NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
4 - (2067) حدثنا
سعيد بن عمرو
بن سهل بن
إسحاق بن محمد
بن الأشعث بن
قيس قال:
حدثنا سفيان
بن عيينة. سمعته
يذكره عن أبي
وفرة؛ أنه سمع
عبدالله بن عكيم
قال:
كنا
مع حذيفة
بالمدائن.
فاستسقى
حذيفة. فجاءه دهقان
بشراب في إناء
من فضة. فرماه
به. وقال: إني
أخبركم أني أمرته
أن لا يسقيني
فيه. فإن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم قال
(لا تشربوا في
إناء الذهب والفضة.
ولا
تلبسوا
الديباج و
الحرير. فإنه
لهم في
الدنيا، وهو
لكم
في الآخرة،
يوم القيامة).
[ش
(دهقان) هو
بكسر الدال
على المشهور،
وحكى ضمها.
وهو زعيم
فلاحي العجم.
وقيل: زعيم
القرية
ورئيسها وهو
بمعنى الأول.
وهو عجمي معرب].
{4}
Bize Saîd b. Amr Sehl b.
İshâk b. Muhammed b. Eş'as b. Kays rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân b.
Uyeyne rivayet etti. (Dediki): Ben onu Ebû Ferve'den dinledim. Abdullah b.
Ukeym'den işitmiş olarak söylüyordu. Abdullah şöyle demiş :
Huzeyfe ile beraber
Medâin'de bulunuyorduk. Huzeyfe su istedi de ona köy muhtarı gümüşten bir kab
içinde içecek getirdi. Huzeyfe onu atıverdi ve şunu söyledi. Size haber
veriyorum ki, ben bu adama bana bu kabtan su vermemesini emrettim. Çünkü Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Altın ve gümüş kabtan
su içmeyin! Diba ve ipeği de giymeyin! Çünkü bunlar dünyada onların; âhirette,
kıyamet gününde İse sizindir.» buyurdu.
(2067) - وحدثناه
ابن أبي عمر.
حدثنا سفيان
عن أبي فروة
الجهني. قال:
سمعت عبدالله
بن عكيم يقول:
كنا عند حذيفة
بالمدائن.
فذكر نحوه.
ولم يذكر في
الحديث (يوم
القيامة).
{M-1}
Bize bu hadîsi İbni Ebî
Ömer de rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyaıı, Ebû Fervete'I-Cühenî'den rivayet
etti. (Demişki): Ben Abdullah b. Ukeym'i şunu söylerken işittim :
«Medâin'de Huzeyfe'nin
yanında idik...»
Râvi yukarki hadîs gibi
rivayette bulunmuş; yalnız bu hadîste: «Kıyamet gününde...» kaydını anmamıştır.
2 م - (2067) وحدثني
عبدالجبار بن
العلاء. حدثنا
سفيان. حدثنا
ابن أبي نجيح،
أولا، عن
مجاهد، عن ابن
أبي ليلى، عن
حذيفة. ثم
حدثنا يزيد،
سمعه من ابن
أبي ليلى عن
حذيفة. ثم حدثنا
أبو فروة قال:
سمعت ابن
عكيم. فظننت
أن ابن أبي
ليلى إنما
سمعه من ابن
عكيم. قال: كنا
مع حذيفة
بالمدائن.
فذكر نحوه.
ولم يقل (يوم
القيامة).
{M-2}
Bana Abdü'l-Cebbar b.
Alâ' dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Ebî Necih evvelâ
Mücâhid'den, o da İbni Ebî Leylâ'dan, o da Huzeyfe'den naklen rivayet etti,
sonra (Dediki): Bize Yezîd rivayet etti, o da bu hadîsi İbni Ebî Leylâ'dan, o
la Huzeyfe'den naklen rivayet etti; sonra (Dediki): Bize Ebû Ferve rivâyet
etti. (Dediki): Ben İbni Ukeym'den dinledim. Ve zannettim ki, İbni Ebî Leylâ
onu ancak İbni Ukeym'den dinlemiştir. İbni Ukeym şöyle demiş:
«Huzeyfe ile beraber
Medâin'de idik...»
Râvi yukarki hadîs gibi
rivayet etmiş, yalnız «Kıyamet gününde.,.» dememiştir.
3 م - (2067) وحدثنا
عبيدالله بن
معاذ العنبري.
حدثنا أبي.
حدثنا شعبة عن
الحكم؛ أنه
سمع
عبدالرحمن (يعني
ابن أبي ليلى)
قال: شهدت
حذيفة استسقى
بالمدائن.
فأتاه إنسان
بإناء من فضة.
فذكره بمعنى
حديث ابن عكيم
عن حذيفة.
{M-3}
Bize Ubeydullah b. Muâz
El-Anberî dahî rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Hakem'den rivayet etti.
o da Abdurrahman'dan (yâni İbni Ebî Leylâ'dan) dinlemiş. Abdurrahman şunu
söylemiş: Ben Huzeyfe Medâin'de su isterken yanında idim. Ona bir insan
gümüşten bir kabla geldi...
