SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

EŞRİBE BAHSİ

<< 2040 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

142 - (2040) وحدثنا يحيى بن يحيى. قال: قرأت على مالك بن أنس عن إسحاق بن عبدالله ابن أبي طلحة؛ أنه سمع أنس بن مالك يقول: قال أبو طلحة لأم سليم: قد سمعت صوت رسول الله صلى الله عليه وسلم ضعيفا. أعرف فيه الجوع. فهل عندك من شيء؟ فقالت: نعم. فأخرجت أقراصا من شعير: ثم أخذت خمارا لها. فلفت الخبز ببعضه، ثم دسته تحت ثوبي. وردتني ببعضه. ثم أرسلتني إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم. قال فذهبت به فوجدت رسول الله صلى الله عليه وسلم جالسا في المسجد. ومعه الناس. فقمت عليهم. فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم (أرسلك أبو طلحة؟) قال فقلت: نعم. فقال (ألطعام؟) فقلت: نعم. فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم لمن معه (قوموا) قال فانطلق وانطلقت بين أيديهم. حتى جئت أبا طلحة. فأخبرته. فقال أبو طلحة: يا أم سليم! قد جاء رسول الله صلى الله عليه وسلم بالناس. وليس عندنا ما نطعمهم. فقالت: الله ورسوله أعلم. قال فانطلق أبو طلحة حتى لقي رسول الله صلى الله عليه وسلم. فأقبل رسول الله صلى الله عليه وسلم معه حتى دخلا. فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم (هلمي. ما عندك. يا أم سليم!) فأتت بذلك الخبز. فأمر به رسول الله صلى الله عليه وسلم ففت. وعصرت عليه أم سليم عكة لها فأدمته. ثم قال فيه رسول الله صلى الله عليه وسلم ما شاء الله أن يقول. ثم قال (ائذن لعشرة) فأذن لهم فأكلوا حتى شبعوا. ثم خرجوا. ثم قال (ائذن لعشرة) فأذن لهم فأكلوا حتى شبعوا ثم خرجوا. ثم قال (ائذن لعشرة) حتى أكل القوم كلهم وشبعوا. والقوم سبعون رجلا أو ثمانون.

 

{142}

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlik b. Enes'e, İshâk b. Abdillah b. Ebî Talha'dan dinlediğim, onun da Enes b. Mâlik'den dinlediği şu hadîsi okudum: Enes şöyle diyormuş:

 

Ehû Taİha Ümmü Süleym'e dediki: Ben ResûlulIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sesini zayıf işittim. Onda açlık olduğunu biliyorum. Senin yanında bir şey var mı? Ümmü Süleym:

 

  Evet! dedi ve arpa ekmeğinden birkaç parça çıkardı. Sonra kendisinin bir baş örtüsünü alarak bir kısmına ekmeği sardı, sonra onu benim elbisemin altına tıktı. Bir kısmıyla da beni sardı. Sonra beni Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gönderdi. Ben ekmeği götürdüm ve Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) mescidde otururken buldum. Beraberinde cemaat vardı. Başlarında durdum. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Seni Ebû Talha mı gönderdi?» diye sordu.

 

  Evet! dedim. «Yemek için mi?» dedi.

 

  Evet! cevâbını verdim. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) beraberindekilere ;

 

«Kalkın!» dedi ve yürüdü. Ben de önlerinde yürüdüm ve Ebû Talha'ya gelerek ona haber verdim. Ebû Talha:

 

  Ey Ümmü Süleym! Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cemaatla geldi. Halbuki bizde onları doyuracak bir şey yoktur, dedi. Ümmü Süleym :

 

  Allah ve Resulü bilir, cevâbını verdi. Derken Ebû Talha giderek, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in huzuruna çıktı. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de onunla beraber gelerek eve girdiler. Müteakiben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem),

 

«Nen varsa getir, ya Ümmü Süleym!» dedi. O da bu ekmeği getirdi. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) emir buyurarak ekmeği parçalattı. Üzerine de Ümmü Süleym tulumundan yağ sıkarak onu katıklattı. Sonra bu ekmek hakkında Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Allah ne dilediyse onu söyledi. Sonra :

 

«On kişiye izin ver!» dedi. Ebû Talha da onlara izin verdi. Ve yediler. Nihayet doydular, sonra çıktılar. Sonra (tekrar) ;

 

«On kişiye izin ver!» buyurdu. Böylece cemaatın hepsi yediler ve doydular. Bu cemâat yetmiş yahut seksen kişi idi.

