن أيوب، عن أبي قلابة، قال: كنت بالشام في حلقة فيها مسلم بن يسار. فجاء أبو الأشعث. قال: قالوا: أبو الأشعث، أبو الأشعث. فجلس فقلت له: حدث أخانا حديث عبادة بن الصامت. قال: نعم.

 غزونا غزاة. وعلى الناس معاوية. فغنمنا غنائم كثيرة. فكان، فيما غنمنا، آنية من فضة. فأمر معاوية رجلا أن يبيعها في أعطيات الناس. فتسارع الناس في ذلك. فبلغ عبادة بن الصامت فقام فقال: إني سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم ينهى عن بيع الذهب بالذهب والفضة بالفضة والبر بالبر والشعير بالشعير والتمر بالتمر والملح بالملح إلا سواء بسواء. عينا بعين. فمن زاد أو ازداد فقد أربى. فرد الناس ما أخذوا. فبلغ ذلك معاوية فقام خطيبا فقال: ألا ما بال رجال يتحدثون عن رسول الله صلى الله عليه وسلم أحاديث. قد كنا نشهده ونصحبه فلم نسمعها منه. فقام عبادة بن الصامت فأعاد القصة. ثم قال: لنحدثن بما سمعنا من رسول الله صلى الله عليه وسلم وإن كره معاوية (أو قال: وإن رغم). ما أبالي أن لا أصحبه في جنده ليلة سوداء. قال حماد: هذا أو نحوه.

 

{80}

Bize Ubeydullah b. Ömer el-Kavârîrî rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd b. Zeyd Eyyub'dan, o da Ebû Kılâbe'den naklen rivayette bulundu. Şöyle demiş:

 

Şam'da Müslim b. Yesâr'ın bulunduğu bir halkada oturuyordum. Derken Ebu'l-Eş'as geldi. Cemaat: Ebu'l-Eş'as (geliyor) Ebu'l-Eş'as dediler... Ebui-Eş'as oturdu. Ben kendisine: Ey kardeşimiz (bize) Ubâde b. Sâmit'in hadîsini naklet, dedim. Hay hay dedi (ve şunları söyledi:) Bir gazaya çıktık; ordunun başında Muâviye vardı. Birçok ganimetler aldık. Aldığımız ganimetler arasında bir gümüş kap da vardı. Muâviye bu kabı halkın bağışları arasında satmasını bir adama emretti. Halk bu alışverişe koşuştular. Derken Ubâde b. Sâmit bunu duyarak ayağa kalktı ve şunları söyledi:

 

«Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i altına mukabil altın, gümüşe mukabil gümüş, buğdaya mukabil buğday, arpaya mukabil arpa, hurmaya mukabil hurma, tuza mukabil tuz satmayı yasak ederken işittim; ancak misli misline peşin olarak satılırsa o başka... Her kim ziyade verir veya alırsa muhakkak ribâ yapmıştır...

 

Bunun üzerine halk aldıklarını geri verdiler. Bu iş Muâviye'nin kulağına vardı. Hemen hitabede bulunmak üzere ayağa kalkarak şunları söyledi:

 

Dikkat... Bazı kimselere ne oluyor ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den bir takım hadisler rivayet ediyorlar!.. Biz de onu görüyor, sohbetinde bulunuyorduk, ama bunları ondan işitmedik. Derken Ubâde kalktı ve kıssayı tekrarladı. Sonra : Muâviye hoşlanmasa da (yahut Muâviye çatlasa da) biz Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittiklerimizi mutlaka söyleyeceğiz. Ordusunun içinde onunla bir karanlık gece (bile)  beraber bulunmamak umurumda değil!..

 

Hammâd: Bunu yahut benzerini söyledi, demiştir.

 

 

(1587) - حدثنا إسحاق بن إبراهيم وابن أبي عمر. جميعا عن عبدالوهاب الثقفي، عن أيوب، يهذا الإسناد، نحوه.

 

{…}

Bize İshâk b. İbrahim ile İbni Ebî Ömer beraberce Abdülvehhâb es-Sekafî'den, o da Eyyub'dan bu isnadla bu hadîsin benzerini rivayet ettiler.

 

 

81 - (1587) حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة، وعمرو الناقد، وإسحاق بن إبراهيم (واللفظ لابن أبي شيبة) (قال إسحاق: أخبرنا. وقال الآخران: حدثنا وكيع). حدثنا سفيان عنخالد الحذاء، عن أبي قلابة، عن أبي الأشعث، عن عبادة بن الصامت. قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم (الذهب بالذهب. والفضة بالفضة. والبر بالبر. والشعير بالشعير. والتمر بالتمر. والملح بالملح. مثلا بمثل. سواء بسواء. يدا بيد. فإذا اختلفت هذه الأصناف، فبيعوا كيف شئتم، إذا كان يدا بيد).

 

{81}

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Amr En-Nâkıd ve İshak b. İbrâhîm rivayet ettiler. Lâfız İbni Ebî Şeybe'nindir. İshak «Bize haber verdi» tâbirini kullandı. Ötekiler: «Bize Vekî' tahdîs etti» dediler. (Demişki): Bize Süfyân, Hâlid el-Hazzâ'dan, o da Ebû Kılâbe'den, o da Ebu'I-Eş'as'dan, o da Ubâde b. Sâmit'den naklen rivayet etti, Ubâde şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Altın mukabilinde altın, gümüş mukabilinde gümüş, buğday mukabilinde buğday, arpa mukabilinde arpa, hurma mukabilinde hurma ve tuz mukabilinde tuz misli misline, birbirine müsavi olarak peşin satılırlar. Ama bu sınıflar değişirse peşin olmak sortiyle istediğiniz gibi satın!» buyurdular. Buyurdular.

 

İzah 1588 de