Râvi bu hadîsi İbni
Ukeym'in Huzeyfe'den rivayet ettiği hadîs mânâsında nakletmiştir.
4 م - (2067) وحدثناه
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا وكيع. ح
وحدثنا ابن المثنى
وابن بشار
قالا: حدثنا
محمد بن جعفر.
ح وحدثنا محمد
بن المثنى.
حدثنا ابن أبي
عدي. ح وحدثني
عبدالرحمن بن
بشر. حدثنا
بهز. كلهم عن
شعبة. بمثل
حديث معاذ
وإسناده. ولم
يذكر أحد منهم
في الحديث:
شهدت حذيفة.
غير معاذ
وحده. إنما
قالوا: إن
حذيفة استسقى.
{M-4}
Bize bu hadîsi Ebû Bekr
b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Veki' rivayet etti. H.
Bize İbni Müsennâ ile
İbni Beşşâr da rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet
etti. H.
Bize Muhammed b. Müsennâ
dahî rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Ebî Adiyy rivayet etti. H.
Bana Abdurrahman b. Bişr
de rivayet etti. (Dediki): Bize Behz rivayet etti.
Bu râvilerin hepsi
Şu'be'den Muâz'ın hadîsi gibi ve onun isnadı ile rivayette bulunmuşlardır.
Yalnız başına Muâz'dan gayrî hiç bîri bu hadîste Huzeyfe'ye şahid oldum,
dememişlerdir. Onlar yalnız: «Huzeyfe su istedi» demişlerdir.
5 م - (2067) وحدثنا
إسحاق بن
إبراهيم.
أخبرنا جرير
عن منصور. ح
وحدثنا محمد
بن المثنى.
حدثنا ابن أبي
عدي عن ابن
عون. كلاهما
عن مجاهد، عن
عبدالرحمن بن
أبي ليلى، عن
حذيفة، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم. بمعنى
حديث من ذكرنا.
{M-5}
Bize İshâk b. İbrahim
dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Cerir Mansûr'dan naklen haber verdi. H.
Bize Muhammed b. Müsennâ
da rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Ebî Adiyy, İbnî Avn'den rivayet etti.
Her iki râvi
Mücâhid'den, o da Abdurrahman b. Ebî Leylâ'dan, o da Huzeyfe'den, o da Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'ı\en naklen yukarda söylediklerimizin hadîsi
mânâsında rivayette bulunmuşlardır.
5 - (2067) حدثنا
محمد بن
عبدالله بن
نمير. حدثنا
أبي. حدثنا
سيف. قال: سمعت
مجاهدا يقول:
سمعت عبدالرحمن
بن أبي ليلى
قال:
استسقى
حذيفة. فسقاه
مجوسي في إناء
من فضة. فقال:
إني سمعت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم يقول
(لا تلبسوا
الحرير ولا
الديباج. ولا تشربوا
في آنية الذهب
والفضة. ولا تأكلوا في
صحافها. فإنها
لهم في الدنيا).
[ش
(صحافها) جمع
صحفة، وهي دون
القصعة. قال
الجوهري: قال
الكسائي: أعظم
القصاع
الجفنة ثم
القصعة
تليها، تشبع
العشرة. ثم
الصحفة تشبع
الخمسة].
{5}
Bize Muhanımed b.
Abdillah b. Numeyr rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki);
Bize Seyf rivayet etti. (Dediki): Mücâhid'i şunu söylerken işittim, Abdurrahman
b. Ebî Leylâ'yı dinledim. (Şöyle dedi):
Huzeyfe su istedi de ona
bir Mecûsi gümüş bir kabtan su verdi. Bunun üzerine Huzeyfe şunları söyledi:
Ben ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i dinledim :
«İpeği ve dibayı
giymeyin! Altın ve gümüş kablardan içmeyin! Onların sahanlarından da yemeyin!
Çünkü bunlar dünyada onlarındır.» buyuruyordu.
İzah:
Bu hadîsi Buhârî
«Et'ime», «Eşrîbe» ve «Libâs» bahislerinde Ebû Dâvud ile Tirmizî ve İbni Mâce
«Kitâbu'l-Eşrîbe»'de; Nesâî «Kitâbu'z-Zîne»'de muhtelif râvilerden tahrîc
etmişlerdir.
Dihkan: Köyün, muhtarı
ve reisi manasınadır. Fârisîden alınma bir kelimedir. Dühkan şeklinde dahi
okunabilir. Asimin arabî olduğunu iddia edenler de vardır.
Hz. Huzeyfe 'nin
elinden gümüş kabı atması Mecusî'ye birkaç defa bu kabla su getirmemesini
tenbih ettiği içindir. Bu cihet Buhârî'nin rivayetinde tasrih edilmiştir.
Huzeyfe (Radiyallahu anh) bu hareketiyle: Ben kendisine bana bu kabla su
getirmemesini defalarca tenbih etmiş olmasam bunu yapmazdım» demek istemiştir.
Hadîs-i şerifteki :
«Çünkü bunlar dünyada
onlarındır...» cümlesinden murad : Altın, gümüş ve ipek dünyada küffarındir,
demektir. Bu mânâ hadîsin siyakından anlaşılmaktadır.