 

 

143 - (2040) حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا عبدالله بن نمير. ح وحدثنا ابن نمير (واللفظ له). حدثنا أبي. حدثنا سعد بن سعيد. حدثني أنس ابن مالك قال:

 بعثني أبو طلحة إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم لأدعوه. وقد جعل طعاما. قال فأقبلت ورسول الله صلى الله عليه وسلم مع الناس. فنظر إلي فاستحييت فقلت: أجب أبا طلحة. فقال للناس (قوموا) فقال أبو طلحة: يا رسول الله! إنما صنعت لك شيئا. قال فمسها رسول الله صلى الله عليه وسلم. ودعا فيها بالبركة. ثم قال (أدخل نفرا من أصحابي، عشرة) وقال (كلوا) وأخرج لهم شيئا من بين أصابعه. فأكلوا حتى شبعوا. فخرجوا. فقال (أدخل عشرة) فأكلوا حتى شبعوا. فما زال يدخل عشرة ويخرج عشرة حتى لم يبق منهم أحد إلا دخل، فأكل حتى شبع. ثم هيأها. فإذا هي مثلها حين أكلوا منها.

 

{143}

Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Numeyr rivayet etti. H.

Bize İbn-i Numeyr de rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Sa'd b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bana Enes b. Mâlik rivayet etti. (Dediki):

 

Beni Ebû Talha davet için Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gönderdi. Yemek yapmıştı. Ben de gittim. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cemaatla birlikte idi. Bana bir baktı, ben de utanarak: Ebû Talha'ya icabet buyur! dedim. Bunun üzerine cemaata :

 

«Kalkın!» emrini verdi. Ebû Talha:

 

— Yâ Resûlallah! Ben ancak senin için bir şey yapmıştım, dedi.

 

Arkacığından Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yiyeceğe dokundu ve onun hakkında bereket duasında bulundu. Sonra :

 

«Ashabımdan on kişiyi içeriye al!» buyurdu. Ve:

 

«Yeyin!» dedi. Onlara parmaklarının arasından bir şey de çıkardı. Cemâat yediler, doydular ve çıktılar. (Yine) :

 

«içeriye on kişi al!» buyurdu. Onlar da doyuncaya kadar yediler. İçeriye on kişi alıp, dışarıya on kişi çıkara çıkara, nihayet onlardan girmeyen ve doyuncaya kadar yemeyen tek bir kişi kalmadı. Sonra sofrayı hazırladı. Bir de ne görelim, sofra cemâatin yedikleri andaki gibidir.

 

 

(2040) - وحدثني سعيد بن يحيى الأموي. حدثني أبي. حدثنا سعد بن سعيد. قال: سمعت أنس ابن مالك قال: بعثني أبو طلحة إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم. وساق الحديث بنحو حديث ابن نمير. غير أنه قال في آخره: ثم أخذ ما بقي فجمعه. ثم دعا فيه بالبركة. قال فعاد كما كان. فقال (دونكم هذا).

 

{m-1}

Bana Saîd b. Yahya El-Ümevî de rivayet etti. (Dediki): Bana babam rivayet etti. (Dediki): Bize Sa'd b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Enes b. Mâlik'i dinledim. Şunu söyledi:

 

«Beni Ebû Talha Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gönderdi...» Râvi hadîsi İbn-i Numeyr hadîsi gibi nakletmiştir. Yalnız o sonunda: «Sonra kalanı aldı da topladı. Sonra ona bereket duasında bulundu. Ve sofra evvelki haline döndü. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de: «Bunu alın!» buyurdular.»

 

 

2 م - (2040) وحدثني عمرو الناقد. حدثنا عبدالله بن جعفر الرقي. حدثنا عبيدالله بن عمرو عن عبدالملك بن عمير، عن عبدالرحمن بن أبي ليلى، عن أنس بن مالك. قال: أمر أبو طلحة أم سليم أن تصنع للنبي صلى الله عليه وسلم طعاما لنفسه خاصة. ثم أرسلني إليه. وساق الحديث. وقال فيه: فوضع النبي صلى الله عليه وسلم يده وسمى عليه. ثم قال (ائذن لعشرة) فأذن لهم فدخلوا. فقال (كلوا وسموا الله) فأكلوا.حتى فعل ذلك بثمانين رجلا. ثم أكل النبي صلى الله عليه وسلم بعد ذلك وأهل البيت. وتركوا سؤرا.

 

{m-2}

Bana Amru'n-Nâkıd da rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Ca'fer Er-Rakkî rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah b. Amr, Abdülmelik b. Umeyr'den, o da Abdurrahman b. Ebî Leylâ'dan, o da Enes b. Mâlik'den naklen rivayet etti. Enes şöyle demiş :

 

«Ebû Talha, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kendisine has olmak üzere yemek yapmasını Ümmü Süleym'e emretti. Sonra beni ona gönderdi...» Ve râvi hadîsi nakletmiştir. Bu hadîste şöyle de demiştir:

 

«Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) elini koydu ve onun üzerine besmele çekti. Sonra :

 

«On kişiye izin ver!» dedi. Ebû Talha da onlara izin vererek girdiler. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Yeyin ve besmele çekin!» dedi. Onlar da yediler. Bunu seksen kişiye yaptı. Bundan sonra Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile ev sahipleri yediler. Ve artık bıraktılar.»

