NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
131 - (1806) حدثنا
قتيبة بن
سعيد. حدثنا
حاتم (يعني
ابن إسماعيل)
عن يزيد بن
أبي عبيد. قال:
سمعت سلمة ابن
الأكوع يقول: خرجت
قبل أن يؤذن
بالأولى.
وكانت لقاح
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم ترعى بذي
قرد. قال:
فلقيني غلام لعبدالرحمن
بن عوف فقال:
أخذت لقاح
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. فقلت: من
أخذها؟ قال:
غطفان. قال:
فصرخت ثلاث
صرخات: يا
صباحاه! قال:
فأسمعت ما بين
لابتي
المدينة. ثم
اندفعت على
وجهي حتى
أدركتهم بذي
قرد. وقد
أخذوا يسقون
من الماء.
فجعلت أرميهم
بنبلي. وكنت
راميا. وأقول :أنا ابن
الأكوع *
واليوم يوم
الرضع
فأرتجز. حتى
استنقذت
اللقاح منهم.
واستلبت منهم
ثلاثين بردة.
قال: وجاء
النبي صلى
الله عليه
وسلم والناس.
فقلت: يا نبي
الله! إني قد
حميت القوم
الماء. وهم
عطاش. فابعث
إليهم الساعة.
فقال (يا ابن
الأكوع! ملكت
فأسجح). قال: ثم
رجعنا.
ويردفني رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
على ناقته حتى
دخلنا
المدينة.
{131}
Bize Kuteybe b. Said rivayet
etti. (Dediki): Bize Hatim (yâni îbni îsmâîl) Yezîd b. Ebi Ubeyd'den rivayet
etti. (Demişki): Ben Seleme b. Ekva'ı şöyle derken işittim :
ilk namaz için ezan
okunmadan yola çıktım. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sağmal
develeri Zû Kared'de otluyordu. Derken bana Abdurrahmân b. Avf in bir
hizmetçisi rastlayarak:
— Resûluliah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in
sağmal develeri alındı! Dedi.
— Onları kim aldı? Dedim.
— Gatafân (kabilesi!) cevâbını verdi. Bunun üzerine
ben : Yâ sabahım! diye üç defa nâra attım. Ve Medine'nin iki harrası
arasındakilere işittirdim. Sonra yüzümün döndüğü tarafa hızlandım. Nihayet
onlara Zû Kared'de yetiştim. Tam sudan içmeye başlamışlarmış. Hemen kendilerine
okumu atmağa başladım. Atıcı idim. Hem:
Ben Ekva'ın oğluyum!
«Bugün alçakların (helak) günüdür!» diyor; racez okuyordum. Nihayet sağmal
develeri onlardan kurtardım; ve onlardan otuz elbise ele geçirdim. Derken Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'le cemaat geldiler. Ben :
__ Yâ Nebiyyallah! Ben
susamış oldukları halde bu kavme suyu vermedim. Şimdi hemen onlara adam gönder!
Dedim.
«Ey Ekva' oğlu! Mâlik
oldun; binâenaleyh merhametli davran!» buyurdular. Sonra döndük. Resûluliah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Medine'ye girinceye kadar beni terkisine aldı.
İzah:
Bu hadîsi Buhâri
«Cihâd» ve «Megâzî» bahislerinde; Nesâî
«El-Yevm ve'I-leyle»'de tahrîc etmişlerdir.
Zû Kared: Şam yolu
üzerinde Medine ile Hayber arasında bir sudur. Medîne'ye bir günlük mesafede
olduğu söylenir.
ibni Sad'in beyanına
göre Zû Kared gazası hicretin altıncı yılında olmuştur.
Iikaah: Likha ve
lekûhun cem'i olup sütlü develer demektir. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) Efendimizin Zû Kared'de yirmi sağmal devesi vardı. ibni Ebî Zerr ile
karısı bunların yanında bulunuyorlardı. Gatafan kabilesinden Abdurrahmân b.
Uyeyne kumandasında kırk kişilik bir çete bunların üzerine baskın yaparak
erkeği öldürdüler; karısını esîr ettiler; ve develeri alıp gittiler.
«Yâ sabahım!» sözü ile
Araplar yardıma çağırırlardı. Esâs itibariyle bu söz baskın için seslenildiği
zaman söylenirdi. Çünkü ekseriyetle baskınlar sabahleyin yapılırdı ve «sabah
oldu; harbe hazır olun!» mânâsına gelirdi.
Harra : Kara taşlı yer
demektir. Medine böyle iki harra arasındadır. iki harra arasındakilerden murâd:
Bütün Medine halkıdır.
Hz. Seleme üç na'ra ile
hâdiseyi Medîneliler'e duyurmuştu. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) zırhını
giyerek çıkmış. Yanına ilk gelen Mikdâd b. Amr olmuştu. O da zırhlı idi.
Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onu öncü göndermiş; Medîne'ye de ibni
Ümmi Mektûm'u vâlî bırakmıştı. Mikdâd'ın arkasından da süvarilerini gönderdi.
Seleme (Radiyallahu anh) ise düşmana yaya olarak yetişmiş. Arkasından yatsı
zamanı Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile ordusu yetişmişti. Onlar
gelinceye kadar Seleme ve yanında toplananlar develerden on tanesini
kurtardılar. Kalan on tanesini düşman kaçırmıştı. Seleme (Radiyallahu anh)
düşmanın takibîni istedi ise de Resûlullau (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buna
müsaade etmedi:
«Mâlik oldun!
Binâenaleyh merhametli ol!» buyurdular. Mâlik olmaktan murâd : Küffara galebe
çalmasıdır. Aşağıdaki rivayet d«ha tafsilâtlıdır.