SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

CİHAD ve SİYER BAHSİ

<< 1789 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

100 - (1789) وحدثنا هداب بن خالد الأزدي. حدثنا حماد بن سلمة عن علي بن زيد وثابت البناتي، عن أنس بن مالك؛

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم أفرد يوم أحد في سبعة من الأنصار ورجلين من قريش. فلما رهقوه قال (من يردهم عنا وله الجنة، أو هو رفيقي في الجنة؟) فتقدم رجل من الأنصار، فقاتل حتى قتل. ثم رهقوه أيضا. فقال (من يردهم عنا وله الجنة، أو هو رفيقي في الجنة؟) فتقدم رجل، من الأنصار، فقاتل حتى قتل. فلم يزل كذلك حتى قتل السبعة. فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم لصاحبيه (ما أنصفنا أصحابنا).

 

{100}

Bize Heddâb b. Hâlid Ei-Ezdî rivayet ettî. (Dediki): Bize Hammâd b. Seleme, Alî b. Zeyd ile Sâbit-i Bünânî'den, onlar da Enes b. Mâlik'den naklen rivayet etlilerki,

 

Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Uhud (harbi) günü Ensardan yedi, Kureyş'ten iki kişi arasında yalnız bırakılmış. Müşrikler kendisini kuşatınca :

 

«Bunları bizden kim püskürtecek ki, cennet onun ola!» Yahut: «Cennette o benim refîkim ola?» buyurmuş. Bunun üzerine Ensardan bir zât ilerleyerek çarpışmış ve öldürülmüş. Sonra kendisini yine kuşatmışlar. Ve (tekrar) :

 

«Bunları bizden kim püskürtecek ki, cennet onun ola!» Yahut: «Cennette o benim refikim ola?»buyurmuş. Ve (yine) Ensardan bir zât ilerleyerek çarpışmış, neticede öldürülmüş. Bu minval üzere devamla yedi kişi (nin hepsi) öldürülmüş. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) iki arkadaşına :

 

«Arkadaşlarımıza insaf etmedik!» buyurmuşlar.

 

 

İzah:

Bu son cümleden murâd : Kureyşli iki zât Ensâra acımadılar demektir. Çünkü gözlerinin önünde Ensâr birer birer şehîd edildiği halde onlardan biri ileri atılmamıştı. Fakat Kaadı İyad'la başkalarının beyanına göre bu cümle: «mâ ensafenâ» şeklinde de rivayet olunmuştur. Bu takdirde mânâ: «Arkadaşlarımız bize insaf etmedi.» demek olur ki, bundan murâd : Harpten kaçanlardır.