 

 

3 م - (2040) وحدثنا عبد بن حميد. حدثنا عبدالله بن مسلمة. حدثنا عبدالعزيز بن محمد عن عمرو بن يحيى، عن أبيه، عن أنس بن مالك، بهذه القصة، في طعام أبي طلحة، عن النبي صلى الله عليه وسلم. وقال فيه: فقام أبو طلحة على الباب. حتى أتى رسول الله صلى الله عليه وسلم. فقال له: يا رسول الله! إنما كان شيء يسير. قال (هلمه. فإن الله سيجعل فيه البركة).

 

{m-3}

Bize Abd b. Humeyd dahi rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Mesleme rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülaziz b. Muhammed, Amr b. Yahya'dan, o da babasından, o da Enes b. Mâlik'den bu kıssa ile Ebû Talha'nın yemeği hakkında Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den rivayette bulundu. O bu hadîste şunu da söyledi:

 

«Bunun üzerine Ebû Talha kapıya durdu Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gelince ona:

 

__ Yâ Resûlallah! (Hazırlığımız) ancak az bir şeydi, dedi. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Getir onu! Çünkü Allah onda bereket halkedecektir!»

 

 

4 م - (2040) وحدثنا عبد بن حميد. حدثنا خالد بن مخلد البجلي. حدثني محمد بن موسى. حدثني عبدالله ابن عبدالله بن أبي طلحة عن أنس بن مالك، عن النبي صلى الله عليه وسلم، بهذا الحديث. وقال فيه: ثم أكل رسول الله صلى الله عليه وسلم وأكل أهل البيت. وأفضلوا ما أبلغوا جيرانهم.

 

{m-4}

Bize yine Abd b. Humeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Hâlid b. Mahled El-Becelî rivayet etti. (Dediki): Bana Muhammed b. Musa rivayet etti. (Dediki): Bana Abdullah b. Abdillah b. Ebî Talha, Enes b. Mâlik'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu hadîsi rivayet etti. Bu hadîste şöyle de demiştir:

 

«Sonra Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yedi. Ev sahipleri de yedi. Ve komşularına yetecek kadarını arttırdılar.

 

 

5 م - (2040) وحدثنا الحسن بن علي الحلواني. حدثنا وهب بن جرير. حدثنا أبي. قال: سمعت جرير ابن زيد يحدث عن عمرو بن عبدالله بن أبي طلحة، عن أنس بن مالك. قال:

 رأى أبو طلحة رسول الله صلى الله عليه وسلم مضطجعا في المسجد. يتقلب ظهرا لبطن. فأتى أم سليم فقال: إني رأيت رسول الله صلى الله عليه وسلم مضطجعا في المسجد. يتقلب ظهرا لبطن. وأظنه جائعا. وساق الحديث. وقال فيه: ثم أكل رسول الله صلى الله عليه وسلم وأبو طلحة وأم سليم وأنس بن مالك. وفضلت فضلة. فأهديناه لجيراننا.

 

{m-5}

Bize Hasen b. Alî El-Hulvâni dahi rivayet etti. (Dediki): Bize Vehb b. Cerir rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Cerir b. Zeyd'i dinledim: Amr b. Abdillah b. Ebî Talha'dan, o da Enes b. Mâlik'den naklen rivayet ediyordu. Enes şöyle demiş:

 

Ebû Talha, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i mescidde uzanmış yüz üstü, arka üstü dönerken görmüş. Bunun üzerine Ümmü Süleym'e gelerek:

 

— Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i mescidde uzanmış yüz üstü, arka üstü dönerken gördüm. Aç olduğunu zannederim, dedi...»

 

Ve râvi hadîsi nakletmiştir. Bu hadîste şunu da söylemiştir:      

 

«Sonra Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile Ebû Talha, Ümmü Süleym ve Enes b. Mâlik yediler. Fazla da arttı. Onu komşularımıza hediyye ettik.

 

 

6 م - (2040) وحدثني حرملة بن يحيى التجيبي. حدثنا عبدالله بن وهب. أخبرني أسامة؛ أن يعقوب ابن عبدالله بن أبي طلحة الأنصاري حدثه؛ أنه سمع أنس بن مالك يقول: جئت رسول الله صلى الله عليه وسلم يوما. فوجدته جالسا مع أصحابه يحدثهم، وقد عصب بطنه بعصابة - قال أسامة: وأنا أشك - على حجر. فقلت لبعض أصحابه: لم عصب رسول الله صلى الله عليه وسلم بطنه؟ فقالوا: من الجوع. فذهبت إلى أبي طلحة، وهو زوج أم سليم بنت ملحان. فقلت: يا أبتاه! قد رأيت رسول الله صلى الله عليه وسلم عصب بطنه بعصابة. فسألت بعض أصحابه فقالوا: من الجوع. فدخل أبو طلحة على أمي. فقال: هل من شيء؟ فقالت: نعم. عندس كسر من خبز وتمرات. فإن جاءنا رسول الله صلى الله عليه وسلم وحده أشبعناه. وإن جاء آخر معه قل عنهم. ثم ذكر سائر الحديث بقصته.

