NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
116 - (1884) حدثنا
سعيد بن منصور.
حدثنا
عبدالله بن
وهب. حدثني
أبو هانئ الخولاني
عن أبي
عبدالرحمن
الحبلي، عن
أبي سعيد الخدري؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال (يا
أبا سعيد! من
رضي بالله
ربا،
وبالإسلام
دينا، وبمحمد
نبيا، وجبت له
الجنة) فعجب
لها أبو سعيد.
فقال: أعدها
علي. يا رسول
الله! ففعل. ثم
قال (وأخرى
يرفع بها
العبد مائة
درجة في
الجنة. ما بين
كل درجتين كما
بين السماء والأرض)
قال: وما هي؟
يا رسول الله!
قال (الجهاد
في سبيل الله.
الجهاد في
سبيل الله).
{116}
Bize Saîd b. Mansûr
rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Vehb rivayet etti. (Dediki): Bana Ebû
Hânî El-Havlânî, Ebû Abdirrahmân EI-Hubulî'den, o da Ebû Saîd-i Hudrî'den
naklen rivayet etti ki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Yâ Ebu Said! Her kim
Rabb olarak Allah'a, din olarak İslama, Peygamber olarak da Muhammed'e razı
olursa o kimseye cennet vâcibtir.» buyurmuş. Ebû Saîd buna şaşmış ve:
— Bunları bana tekrarla
yâ Resûlâllah! Demiş. O da tekrarlamış. Sonra :
«Başka bir şey var ki
onunla cennete bir kul yüz derece yükseltilir. Her iki derecenin arası yerle
gök arası gibidir.» buyurmuş. Ebû Saîd :
— Nedir o yâ Resûlâllah?
Diye sormuş.
«Allah yolunda cihâddır;
Allah yolunda cihâddır!» buyurmuşlar.
Yukarıda geçen: رضي بالله
ربا،
وبالإسلام
دينا، وبمحمد
نبيا RIZA METNİNİN LATİN HARFLERİ İLE: = [Radiy BİLLAHİ
Rabben ve bi’l-islami dinen ve bi Muhammedi Nebiyyen]
İzah:
Bu hadîs hakkında Kaadi
İyâd şunları söylemiştir; «Bundan zahirî mânâsı kasdedilmîş olması muhtemeldir.
Bu takdirde buradaki derecelerden murâd, görünürde bir birinden yüksek olan
menzillerdir Bu da cennet menzillerinin sıfatıdır. Nitekim cennet köşklerinin
sahibleri hakkında: onlar birbirlerine parlak yıldız gibi görünürler,
buyurulmuştur.
Hadîsden manevî
yükseklik kasdedilmiş olması da muhtemeldir, ki bu yükseklik insanın hâtır-u
hayâline gelmeyen ve mahlûk sıfatında olmayan büyük ihsanlar ve bol
nimetlerdir. Allah'ın cennet ehline lütuf buyurduğu nimet ve kerametlerin
nevî'leri bir birinden çok farklıdır. Fazîlet hususunda bunların bir bîrinden
uzaklığı yerle gök arası gibi olur. Ama birinci ihtimâl daha açıktır.» Nevevî,
Kaadînin sözlerini tasdik etmiştir.