 

{m-6}

Bana Harmele b. Yahya Et-Türîbî de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Vehb rivayet etti. (Dediki): Bana Usame haber verdi. Ona da Ya'kub b. Abdillah b. Ebî TalhateI-Ensârî rivayet etmiş. O da Enes b. Mâlik'i şunu söylerken işitmiş :

 

Bir gün Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e geldim. Onu ashabiyle birlikte oturmuş. Onlarla konuşurken buldum. Karnına taş üzerine bir sargı sarmıştı. —Usâme: Ben de şüphe ediyorum, demiş.— Ashabından bâzılarına :

 

  Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) karnını niçin sardı? Diye sordum.

 

  Açlıktan, dediler. Bunun üzerine Ebû Talha'ya gittim. Bu zat Ümmü Süleym binti Milhan'ın kocasıdır. (Dedimki):

 

  Babacığım! Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'\ karnına bir sargı sarmış gördüm de ashabından bazılarına sordum. Açlıktan! dediler. Ebû Talha hemen annemin yanına girerek:

 

  Bir şey var mı? dedi. O da :

 

  Evet! Ben de bir parça ekmekle birkaç kuru hurma var. Eğer bize Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yalnız başına gelirse onu doyururuz.

 

Onunla beraher başka biri gelirse, onlara az gelir, dedi. Sonra râvi hadîsin geri kalan yerlerini kıssasıyle nakletmiştir.

 

 

7 م - (2040) وحدثني حجاج بن الشاعر. حدثنا يونس بن محمد. حدثنا حرب بن ميمون عن النضر بن أنس، عن أنس بن مالك، عن النبي صلى الله عليه وسلم، في طعام أبي طلحة، نحو حديثهم.

 

{m-7}

Bana Haccâc b. Şâir dahi rivayet etti. (Dediki): Bize Yûnus b. Muhammed rivayet etti. (Dediki): Bize Harb b. Meymûn, Nadr b. Enes'den, o da Enes b. Mâlik'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen Ebû Talha'nın yemeği hakkında yukarkilerin hadîsi gibi rivayette bulundu.

 

 

İzah:

Bu hadîsi Buhârî «Menâkıb», «Et'ime» ve «Nüzûr» bahislerin­de; Tirmizî «Menâkıb»'de; Nesâî «Velime» bahsinde muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. Bu hadîsin muhtelif rivayetleri vardır. Hattâ bir rivayetinde Ebû Talha'nın :

 

«Yâ Enes! Bizi rezil ettin!» dediği bildirilmiş. Taberânî'nin -»EI-Evsât» nâm eserindeki rivayetinde Enes (Radiyallahu anh); «Bana taş atmağa başladı.» demiştir. Bu ihtilâflar ya kıssanın ayrı ayrı cereyan etmesinden yahut râvilerin bazı yerlerini unutmasındandır.

 

Nevevî diyor ki: «Enes (Radiyallahu anh) burada iki tarikden iki ayrı hadîs rivayet etmiştir. Bunlar iki ayrı vak'a olup, içlerinde bu iki mucize ile daha başka mucizeler cereyan etmiştir. Birinci hadîste Ebû Talha ile Ümmü SüIeym, Hz. Enes'i birkaç parça arpa ekmeği ile Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e göndermişlerdir...

 

İkinci hadîste Enes: Beni Ebû Talha davet için Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'egönderdi. Ona yemek yapmıştı... diyor.»

 

Aynî dahî hâdisenin ayrı ayrı iki defa cereyan ettiğine işaret etmiştir, burada şöyle bir sual hatıra gelebilir. Hz. Enes'in birinci hadîsinde annesi ile üvey babasının Enes vasıtasıyle Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e ekmek gönderdikleri anlaşılıyor. Hadîsin sonu ise Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e ekmeğin verilmediği, davet edilerek eve geldiği görülüyor.

 

Cevap: Enes'in annesi ile üvey babası yalnız Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e yetecek kadar ekmek göndermişler. Hz. Enes Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında kalabalığı görünce ekmeği vermeye utanmış, yalnız başına gelir ümidiyle onu eve davet etmiştir. Ona böyle yapmasını annesi ile üvey babası da ısmarlamış olabilirler.